Yeşil turizm bir aldatmaca mı?

Yeşil turizm bir aldatmaca mı?
Yeşil Dalga’nın bu haftaki bölümünde Mehveş Evin ve Ferdi Akarsu, kitlesel turizmle sürdürülebilir turizm arasındaki farkları, otellerin 'yeşil sertifikaları' nasıl aldığını ve bunun için gereken kriterleri anlatıyor.

Küresel ölçekte ekonomik gelirin yüzde 10’u turizmden geliyor. Dünyada artık kitlesel turizmin yerini sürdürülebilir turizm alıyor. Peki gezegene zarar vermeden gezmek, tozmak mümkün mü?

Turizm için “bacasız sektör” deniyor, çünkü hem küresel GSMH (gayrı safi milli hasıla) hem istihdam açısından önemli bir gelir kapısı. İşin bir de sosyal fayda yönü var: Başka şehirlere, ülkelere seyahat ederek kültürel ve yerel değerleri keşfediyoruz, mutlu oluyoruz.

Ne var ki büyüyelim derken bitmek bilmeyen otel ve yol inşaatı, işletmesi, uçak ve gemi yolculuklarıyla Dünya kaynaklarını tüketmeye devam ediyoruz. Türkiye hâlâ bu yolda ilerliyor. Peki nereye kadar?

PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ

Pek çok ülke, kitlesel turizmi sınırlayıp butik veya “sürdürülebilir” turizme yöneliyor. Örneğin komşu Yunanistan, Rodos adasında örnek bir projeyle “sürdürülebilir turizm”i uyguluyor. Kosta Rika, turistin “fazlası”nı kabul etmiyor.

İyi de sürdürülebilir turizm nedir? Gerçekçi bir tanım mı? Mesela bir otelin plastik şişe kullanmaması onu “yeşil” yapar mı? Yoksa yine mi yeşil yıkmacılığın kurbanı mı oluyoruz? Türkiye turizmi daha “yeşil” hale getirilebilir mi, nasıl?

Podcast