31 Mart'tan sonra: Ilımlı bir rejim mi, otoriterlik mi?
POLİTİCAST'İ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Yerel seçimlerin üzerinden bir hafta geçti. Bu seçimler iktidarın 22 yılda hiç olmadığı kadar kan kaybettiğini gösterdi. Bunun için bir çok neden sıralanıyor. Ekonomik kriz, derin yoksulluk, emeklilerin tepkisi, İsrail ile devam eden anlaşmalar, AKP'li belediye başkanlarının varlıkları...
Peki bu sürece nasıl varıldı? İktidar bundan sonra nasıl bir yol haritası izler?
Seçim sonuçlarının belirlenmesi ile Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın iki çarpıcı açıklaması var:
- "Milletimizin farklı tasarrufta bulunduğu yerlerde de güveni yeniden inşa edecek, çok daha güçlü bir şekilde gönülleri fethetmenin yollarını arayacağız."
- "Güneşi gören buz gibi erimemek, eleştirdikleri partilere benzememek ve daha ağır bedeller ödememek için AK Parti hatalarını görüp kendini toparlamak, milletle gönül köprülerini yeniden güçlendirmek zorunda."
Bu açıklamalar gerçekten ılımlı bir sürecin işareti mi?
Ankara kulislerini yakından takip eden Gazeteci Sedat Bozkurt ve Çağrı Sarı bu soruların yanıtlarını aradı.
Politi-Cast'te öne çıkan başlıklar şöyle:
- Bu seçimi sadece yerel seçim sonucu gibi okumamak gerek.
- Yüzde 22'lik seçmeni ikna eden bir parti yok.
- Seçimin kaybedeni: AKP ve İYİ Parti.
- AKP 2017 referandumun ardından kitle kaybediyor.
- Erdoğan yönetimi daha otoriter bir yol izleyecek.
- Gelecek partisi ve deva partisi ne yapacak?
- Van'da dayanışma kazandı.
- Van krizi AKP'de gerilim yarattı.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.