Marjinal Fayda | Enflasyonda yüzde 75'i göreceğiz

Marjinal Fayda | Enflasyonda yüzde 75'i göreceğiz
Mevcut ekonomi yönetimi ücretlilere yüklenmeyi sürdürecek. Bu acımasızlığı en son “emeklilere 5 bin lira ikramiye” verilmesinde kapsam sınırı getirilmesinde de görmüştük.

MARJİNAL FAYDA'NIN SON BÖLÜMÜNÜ DİNLEMEK İÇİN PLAY'E TIKLAYIN

TÜİK, Ekim ayına ilişkin tüketici ve üretici fiyat endekslerini açıkladı. Tüketici fiyatlar aylık %3,43, yıllık 61,36 olarak duyuruldu. Böylece yıllık enflasyon üç ayın ardından ilk kez yavaşlamış oldu. Yavaşlamanın başlıca nedeni baz etkisi. Geçen yıl ekim ayında aylık enflasyon %3,54’tü.
Üretici fiyat endeksi ise aylık %1,94, yıllık 39,39 oldu. Bir süredir devam eden bu tablo, üretici fiyatların daha yavaş ve düşük oranlı arttığını gösteriyor. İki endeks arasındaki makas ise üreticilerin maliyet üstü zamlar yaptığını düşündürüyor.
Enflasyon konusunda asıl TCMB’nin raporu önemli. TCMB 2023 enflasyon tahminini OVP seviyesine çıkardı. Başkan Hafize Gaye Erkan, 2023 yıl sonu enflasyon tahminlerini yüzde 58'den yüzde 65'e, 2024 enflasyon tahminlerini ise yüzde 33'ten yüzde 36'ya çıkardıklarını söyledi.
Başkanın açıklamalarına göre dezenflasyon süreci 2024 yılının ikinci yarısında başlayacak ve istikrarlı bir gerileme izleyeceğiz. O zamana kadar yükselmeye devam edecek ve 2024 Mayıs – Haziran döneminde %75 üstü bir enflasyon görülecek.
Erkan’ın açıklamasına göre enflasyonda haziran sonrasında gerçekleşen 23 puandan fazla artışa akaryakıt fiyatları 4,8 puan, sepet kurdaki artış 4,3 puan, vergi artışları ise 2.5 puanlık katkı yaptı.
ENAG, ekim enflasyonunu aylık %5,09, yıllık ise %126,18 olarak açıklamıştı. Giderek yaygınlaşan kanaat, ENAG’ın rakamlarının hissedileni daha doğru yansıttığı yönünde.
Bakan Şimşek, şeffaflık sözü verdiği halde kendisinden önceki dönem açıklanan ve çok tartışma koparan enflasyon rakamlarını denetime açmadı. Dolayısıyla son aylarda doğru açıklandığını kabul etsek bile, yanlış rakamların üzerine açıklanmış oluyor. Yıl başı yaklaşırken yine bu tartışmalı enflasyon rakamları artışlar için baz oluşturacak.

Emekçileri zor günler bekliyor

TCMB Başkanı, son enflasyon raporu sunumunda, “Ücretlerdeki her 10 puanlık artış enflasyonda 1 ila 1,2 puan artışa yol açıyor” dedi.
Fakat kar marjlarındaki fahiş artışların, şirketlerin maliyetlerinin çok üstünde zam yaparak sağladıkları astronomik karların etkisi hakkında ne bir çalışmadan söz etti ne de bir oran verdi.
Ortodoks iktisatçılar, ekonomistler bu tutucu yaklaşımdan, bu piyasacı yaklaşımdan ayrılmıyorlar. Onlar için şirketlerin fahiş karları sorun oluşturmuyor. Bakış açılarının merkezinde “şirketler için her şeyin daha iyi olması” var. Milyonlarca emekçinin yoksulluk pençesine düşmesini her zaman göze alınması zorunlu bir maliyet olarak vazediyorlar. Enflasyonun karakteri hakkında bir çalışma yok. Bu enflasyonun talep çekişli mi yoksa kar çekişli mi ya da başat rolü hangisinin oynadığına dair bir kanıt sunmadan klasik sermaye yanlısı, sermayeyi gözeten politikaları tercih ediyorlar.
Bu yaklaşımı ekonomi yönetiminin iki önemli isminde de (Şimşek ve Erkan) izliyoruz. Prof. Dr. Erinç Yeldan, Erkan’ın açıklaması üzerine; “Enflasyonun altında ücret maliyetleri var savı yanlış, tutarsız ve komuoyunu yanıltıcıdır. TÜİK verileri, 2015 sonrasında şirketlerin tekelci konumlarına dayanarak kar marjlarını hızla yükselttiğini ve üretici fiyat enflasyonunu körüklediğini belgeliyor” dedi.
Ücretlerin milli gelir içindeki payı azalırken, TÜİK’in hatalı enflasyon rakamlarına göre yapılan zamlarla ücretlilerin alım gücü kaybı ortadayken, enflasyonu ücret artışlarının azdırdığını söylemek doğru Ortodoks ezberden başka bir şey değil. Prof. Yeldan’ın dediği gibi yanlış, tutarsız ve yanıltıcı. Fakat anlaşılıyor ki mevcut ekonomi yönetimi ücretlilere yüklenmeyi sürdürecek. Bu acımasızlığı en son “emeklilere 5 bin lira ikramiye” verilmesinde kapsam sınırı getirilmesinde de görmüştük.

