Harran antik kenti Pompei’yle yarışır mı?
MEHVEŞ EVİN
Bugün Suriye ve Gazze özelinde Ortadoğu ve Mezopotamya’yı konuşurken hep savaş, din ve mezhep çatışmaları ön planda. Haritalarla bölgeyi askeri ve etnik açıdan anlamaya çalışıyoruz.
Oysa bu coğrafya, semavi dinlerin ortaya çıkışından bin yıllar önce inancın, bilimin, bir arada yaşamanın, medeniyetlerin merkeziydi. İnsanlık, buradan büyük bir sıçrama yapıp avcı toplayıcılıktan tarıma ve yerleşik düzene geçti.
Son yıllarda Türkiye’nin güneydoğusunda yürütülen kazılar, aslında tam o sıçramanın yapıldığı döneme, yani neolitik öncesi “çanak çömleksiz” çağa dair yapılan olağanüstü keşiflerle insanlık tarihini değiştirdi. Değiştirmeye de devam ediyor!
Türkiye sınırlarının içerisinde tespit edilen toplam 20 tepeciğe günümüzde “Taş Tepeler” deniyor. Bunların 11’i Urfa sınırları içerisinde. Öyle ki “Peygamberlerin şehri” diye bilinen Urfa, artık “tarihin sıfır noktası” olarak da tanıtılıyor.
En benzersiz olanı, MÖ 9600’e tarihlenen Göbeklitepe. Fakat Urfa’da 100 bin km2’lik alanda birbirine yakın dönemlerde yapılmış 11 höyük daha var: Karahantepe, Çakmaktepe, Sayburç, Ayanlar, Sefertepe, Gürcütepe, Harbetsuvan, Yeni Mahalle, Kurt Tepesi, Mendik ve Yoğunburç.
Fakat Urfa’da inanç ve kültür turizmine çok büyük katkısı olacak başka kazılar da yürütülüyor. En önemlisi, halen yeterince tanıtılmayan Harran antik kenti. Farklı tarihlerde, farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Harran, Roma döneminde korunmuş yapılarıyla İtalya’nın meşhur antik kenti Pompei ile atışabilecek seviyede.
“Dünyanın İlk Üniversitesi” dahil, bölgedeki pek çok “ilk”le anılan Harran kazıları, Bakır Taş Çağı’na (MÖ 5000-3000) kadar uzanıyor.
Harran paganizmi Moğollara kadar sürdü
Bahsettiğim kazılar ve keşifler, turistik ilgiyi önemli ölçüde arttırsa da Urfa’ya 2022’de ancak 600 bin ziyaretçi gelmiş. Çoğu yerli turist şehir merkezini, Balıklıgöl’ü gezmeyi tercih ediyor.
Oysa katman katman tarihi ve kültürüyle çok daha fazlasını hak ediyor Urfa. Öyle ki, başlı başına Türkiye’yi uçuracak potansiyele sahip: Düşünün ki MÖ 2-3 bin yıl arasına tarihlenen İngiltere’deki Stonehenge stellerini yılda 1.3 milyon kişi ziyaret ediyor. Pompei ise 2023’te 4 milyon ziyaretçiyle rekor kırdı.
Harran’a dönelim… Harran kazısı başkanı Prof. Mehmet Önal ile gezme şansını bulduğum kazı alanı, 1.03 km2’lik bir alana yayılıyor. “Bin yıl kazsak bitmez” diyor Prof. Önal gülerek.
Zeugma’da eserlerin yüzde 95’ini çıkaran ekibin başkanı olan Prof. Önal, 12 yıl önce Harran Üniversitesi’ne gelip buradaki kazıları yürütmeye başladı. Anlattıkları, gösterdikleri o kadar etkileyiciydi ki sözleşip röportaj yaptık. Youtube’da iki bölüm halinde yayınlanacak söyleşimiz, çivi yazılarından heykelciklere, Prof. Önal’ın fotoğraflı sunumuyla renklendi.
İlk bölümde Harran kazısının en eski:
- Harran, M.Ö. 2400'lerden itibaren çivi yazılı belgelerde adı geçen bir yerleşim. Sümer, Akad, Asur ve Babil gibi eski medeniyetlerde adı “Harrani, Harana” diye geçiyor. Yunan Roma döneminde “Carrhae” (Kareya) sonra Hellonopolis adını almış.
- “Kervan, yol” anlamına gelen Harran’ın “en” lerinden biri Ay Tanrısı Sin Tapınağı. MÖ 2000’lerde Mezopotamya Pantheonu'nun, yani tanrılarının, tanrıçalarının ikamet yeri. Sin, gökyüzü ve astronomi ile ilişkilendirilmiş. Ayın evreleri, tarımsal takvim ve ticaret faaliyetleri üzerinde etkili.
- Harran’ın Roma imparatorluğu için müthiş önem taşıdığını, kazıda bulunan sikkeler, heykelcikler, süslemelerden ve savaşlardan biliyoruz. Jüstinyanus döneminde şehrin çevresi 4 km’lik surlarla çevrilmiş.
- Homeros'a etki eden edebiyat da Mezopotamya'dan, Gılgamış destanı (MÖ 2000). Bu kültür, Sin ve Harran ile birleşiyor. Ve bundan sonra “Harraniler” deniyor, yıldız gezegen kültürü kast edilerek.
- Artık sadece aya, güneşe değil Mars'a ibadet ediyorlar. Bunu seyyahlar yazıyor. Harran paganizmi, Hıristiyanlık ve İslam’ın yayılmasından sonra, Moğol istilasına kadar (1272) varlığını devam ettiriyor.
Harran’da Sin Tapınağı yakınındaki kazıda en son hilal biçimnde gömülmüş dört tane köpek bulundu. Prof. Önal’a göre bu bir ritüel ve bölgedeki şifa tanrıçası Gula ile ilişkili olabilir. Nitekim köpek, Harran için şifa ve sağlıkta önemli. Ortaçağ döneminde Harran İçkale’deki “köpekli kapı” da bulundu.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.