TÜRKİYE KÖMÜRDEN NASIL KURTULUR?
PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY'E TIKLAYIN
İstanbul ve Ankara’nın geçtiğimiz günlerde sisle duman karışımı “smog”la kaplanması, hava kirliliğinin artık gözle görülür boyutlara vardığının kanıtı oldu.
İstanbul, Dünya Sağlık Örgütü’nün hava kirliliği limit değerlerini yaklaşık 3,4 kat; Ankara’da ise 3,8 kat aştı. Hava kirliliği erken ölüm ve astım, inme, akciğer kanseri, depresyon, şizofreni, erken doğum gibi pek çok sağlık sorunu riskini yükseltiyor. Kirliliğe yol açan faktörlerin başında kalitesiz yakıt ve kömür kullanımı, sanayinin yarattığı kirlilik var...
Kömür, iklim değişikliğine yol açan en kirli kaynakların başında geliyor. Glasgow’daki BM İklim Değişikliği 26. Taraflar Toplantısı yani COP26’da konuşulan en önemli maddelerden biri, kömürden çıkış.
Cumartesi sona ermesi beklenen COP26’da atılan iki önemli adımdan bahsedelim: Birincisi, Ormanlar ve Toprak Kullanımı Deklarasyonu . Buna göre aralarında Türkiye’nin olduğu 100’den fazla ülke ve AB, 2030’a kadar ormansızlaşmayı durdurma ve tersine çevirme taahhüdü verdi.
Türkiye’nin ormansızlaşmayı nasıl önleyeceğiyse henüz bir muamma. İkinci önemli gelişme, 46 ülkenin, ‘‘Kömürden Temiz Enerjiye Küresel Geçiş Deklarasyonu’’ nu yayımlaması.
Aralarında kömürü çok kullanan Polonya, Güney Kore, Endonezya ve Vietnam gibi ülkeler de var. Ancak ABD, Çin ve Avustralya gibi büyük kirleticiler gibi Türkiye’den de henüz ses çıkmadı.
KÖMÜR İTHALATI 5 MİLYAR DOLARI BULABİLİR!
Paris Anlaşmasını yeni onaylayan Türkiye de 2030’a kadar karbon emisyonlarını azaltacağını, 2053’te sıfırlayacağını açıklamıştı. Ancak mevcut politikalarla iktidarın bunu nasıl yapacağı meçhul. Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 35’inin kaynağı termik
santraller... Ayrıca nispeten ucuz bir ısınma kaynağı olarak biliniyor.
Fakat günümüzde bu trend tersine döndü. Türkiye, elektrik ve doğalgazda Avrupa’nın zam şampiyonu. Nasıl olmasın? Geçen yıla göre kömürün fiyatı, yüzde 72 arttı. Kömürün önemli kısmı ithal olduğu için, ucuz değil.
Oysa enerji için çok daha ucuz, sağlıklı ve temiz kaynaklardan yararlanmak mümkün. Kömür kullanımı, bir yönetim ve sermaye sorunu.
Hükümetler kömür gibi fosil yakıtları teşvik eder, hatta bizdeki gibi oy alma aracına dönüştürürse, halk istese de istemese de kömüre yöneliyor.
Bağımsız iklim ve enerji kuruluşu Ember, Eylülde ilginç bir çalışma yayımladı. Rapor, Türkiye’de yeni rüzgâr veya güneş enerjisi santrali
kurarak elektrik üretmenin, en verimli ithal kömür santrali ile kıyaslandığında dahi çok daha ekonomik hale geldiğini ortaya koydu.
Mevcut koşullarda, Türkiye’de kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir!
ERDOĞAN NEDEN NÜKLEER SANTRAL KURMAK İSTİYOR?
İklim alanında çalışan sivil toplum kuruluşları geçen hafta “Türkiye kömürden çıkış tarihini açıklasın, kömürü teşvik etmeyi bıraksın” çağrısını yaptı.
“Kömürü nasıl bırakalım? Millet donsun mu? Elektik kullanmayalım mı” gibi itirazlar gelecektir.
Oysa seragazı emisyonları kontrol edilir, kirletenler bedelini öderse ve kamu kaynağı desteği sonlanırsa bal gibi de kömürden çıkmak ve daha uygun fiyatla enerji üretmek mümkün!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iklim politikalarında öncü olacağını, “yeşil dönüşüm”ü başlatacağını açıklamıştı. 9 Kasım’da yaptığı konuşmadaysa ağaç kesimine karşı çıkan çevrecileri hedef aldı, nükleer enerji santrallerini üçe çıkaracağını söyledi...