Cezalar zamlandı

Ekim ayı enflasyon verisinin açıklanması ile birlikte 2024 yılı yeniden değerleme oranı da (YDO) belli oldu. Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, MTV, çeşitli harçlar, araç muayene ücreti, Gelir Vergisi tarife dilimleri ve idari cezalar için 2024 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 58,46 olacak.
Buna göre emlak vergisi önümüzdeki yıl kanunu gereği YDO’nun yarısı düzeyinde (%29.23) artacak. (Cumhurbaşkanı’nın sıfıra kadar indirme veya %58.46 olarak tam orana çıkarma yetkisi var.)
Çevre temizlik vergisi de YDO’nun yarısı kadar (%29,23) artacak. (Bu vergide de indirim, artırım yetkisi var)
Yargı harçları, tapu kadastro, konsolosluk, gemi ve liman, diploma ve trafik harçları YDO oranı kadar artacak. (Cumhurbaşkanı’nın yarı oranda indirme – artırma yetkisi var.)
Yurt dışından getirilen cep telefonları için de uygulanacak tutar 20 bin TL'den 31 bin 692 TL'ye çıkacak.
Vergi cezaları YDO kadar artacak. (Yarıya indirme yetkisi var.)
Trafik cezaları YDO kadar artacak.
MTV, YDO kadar artacak ancak Cumhurbaşkanı’nın %20’sinden az olmamak üzere yeni oran belirleme yetkisi var.
Vergi dilimleri değişecek. Gelir Vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin lira olacak.

Mevduat faizleri geriliyor

Ekonomi yönetimi tasarruf sahiplerini standart TL mevduatlara yönlendirmeye çalışırken, ortalama mevduat faizlerindeki geri çekilme geçen hafta da devam etti. Merkez Bankası verilerine görü en yaygın vade olan 3 ay vadeli TL mevduat faizi birkaç hafta önce son dönem zirve noktası olan %45,49’u gördükten sonra gerilemeye başladı ve geçen hafta %41,72 düzeyine geldi. Bu gerilemenin nedeni bankaların hem MB’den daha düşük maliyetli fon bulabilmeleri hem de faiz kısıtı kalkan KKM’den %20’nin bile altında maliyetle fon sağlamaları… TL mevduata ihtiyaçları yok. Ancak TL mevduata dönüş hedeflerini tutturmak için KKM’den TL mevduata dönüşlerde yüzde 45’e kadar faiz teklif edebiliyorlar.

KKM'den çıkış sürüyor

27 Ekim haftasında da KKM’den 62,3 milyarlık çıkış oldu. Böylece son 10 haftada KKM’den çıkış 400 milyar TL’ye ulaştı. KKM’nin toplam büyüklüğü de 3 trilyon liraya geriledi.
Ekonomi yönetimini, KKM'den çıkışı hızlandırmak için önlem üstüne önlem getiriyor. Son olarak KKM hesaplarında zorunlu karşılık oranı yükseltilirken, döviz mevduat için TL cinsi ilave zorunlu karşılık oranı getirildi. Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğe göre 6 aya kadar vadeli KKM’de zorunlu karşılık oranı yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltildi. 1 yıla kadar vadeli ve 1 yıl ve daha uzun vadeli olanlar için zorunlu karşılık oranı ise yüzde 5’ten yüzde 10’a çıkarıldı.
Bu gelişmelerle birlikte TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı da yaklaşık yüzde 5 arttı.

FED, Faizi değiştirmedi

ABD Merkez Bankası (Fed) son toplantısında beklentilere paralel olarak politika faizini değiştirmeyerek %5,25 – 5,50 aralığında tuttu. Banka böylece 2 toplantı üst üste faizi değiştirmedi.
Başkan Jerome Powell faiz indiriminin henüz gündemde olmadığını belirtti. Para politikasında temkinli olarak ilerleyecekleri mesajını verdi.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri %4.480, 2 yıllık faizleri %4,805, 5 yıllık tahvil faizleri ise %4.432 düzeyinde. İki yıllık tahvil faizi %5’in üstünü de gördü. Bu oranlar oldukça yüksek. Doların ABD tahvillerine parketmesini teşvik eden seviyeler. Aynı zamanda gelişmekte olan piyasalara yönelik sermaye akışlarını da sınırlayan seviyeler. Bu durumun Türkiye yönünden etkileri de görülüyor. Ekonomi yönetiminin beklediği kaynak akışını sınırlayan bir gelişme de bu.

Ekonomi yönetimi yabancı bekliyor ama yabancı terk ediyor

Bloomberg’in haberine göre yabancı yatırımcıların hisselerden çıkışı 27 Ekim haftasında da devam etti. TCMB tarafından yayımlanan verilere göre ilgili haftada yurt dışı yerleşiklerin hissede net satışı 68 milyon dolar oldu. Böylelikle hissede yabancı çıkışı serisi beşinci haftaya yükseldi.
Aynı haftada tahvil tarafında ise 10 milyon dolarlık net satış görüldü. Yabancının toplam DİBS stoku içindeki payı yüzde 0.5’le tarihi düşük seviyelere gerilemiş durumda.

resim-2023-11-06-001433173.png

Podcast