Nejat Taştan: Hak arayarak mahkemelerin adil karar vermesi sağlanmalı

Nejat Taştan: Hak arayarak mahkemelerin adil karar vermesi sağlanmalı
Eşit Haklar için İzleme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Nejat Taştan ile Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinde dernekten nasıl destek istenebileceğini konuştuk...

Gündem Eşitlik’in bu haftaki konuğu Eşit Haklar için İzleme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Nejat Taştan...

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği (ESHİD), insan hak ve özgürlüklerinin herkes için tanınması ve eşit fırsatlarla sağlanmasına yönelik üç konuda faaliyet sürdürüyor. İzleme, Savunuculuk ve Destek. Dernek çalışmalarına 2010 yılında başladı.

Çalışmalarında, seçim izleme, adalet erişim, barışçıl toplantı ve gösteri hakkı, ırk, etnik köken, inanç veya dine dayalı ayrımcılık, insan hakları savunucularının güçlendirilmesi, adalete erişim ve eşitliğin güçlendirilmesi konularına odaklanıyor.

Çalışmalarının temelini, İnsan hak ve özgürlükleri oluşturuyor ve bu konuyla ilgili sivil toplum örgütleriyle dayanışma içerisinde çalışıyorlar.

Bu derneğin Türkiye’de faaliyet göstermesi de tesadüf değil. Çünkü “Türkiye eşitsizliğin yoğun olduğu bir ülke”

Nejat Taştan: Türkiye’de eşitsizliğin yoğun olduğu öteden beri bildiğimiz bir şey. Ancak asıl önemli mesele şu, Türkiye'de bu eşitsizliği, kamunun raporlaması gerekiyor. Bütün Bileşmiş Milletler komiteleri Türkiye'ye ayrıştırılmış veri toplamasını tavsiye ediyor. Ancak Türkiye, “benim vatandaşlarım arasında bir ayrım yok, dolayısıyla gruplar, örneğin Roman gruplar, örneğin engellilik ya da kız çocukları vs. gibi gruplar bakımından ayrıca veri toplamıyorum” diyor.

Kamu bir hizmeti planlarken, hizmet sunumu yaparken O hizmete kimlerin ihtiyacı var ve bu grup kaç kişiden oluşuyor gibi bir veri oluşturmalı ki, insanlar o hakka erişebilsin. Kamu bunu yapmıyor. Dolayısıyla ayrımcılık Türkiye'de görünmez halde. Irkçılık da hakeza öyle. Yani Türkiye'de ırkçılık yok. Benim bütün vatandaşlarım, Roman vatandaşım da vesaire de eşittir diye raporlama yapıyor

Oysa biz biliyoruz ki Türkiye'de inanç grupları, cinsel yönelimi farklı olan gruplar, engelliler, kadınlar hayatın her alanında bir ayrımcılıkla karşı karşıyalar ve bu ayrımcılık bazı gruplar bakımından sistematik hale gelmiş durumda.

Eşitlik İzleme Merkezi ile Eşit Haklar İçin İzleme Derneği ortak çalışmalar yürütüyor. Eşitlik İzleme Merkezi, farklı alanlarda çalışan kırkın üzerinde sivil toplum örgütünün dâhil olduğu bir platformun ismi. Merkezleri Ankara'da, İzmir'de temsilciliği var. Eşitlik İzleme Merkezi’nin farklı coğrafi konumlardan bilgi toplayan bir ağı sürekli olarak yürütmesi için ortak çalışmalar yürütüyorlar. Bu amaçla 18-19 Ekim’de Ankara’da Uluslararası Eşitlik Konferansı düzenlendi ve bu konferansa farklı ülkelerden temsilciler katıldı. Konferansın ilki 2018 yılında, daha sonra 2020 yılında, 2022 yılında ve dördüncüsü de 2024 yılında düzenlendi.

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, 343 olayda yasal destek verdi. 5 davada da takipçi oldu. Hak ihlaline ya da ayrımcılığa uğradığını düşünen kişiler derneğin web sitesi üzerinden başvuru yapabiliyor.

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin takip ettiği en önemli davalardan biri, 2013 yılında Denizli'de zihinsel engelli bir kız çocuğunun bir suç şebekesi tarafından alıkonulması davası. Kız çocuğu gece kulüplerinde çalıştırılıyor. Sonra da bir trafik kazasında ölüyor. Öldüğü yerde mermi kovanları da bulunuyor. Aile kızları kayıp olduğu andan itibaren kayıp başvurusu yapıyor, şüphelilere ilişkin bilgiler veriyor ancak kamu makamları etkili soruşturma yapmıyor. Dolayısıyla bu kız çocuğu herhangi bir otopsi yapılmadan defnediliyor.