Nükleer enerji, fosil yakıt kullanılmadığı için nükleer lobisi tarafından “temiz enerji” olarak lanse ediliyor. Ancak kaza ve güvenlik riski, nükleer atıkların saklanması ve su soğutmak için deniz suyunu ısıtması nedeniyle nükleer de tercih edilmeyen bir opsiyon.
Almanya, 2022’ye kadar ülkedeki 17 nükleer santralin tamamını kapatıyor.
Araştırmalar, nükleer enerji olmadan kömürden çıkılabileceğini gösteriyor.
KÖMÜRE TEŞVİĞİ KES, KİRLETENLERE BEDELİNİ ÖDET!
Türkiye’nin kömür konusunda ciddi adımlar atması keyif meselesi değil, artık bir zorunluluk.
Herşeyi geçelim, Türkiye’nin önemli ticari ortağı AB, “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” AB’ye ihraç edilen ürünlerdeki emisyon içeriğine karbon fiyatlaması uygulayacak. Türkiye’den ciddi bir finansal kaynak, sınırda kesilecek karbon vergileri yoluyla yurtdışına aktarılacak. Ve AB’ye yapılan ihracat üzerinde ek maliyetler oluşacak.
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği ve 350.org için APLUS Enerji’ye bir modelleme yaptırdı.
2 Kasım’da açıklanan “Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım Kömürden Çıkış 2030’’ raporu, mevcut kömür teşviklerinin kaldırılması ve ‘‘kirleten öder’’ ilkesi çerçevesinde ile en geç 2030 yılına kadar kömürden çıkışın mümkün olduğunu ortaya koydu...
Uzmanlar, bu dönüşümden toplumun farklı kesimlerinin yararlanabileceği ve kimsenin mağdur olmayacağı planlamalara kaynak ayrılabileceğini de vurguluyor.
İktidardan muhalefete, “yerlilik” iddiası ortaya atılıyor ya... Bunu gerçekten yapmak için kömürden çıkış şart!
TÜRKİYE KÖMÜRDEN NÜKLEER ENERJİ OLMADAN ÇIKABİLİR
Gelelim raporun önemli başlıklarına...
- Kömür teşvikleri kaldırılır, kirleticiler kömürün maliyetini üstlenirse 2028 yılı itibarıyla ithal kömürden, 2029 yılı itibarıyla ise yerli kömürden çıkış, doğal seyrinde gerçekleşecek.
- Kömürden çıkış senaryosunda, 2021 yılına kıyasla elektrik sektörü kaynaklı karbon emisyonları 2035 yılında %82,8 azalacak ve 27,6 milyon ton CO2 seviyesine gerileyecek. Bu durum Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasını mümkün hale getirecek. Mevcut durum senaryosunda ise 2053 karbon nötr hedefine ulaşmak çok zor.
- Kömürden çıkış senaryosunda rüzgar ve güneş enerjisi artacak; elektrik üretiminde tamamı yerli ve yenilenebilir olan enerjinin payı 2035’te iki kata çıkarak %73,6 olacak.
- Diyeceksiniz ki bunun bedeli olmayacak mı? Evet, kömürden çıkılması orta vadede elektrik piyasa fiyatının artışına neden olacak. Devreye giren yenilenebilir enerji kaynaklarıyla bu fark 2035 yılında kapanacak.
- Kömürden çıkış planının, bu sektörde çalışanları ve yöre sakinlerini mağdur etmemesi için bir Adil Geçiş Mekanizması içermesi gerekiyor.
? Raporda, 2030’a kadar kömürden çıkışta nükleerin bir avantajı olmadığı vurgulandı. Çünkü Nükleer enerjinin maliyeti de riskleri de çok yüksek.
İşin özeti, Türkiye’nin Dünya’ya ve halkına verdiği sözleri yerine getirmesi için önündeki imkanları var. Sorun, vizyonsuzluk ve başka çıkar gruplarının devreye girmesi.
HAFTANIN SESİ: MADAGASKAR
Arka Plan’da “haftanın sesi” bölümünde Madagaskar’a yer verdik.
* Dünyanın en büyük beşinci ada ülkesi Madagaskar, iklim krizinedeniyle kuraklık ve göç dalgaları yaşandığını açıkladı.
* Madagaskar Çevre Bakanı, Kuzey’in ucuz uçuş sevdası yüzündenülkesinin çok bir ağır bedel ödediğini söylüyor. Zira uçak yolculuğuda karbon emisyonlarına katkıda bulunuyor.
* Belgesellerden hayranlıkla izlediğimiz Madagascar’da dünyanın hiçbiryerinde bulunmayan hayvan ve bitki türlerinin geleceği büyük tehlike altında.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.