Koronanın sesleri, kenopsia ve şarkıyı hapseden adam
Yayınlanma:
Güncelleme:
Yıllar sonra pandemi dönemini bize hangi sesler anlatacak? Meşhur tabut dansı müziği mi, tiktok şarkıları mı, yoksa şarkı söyleyen ekmekçi mi? Pencerelerde kutlanan milli bayramlar mı, yoksa yatsı ezanında okunan sela ve dualar mı?
Yıllar sonra pandemi dönemini bize hangi sesler anlatacak? Meşhur tabut dansı müziği mi, tiktok şarkıları mı, yoksa şarkı söyleyen ekmekçi mi? Pencerelerde kutlanan milli bayramlar mı, yoksa yatsı ezanında okunan sela ve dualar mı? Sağlık görevlileri için tutulan alkış mı, yoksa hayatımıza çöken sessizlik mi? Soundscape üzerine çalışan öğretim görevlisi Burcu Yaşin, ses çıkarmanın bazen de varolduğunu göstermek, "Ben buradayım, hayattayım" demek olduğunu söylüyor. Ses ve işkencenin ilişkisini 1980 öncesi sıkıyönetim zamanı girdiği cezaevinde öğrenen müzik prodüktörü Cem Yılmaz ise, işkence sırasında çaldıkları "Türkiyem Türkiyem" şarkısının haklarını satın alıp çoğaltılmasına engel olarak işkencenin varlığına meydan okuyor. Beril Eski, dinleyicileri, 1400'lü yıllarda Aya Sofya'da söylenen bir ilahiyle çıkardığı yolculukta, sesin gözardı ettiğimiz etkisini pandemi bağlamında ele alıyor. Bu yolculuk 1980 darbesinin işkence seslerine, sessizliğine uzanıyor ve bugün insanların birbirini ne kadar duyduklarını sorguluyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.