İşte Hablemitoğlu iddianamesi: Fethullah Gülen azmettirdi, Levent Göktaş öldürttü

İşte Hablemitoğlu iddianamesi: Fethullah Gülen azmettirdi, Levent Göktaş öldürttü
Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesi ile ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede Hablemitoğlu cinayetinin FETÖ'nün azmettirmesiyle Levent Göktaş tarafından kurulun örgüt tarafından işlendiği ve tetiği Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'nun çektiği belirtildi.

CENGİZ ERDİNÇ

Nuri Gökhan Bozkır’ın sekiz yıl önce yaptığı itiraflarla yeniden soruşturulan Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin davasına ilişkin iddianame Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/9054 sayılı iddianamesinde aralarında Fethullah Gülen, Enver Altaylı ve Levent Göktaş’ın da olduğu 10 sanık yer aldı.

Savcılık HTS kayıtları, şüpheli ifadeleri ve tanıklara dayanarak Milli İstihbarat Teşkilatı müsteşarı olmak isteyen Levent Göktaş’ın kendisine rakip olarak gördüğü Necip Hablemitoğlu’nu, FETÖ/PYD ile ilgili çalışmalarından rahatsız olan Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’nın azmettirmesiyle öldürme kararı aldığı, bu kararın Özel Kuvvetler Komutanlığı içinde Göktaş’la birlikte hareket eden Fikret Emek, Tarkan Mumcuoğlu ve Nuri Gökhan Bozkır’la eyleme dönüştüğü ve 18 Aralık 2002 tarihinde cinayetin işlendiği ileri sürüldü.

İddianamede sanıklar Fethullah Gülen, Mustafa Özcan, Enver Altaylı, Aydın Köstem, Mustafa Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Nuri Gökhan Bozkır, Mehmet Narin ve Ali Serhat Ilıcak için suç işlemek için kurulan örgüte üye olma ve tasarlayarak adam öldürme fiilleriyle ilgili farklı hapis cezaları istendi. Ancak “terör örgütü” değerlendirmesi yapılmadı.

Fethullahçılar Hablemitoğlu'nu durdurmaya çalıştı

İddianamede Hablemitoğlu cinayeti özetle şöyle anlatıldı:

“18/12/2002 öncesinde maktul Necip Hablemitoğlu’nun, FETÖ/PDY terör örgütünün ülkemizdeki legal görünümlü aslında illegal amaca hizmet eden faaliyetlerini deşifre etmeye çalısması, buna iliskin kamuoyu önünde söylemlerde bulunması, bu konuda örgütü "Köstebek" diye isim verdiği kitap çalısması ile halka anlatmak istemesi, aynı dönemde örgütün lideri hakkında Devlet Güvenlik Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan terör soruşturmasının başlatılması, FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde büyük rahatsızlık uyandırmış ve Hablemitoğlu’nun ölümüne giden süreci yaratmıştır.

Enver Altalyı'nın rolü

Tüm yasanan süreçte maktulü bir an evvel durdurmaya çalışmak isteyen örgütün sözde Türkiye imamı olan olan Mustafa ÖZCAN'ın 2002 yılı ikinci yarısından itibaren en temel meselesi Necip HABLEMITOGLU'nu durdurmaya çalışmak olmuştur.

Aynı dönemde Mustafa ÖZCAN Istanbul ilinden Ankara iline gelerek kendilerine yardımcı olabileceğini bildikleri Enver ALTAYLI ile görüşmeler gerçekleştirmiş, Enver ALTAYLI ise maktulü öncelikle tanıyan kisiler üzerinden ikna etmeye çalısmış, bunda basarılı olmayınca ise, olay tarihinde tıpkı kendine bağlı çalışan eskiden beri tanıdığı olan Aydın KÖSTEM üzerinden dönemin Özel Kuvvetler Komutanlığı Muhabere Arama Kurtarma Alay Komutanı olan Mustafa Levent GÖKTAS ile irtibatlanmış, şüpheliler Fetullah GÜLEN, Mustafa ÖZCAN, Enver ALTAYLI ve Aydın KÖSTEM'in şüpheli Mustafa Levent GÖKTAS'ı azmettirmesi sonucunda maktul Necip HABLEMITOGLU, şüpheli Mustafa Levent GÖKTAS'ın kurduğu suç örgütü tarafından öldürülmüştür.

MİT Müsteşarlığı etkeni

Maktul Necip HABLEMITOGLU'nun ölümüne yakın dönemde bazı çevrelerce ismi Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlıgı görevine geçirildigi, aynı dönemde Mustafa Levent GÖKTAS'ın da kim tarafından bu teklifin yapıldıgı bilinmese de ilk defa çevresindekilere kendisinin Milli Istihbarat Teskilatı Müstesarı olacagını ifade etmeye basladıgı anlasılmıstır.

Maktulün bu göreve getirilip getirilmeyeceği bilinmez bir konu olsa da kendi çevresine bu duruma iliskin düsüncelerini anlatmaya baslamış, keza Mustafa Levent GÖKTAS da bu göreve hiç bir zaman getirilmemis, ancak onun için bu husus sürekli talep edilen bir durum haline dönüsmüştür.

Olay tarihinde maktulün ve Mustafa Levent GÖKTAS'ın içinde bulunduğu bu durum, maktulün, Mustafa Levent GÖKTAS tarafında öldürülmesine sebep olan bir baska konu olarak görülmesi gerekmektedir.