Nejat Taştan: Bu olayda ailenin bize bir başvurusu olduğu için Biz o davaya müdahillik talebinde bulunduk. Denizli Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyordu. Denizli Ağır Ceza Mahkemesi müdahillik talebimizi kabul etti. Ve dava sonuçlandı. Yerel mahkemede sonuçlandı. İnsan kaçakçılığı suçundan ceza almışlardı….Biz müdahil olmaya çalıştığımız davalarda aslında kamunun etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü gözetmeye ve bunu sağlamaya çalışıyoruz. Fakat Türkiye'de şöyle bir boşluk var. Üç davada müdahillik talebimiz kabul edildi. Ancak karar aşamasında geldiğinde müdahillikten geri düşürüyorlar bizi çünkü yasa el vermiyor.

Türkiye'de hak arama özgürlüğü birkaç bakımdan yeterli güvencelere sahip değil

Nejat Taştan, Türkiye’de “insanların yeterince haklarının farkında olmadığını, hak aramak için başvurulacak etkili mekanizmaların çalışmadığını ve en kötüsü Türkiye'de adli bir dava açmanın hem ekonomik olarak, hem de süreç olarak insanları yıpratan bir boyuta ulaştığını söyledi.

Nejat Taştan: Ne yazık ki yargı bağımsızlığının olmadığı ülkelerde insanlar “ya mahkemeye gitsem ne olur ki sorusunu kendisine sıkça soruyor ve bu sorunun cevabı genellikle olumsuz oluyor ve hak aramaktan vazgeçiyorlar.

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nin araştırmasına göre yurttaşlar, adalete güven azaldıkça hak aramaktan vazgeçiyorlar. Araştırmaya katılanların %73’ü haksızlığa maruz kaldıklarında herhangi bir girişimde bulunmaktan çekiniyor.

Nejat Taştan: Türkiye’de yargı organlarına güven özellikle son on yılda ciddi bir biçimde azalmış durumda. Bunu sadece bize başvuranlar bizim yaptığımız araştırmalar söylemiyor. Yani toplumun geneline baktığınızda mahkemelerin bağımsız ve adil kararlar üretmediği konusunda yaygın bir inanış var. Bizim araştırmalarımız şunu söylüyor. Biz 2018 yılından beri bunu tekrar ediyoruz. Her iki yılda bir Türkiye ayrımcılık algısı araştırması yapıyoruz. Ve dediğiniz gibi çok yüksek bir oran haksızlığa uğrayanlar için de, ayrımcılığa uğrayanlar için de %73'e yakın bir rakam hiçbir şey yapmadım diyor.

Nejat Taştan, Rabia Naz olayını hatırlatıyor, Giresun'da, trafik kazası, süsü verilmiş bir olayda hayatını kaybeden kız çocuğu Rabiz Naz yaşasaydı bugün 18 yaşında olacaktı. Baba Şaban Vatan Naz, kızı için yıllardır adalet arıyor. Taştan Şaban Vatan Naz hak arama sürecinde başına gelenleri ve öz kardeşinin bile kendisine karşı “misilleme” yaparak akıl hastanesine kapatmaya çalıştığını anımsatıyor. İnsanların hak aramaktan çekinmesinin sebeplerinden biri de misilleme korkusu oluyor.

Nejat Taştan: Fail-i meçhul cinayetlerin yakınları yıllardır, mesela Cumartesi Anneleri adalet arıyorlar, son derece barışçıl bir biçimde adalet arıyorlar ama haklarında açılan davalar işaret ettikleri faillerden daha fazla. Yani işaret edilen faili soruşturmayan kamu otoritesi, hakkını arayan insanları soruşturmaya, onları vazgeçirecek yollar denemeye başlıyor. Bu misilleme meselesi de önemli. Dolayısıyla çok disiplinli bir yaklaşımla çözebiliriz

Temel olarak şunu biliyorum. Haksızlığa uğrayan, ayrımcılığa uğrayan herkesin “yargı bağımsız değil ki, mahkeme adil karar vermez ki,” sorusunu bir tarafa bırakıp ben hakkımı aramalıyım demesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ancak hakkımızı arayarak mahkemelerin daha adil kararlar vermesini sağlayabiliriz.

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Podcast