Sokak ve seçmen ilişkisi: Van örneği...
Genel olarak sokak siyasetinin, özel olarak da toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının, basın açıklamasının ve düşünceyi ifade etmenin "darbeye kalkışmakla" ile eş değer görüldüğü ve sokak eylemlerinin marjinalleştirilmeye çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz.
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası demorize olmuş, muhalefetin kendi arasındaki geriliminden bunalmış, sokağa çıkmaktan da geri duran muhalefet sandıklara 31 Mart günü yoğun ilgi gösterdi.
Her ne kadar toplam oy oranında 14 Mayıs seçimlerine göre bir düşüş olsa da, yaşanan gerilimli gelişmeler sandığa ilginin beklenenden daha fazla olduğunu da gösterdi.
Yetmedi, uzun süredir sokakta hak aramaktan geri duran seçmen, Van'da atanmak istenen 'kayyım'a da büyük tepki gösterdi. Başta Van halkı olmak üzere yurdun büyük bölümünde sokak eylemleri yapıldı. Batıdan verilen destek, CHP'nin Van'a heyet göndermesi de öfkeyi büyük bir enerjiye dönüştürdü.
Bu enerji iktidarın geri adım atmasına neden oldu, sokaklar da şenlik alanına döndü...
Peki tüm bunlar nasıl oldu? Türkiye'de seçmen gerçekten sokağa çıkmaktan imtina mı ediyor yoksa tepki göstermenin yöntemleri mi değişti? Bu seçimde adayların sokak ile bağı var mıydı. Sandığa ilgi nasıldı? Van'da ne yaşandı? CHP'nin verdiği destek, iktidarın kayyım fikrinden vazgeçmesinde etkili oldu mu?
Tüm bu sorular ve daha fazlasını Siyaset Bilimci Prof. Dr Ayşen Uysal ile konuştuk.
Uysal ile yaptığımız yayından satırbaşları ise şöyle...
- Bu yerel seçim iktidar cephesinde çözülme yaratır mı?Dağılma bugünden beklenemez ama dağılma hızlanacaktır
- Sokaklar sessizken sandığa bu kadar ilgi neden?
- İktidar, kollektifi dağıtma yönlü adımlar attı
- Sokağı gayrimeşrulaştırma söyleminden muhalefet de etkilendi
- Van'da sokak partisine de oyuna da sahip çıktı
