Gezi Davası'ndan çıkan hapis cezalarının ardından, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) önde gelen üyeleri yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada kararın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına aykırı olduğu vurgulandı; Avrupa Konseyi'nde Türkiye için devam eden ihlal prosedürü açısından sonuçlar doğuracağı belirtildi.
AP üyeleri, "Türkiye için neredeyse hiç AB perspektifi yok" başlıklı açıklamada, "Bu karar, mevcut sistemin otoriter karakterini bir kez daha teyit ediyor ve temel haklar ile hukukun üstünlüğü alanında herhangi bir gerçek reform yapma konusundaki isteksizliği açıkça gösteriyor" ifadelerini kullandı.
'MUTLAKA SONUÇLARI OLACAK'
AP'nin Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor ile AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky'nin imzasıyla, 'önde gelen AP üyeleri' adına AP'nin Dış İlişkiler Komitesi tarafından yayımlanan açıklamanın tam metni şöyle:
"Türkiye'nin yargısı, bugün Osman Kavala'yı hükümeti devirmeye teşebbüs iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum ederek en kötü tahminleri teyit etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu üzücü kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına açıkça aykırıdır ve Avrupa Konseyi'nde devam eden ihlal süreci açısından mutlaka sonuçlar doğuracaktır.
'ÇOK ÜZÜCÜ BİR GÜN'
Bu Gezi davasında ağır hapis cezaları alan Osman Kavala ve diğer sanıklar, onların aileleriyle tam dayanışmamızı ifade ediyoruz. Bugün sadece onlar için değil, Türkiye'de temel hakları ve hukukun üstünlüğünü her gün savunanlar, ülkenin AB'ye daha fazla yaklaştığını görmek isteyenler için çok üzücü bir gün. Bunu yapmanın yolunun bu olmadığı ortada.
'YARGIÇLARDAN BİRİNİN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMASI, ŞOKE EDİCİ BİR ÖRNEK'
Bu karar, mevcut sistemin otoriter karakterini bir kez daha teyit ediyor ve temel haklar ile hukukun üstünlüğü alanında herhangi bir gerçek reform yapma konusundaki isteksizliği açıkça gösteriyor. Bu bağlamda, bir yandan kendi uluslararası taahhütlerine saygısızlık ederken diğer yandan kurallara dayalı bir düzene dair uluslararası konsensüsten uzaklaşan mevcut Türkiye için AB perspektifi yok denecek kadar azdır.
Mahkeme heyetindeki yargıçlardan birinin birinin iktidar partisi için milletvekili adayı olması, bu davanın siyasi müdahaleyle nasıl gölgelendiğinin bir başka şoke edici örneğidir. Son dört buçuk yıllık süreç, adil yargılama standartlarını tamamen hiçe sayarak birbirini izleyen adli manevralara sahne oldu." (Kısa Dalga)