Soruşturmada gelinen süreçte, Mustafa Levent GÖKTAS'ın, olay tarihinde kendisine baglı, tespit edilebilen Fikret EMEK, Ahmet Tarkan MUMCUOGLU, Nuri Gökhan BOZKIR ve Mehmet NARIN isimli üyelerinden olusan silahlı bir suç örgütü kurduğu, öncesinde maktul Necip HABLEMITOGLU'nu Nuri Gökhan BOZKIR üzerinde takibe aldığı, olay yerinde kesif yaptırdığı, sonrasında örgüt içerisinden Fikret EMEK ile birlikte hareket eden Ahmet Tarkan MUMCUOGLU'na öldürttüğü hususunda kuvvetli suç şüphesi bulunmaktadır."

Suikast finansmanı Siemens ihalesinden alınan komisyondan

İddianamede suikastin nasıl finanse edildiğine ilişkin de çarpıcı ayrıntılar yer aldı. İddianamede şöyle denildi:

"Enver ALTAYLI Ali Serhat ILICAK'tan Almanya Ülkesindeki çevresi üzerinden Siemens Şirketi ile Genelkurmay Başkanlığı arasında geçen ihale sürecinde Siemens Şirketi adına aracılık rolü için bağlantı kurmasını istediği düşünülmektedir. Enver ALTAYLI'nın, Necip HABLEMITOGLU'nun engellenmesi konusunda Mustafa Levent GÖKTAS'tan yardım istemesi, onunla temas kurması, sonucunda Mustafa Levent GÖKTAS'a bağlı suç örgütü tarafından Necip HABLEMITOGLU'nun öldürülmesi düşünüldüğünde ise, cinayetin islenmesi sürecinde yer alan bazı kisiler için para temin edilmesi ihtiyacının, bahsedilen ihale sürecinden alınan komisyon parası ile karşılandığı kanaati oluşmaktadır. Aydın KÖSTEM'in, Enver ALTAYLI'dan istediği 30.000 dolar para da bu amaçla istenilen ve verilen bir paradır. Söz konusu ihale sözleşmesi 03/07/2003 tarihinde imzalanmış olsa da Nizamettin AFSAR'ın alınan ifadesinden ihale sürecinin 2002 yılı içerisinde başladıgı bilinmektedir. İhale sözleşmesinin imzalanmasından sonra Nizamettin AFSAR ve Osman TUNCER hesaplarına gönderilen söz konusu paraların, bu kisilerin hesabından Ali Serhat ILICAK ve Enver ALTAYLI tarafından çekildikten sonra, cinayette rolü olan şüphelilerden Aydın KÖSTEM hariç kime dağıtıldıgına dair net bir tespit yapılamamaktadır."

Yeni Deliller

İddianamede Nuri Gökhan Bozkır’ın çelişkili ifadeleri de ortaya kondu, 18 Aralık 2002’de işlenen cinayetin görgü tanıkları ile sanıklar arasındaki telefon ve görüşme kayıtlar, konum bilgileri değerlendirildi. Bozkır’ın aralarındaki husumet nedeniyle suçladığı Özel Kuvvetler Komutanlığı subaylarının da aralarında olduğu 14 sanık için kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

CDR Kayıtları Analiz Edildi

İddianamede 2015 yılındaki yeni ifadeler üzerine tüm şahıslara ilişkin HTS (Historical Traffic Search-Geçmiş İletişim Araması) kayıtları ve konum bilgilerinin analiz edilmesi için olay tarihinden altı ay önce ve altı ay sonrasına ait olmak üzere mobil ve sabit hatların tüm Türkiye’deki bir yıllık CDR kayıtları (Call Detail Records-Arama Detay Kayıtları) soruşturma dosyasına getirildiği ve analiz edildiği vurgulandı.

Kimi sanıklar savcıya verdikleri ifadede geçmişte kendisiyle ilgili bir soruşturma olmadığı için HTS kayıtlarının da olamayacağını, 20 yıl önceki kayıtları yasa gereği imha edilmiş olması gerektiğini ve delil olarak kullanılamayacağını ileri sürmüş, kayıtları reddetmişti.

Defalarca Anlattı

İddianamede, Nuri Gökhan Bozkır’ın poliste verdiği ve savcı önünde tekrarladığı ifadesinde dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’a 2015 yılı Şubat ayında bütün bildiklerini anlattığı, yine bunun ardından 2017 yılında Kiev’de Türkiye’nin İçişleri Ateşesi Fahrettin Karadeniz’e bildiklerini yazılı olarak anlattığı ve bu dilekçenin bir süre sonra soruşturmayı yürüten savcıya ulaştığı belirtildi.

Dost Tarikatı Cinayeti

İddianameyi hazırlayan Savcı Zafer Ergün 3 Mayıs 2004’de İstanbul Tuzla’da işlenen İhsan Güven ve Sibel Güven cinayetine ilişkin sürdürülen soruşturma için de “aralarında hukuki ve fiili irtibat olmadığı” gerekçesiyle ayırma kararı verdi.

Yine Nuri Gökhan Bozkır’ın sanık olarak yargılandığı, 8 Eylül 2015’te Akçakale’de İŞİD’e gönderilmek üzere patlayıcı yakalanmasına ilişkin dava ve soruşturma da yine iddianamede yer almadı.

Hablemitoğlu cinayeti soruşturması nedeniyle aranan Levent Göktaş, Bulgaristan’da yakalanmış, Türkiye’nin iade istemine karşı sığınma başvurusunda bulunmuş, ve önceki gün tutuklu olduğu cezaevinden ev hapsine çıkarılmasına karar verilmişti.

Gündem