Meral Akşener’den İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Cinayetleri durdurabildiniz mi?

Meral Akşener’den İstanbul Sözleşmesi tepkisi: Cinayetleri durdurabildiniz mi?
25 Kasım Kadına şiddetle mücadele günü dolayısıyla konuşmasını iptal edbmilen İstanbul Sözleşmesine ayıran Akşener, Erdoğan’a “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek; cinayetleri durdurabildiniz mi; onu da açıkla" seslendi.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

Meral Akşener İstanbul Sözleşmesini fesheden AKP iktidarına tepki gösterdi ve Erdoğan'a seslendi: Objektiflerin karşısına geçip; "Kadına şiddet abartılıyor." diye pis pis sırıtanları; susturamadığınız müddetçe; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! İstanbul Sözleşmesi’ni, tüm gereklilikleriyle birlikte, hakkıyla uygulamaya almadığınız müddetçe; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Akşener ayrıca asgari ücrein belirlenme şekli için de "asgari ücretli açlığa mahkum, ailesi de yoksulluğa mecbur hale getirilmiş. Böyle bir tablo karşısında çıkmışlar asgari ücreti yılda bir defa belirleyeceklerini söyleyebiliyorlar. İşte utanmazlık budur.." dedi. .

Akşener'in açıklamalarından alıntılar şu şekilde:

Bildiğiniz üzere, 25 Kasım, Kadına Şiddete Karşı, Uluslararası Mücadele Günü’ydü, Ülkemizdeki birçok mesele gibi; kadın ve kadına yönelik şiddet meselesi de; ne yazık ki, sadece böyle özel günlerde hatırlanıyor. Ancak maalesef; Türkiye’de, son 10 ayda, 364 kadın öldürüldü… Her gün, ülkemizin dört bir yanından; artık, sokak ortalarına kadar taşan; kadına yönelik şiddet görüntüleri geliyor…

Çocuklarımız bile; şiddetin, tacizin, tecavüzün, mağduru oluyor… Boşanmalar çığ gibi artıyor, aile yapımız sarsılıyor… Ve şiddetin, bundaki payı da maalesef büyük… Çok değil; daha bu haftanın başında; Ankara’da bir kadın; eşi tarafından, vurularak öldürüldü. İstanbul’da bir başka kadın ise; çocuklarının gözleri önünde katledildi. Adana’dan, Çankırı’dan, Kocaeli’nden, Muğla’dan; Memleketin dört bir yanından; her gün, yeni bir kadın cinayeti haberi alıyoruz…

Ülkemizde kadınlar artık; “şiddet, ne zaman kapımı çalacak?” bekleyişiyle yaşıyor… Evde, işte, sokakta, her yerde; “ya sıradaki ben olursam” tedirginliğiyle yaşıyor… Akşam saatlerinde, tek başına kaldığı zaman; can güvenliğinin korkusuyla yaşıyor… Tüm bu acılar yaşanırken; Tablo, bu derece vahimken; Sayın Erdoğan ise, çıkıp; “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin; kadın hakları ve şiddetle mücadeleye, en küçük olumsuz bir etkisi olmamıştır.” diyerek açıklama yapıyor. Gerçekten inanılır gibi değil… Bu sorumsuz açıklama karşısında; ben de buradan, kendisine seslenmek istiyorum:

Madem öyle, O zaman; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmemizin; kadınlar üzerinde, nasıl olumlu bir etkisi oldu, çık, onu da açıkla. Her gün, yeni bir kadın, cinayete kurban giderken; Ak Parti iktidarı olarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek; cinayetleri durdurabildiniz mi; onu da açıkla. Her gün yeni bir kadın, şiddete maruz kalırken; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, bu şiddete mani olabildiniz mi; onu da açıkla. Her gün, yeni bir aile içi vahşete şahit olurken;

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, aile içi huzuru sağlayabildiniz mi; onu da açıkla. Kadınlar, her gün bir yenisi eklenen, korkularla yaşarken; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek, kadınları koruyabildiniz mi; onu da açıkla. Değerli dava arkadaşlarım; Bu soruların hepsinin cevabı, “Hayır”. En ufak bir adım bile atmadılar. Peki sonuç ne oldu? Sonuç; 2022 yılında, 334 kadın, şiddet yüzünden, hayatını kaybederken; 2023’ün bitmesine, 1 ay kala, bu sayı 364’e çıktı!

