“HERKES SUÇU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ATIYOR, ÇÖZÜM ÜRETMİYOR”
Ege ve Akdeniz’de orman yangınları, Van ve Karadeniz’de sel taşkınları, büyük acı ve kayıplara neden oldu. Peki bu boyutta afetler yaşamamızın tek nedeni iklim değişikliği mi? Afetlere hazırlık ve müdahale ne durumda?
Yıllardır yetkilileri ve kamuoyunu bu konularda bilgilendiren, meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile Batı Karadeniz’den Van’a, Avrupa’daki sellerden orman yangınlarına, neyin eksiki neyin yanlış tartışıldığını Kısa Dalga için konuştuk.
Prof. Kadıoğlu, Karadeniz’deki sel afetlerinin bu kadar zarar vermesinin pek çok hatadan kaynaklandığını anlattı:
“Dere yatağında en az 200 yıllık su taşkını seviyelerine bakılır, yapılaşma ona göre yapılır. İnsan yapıları ve savunmasızlık, afetin şiddetini artıyor. Dere yatağında bodrum kat yapılmaz, bizde sıfır giriş yapılıyor. Herkes suçu iklim değişikliğine atıyor, sorun çözümsüz kalıyor.”
Peki sorumlu kim? Riskli yerlere ev yapan, ruhsat veren, yapılaşmayı teşvik eden herkes... “İklim değişikliği, riskleri artıyor. Yağış rejimini etkliyor, buharlaşmayı artırıyor. İklim değişiyor, biz değişmiyoruz” diyen Prof. Kadıoğlu da sel göçmeni bir ailenin çocuğu.
“Kıyı kanunu en fazla 50 metre yaklaşabilirsin diyor. Bu yapılaşmayı durdurmak zorundayız. Dağda da derede de su basmanı seviyesi aynı olmamalı. İstanbul’da dere yataklarındaki yerleşimler risk altında.”
Türkiye’de şehirleşmenin kontrolden çıktığını belirten Prof. Kadıoğlu, Karadeniz’de kanal tipi HES’lerin yapıldığını, asıl sorunun derelere dökülen hafriyat olduğunu söylüyor:
“Bu felaketlere birden fazla hata neden oluyor. Son sellerde tomruk fabrikası, alçak tablalı köprüler de etkili oldu. Dereler Karadeniz Otoyoluna açılıyor, kibrit kutusu gibi menfezler yapılmış. Hafriyat, dere yataklarını daraltıyor, suyun ivmesi hızlanıyor.”
Van’ın Başkale ilçesindeki sel felaketinin ise aşırı kuraklık sonrasında toprağın taşlaşması ve yağmurun betona düşer gibi düşmesiyle yaşandığını vurguluyor. Mikdat Kadıoğlu, bu yaz Avrupa’da yaşanan sel felaketlerinin farklı bir olay olduğunu, çünkü 250 yıllık yağışın üzerinde yağış olduğunu, yerleşimin buna göre düzenlendiğini belirtti. Bizdeyse her yıl aynı yerlerde sel oluyor!
“Deprem yönetmeliği gibi sel bölgeleri için ayrıntılı yönetmelik lazım.
Ormanda ev yapamazsınız.Yıkım olmadan, afet olmadan tedbir almalıyız” diyen Kadıoğlu, Türkiye’deki afet yönetimi mantığının değişmesi gerektiğinin altını çizdi: “Bizde afet yönetimi, kriz yönetiminden ibaret. Türkiye’de risk yönetimi lazım, risk azaltmadan hazırlık olmaz.”
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.