Üstelik; Daha kaç kadını, kaybedeceğimizi bilmiyoruz! Daha kaç kadının, şiddet altında yaşamaya çalıştığını bilmiyoruz! Daha kaç kadının, çaresizce ölümü beklediğini bilmiyoruz! Daha kaç kadının, baskı ve tehditlerle, mücadele ettiğini bilmiyoruz!

Ama bildiğimiz bir şey var ki, o da; Kadın düşmanı bir azınlığı tatmin etmek için; Kadın haklarından taviz veren, kirli bir anlayışla; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! Ahlakı, kadın bedeni üzerinden tanımlayan; bu çürük zihniyete, yol verdiğiniz müddetçe; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz!

Objektiflerin karşısına geçip; "Kadına şiddet abartılıyor." diye pis pis sırıtanları; susturamadığınız müddetçe; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz! İstanbul Sözleşmesi’ni, tüm gereklilikleriyle birlikte, hakkıyla uygulamaya almadığınız müddetçe; hiçbir şeyi değiştiremezsiniz!

'Merkez Bankasına karışmayın demiştik... Ekonomi Neredeen nereyee'

Biraz önce de söylediğim gibi, iktidar; ekonomimizi de düzlüğe; içinde bulunduğu, acı tabloyu inkar ederek, çıkartmayı vadediyor. Yani; ortadaki sorunun varlığını reddederek; o soruna, bir çözüm bulabileceğini iddia ediyor… Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz hafta, Merkez Bankası, faiz oranını, yüzde 40 seviyesine çıkardı. Hatırlayın; bundan 2 buçuk yıl önce, dönemin Merkez Bankası Başkanı; faizleri yüzde 19’a çıkardığı için, görevden alınmıştı. Dün; yüzde 19 faiz, kabul edilemez bulunuyordu; Bugün; yüzde 40 faiz, adeta alkışlanıyor… “Neredeen nereyee” değil mi? İktidarı, defalarca uyarmıştık.

“Merkez Bankası’nın işine karışmayın.” demiştik. İktidarı akla ve bilime davet etmiştik. “’Faiz sebep enflasyon sonuçtur.’ saçmalığından, vazgeçin.” demiştik. Dün; tüm bu ikaz ve eleştirilerimizi, duymazdan, görmezden gelen iktidar; Görünen o ki, bugün; yine kendisine yakışan bir tutarsızlıkla; “Faizi yükselt ki, enflasyon düşsün.” modeline dönüyor…

'Asgari ücretli açlığa mahkum, utanmazlık budur'

Türk-İş verilerine göre, Kasım'da açlık sınırı 14 bin 25 liraya, bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 18 bin 239 lira olmuş. Dört kişilik bir aile için 45 bin 686 liraya ulaşan yoksulluk sınırı, 11 bin 402 liralık asgari ücretin dört katını aşmış. Temmuz ayındaki asgari ücret bugün 4 ay sonra açlık sınırının yüzde 20 altına inmiş, asgari ücret ailenin yoksulluk sınırının 3,3 katı iken bugün 4 katını aşmış. Asgari ücretli açlığa mahkum, ailesi de yoksulluğa mecbur hale getirilmiş. Böyle bir tablo karşısında çıkmışlar asgari ücreti yılda bir defa belirleyeceklerini söyleyebiliyorlar. İşte utanmazlık budur... (Kısa Dalga)

Politika