TKP Genel Sekreteri Okuyan, Antakya'daki tabloyu tüm gerçekliğiyle anlattı: 'Burada topyekün bir çöküş var'

TKP Genel Sekreteri Okuyan, Antakya'daki tabloyu tüm gerçekliğiyle anlattı: 'Burada topyekün bir çöküş var'
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Antakya'dan deprem sürecini değerlendirdi.

Halk TV ekranında Emin Çapa ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu'na konuşan Okuyan, "Biz bu düzeni eleştiren insanlarız, bu düzene karşı mücadele ediyoruz, ama bizi bile şaşırtacak kaos, dağınıklık, beceriksizlik söz konusu. Burada bir yönetememe durumu, bir topyekün çöküş var" dedi.

Depremin yarattığı yıkımın ardından yurttaşlara ulaşma çalışmaları devam ederken, Hatay'da Türkiye Komünist Partisi'nin yardım ekipleri faaliyetlerini sürdürüyor.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından TKP ekipleri, Antakya'da kriz masası kurmuş, yurttaşlarla dayanışma başlatmıştı.

Antakya'da kriz masasında bulunan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Halk TV'de gazeteciler Emin Çapa ve Barış Terkoğlu'na bölgeden son durumu aktardı.

“Burada bizi bile şaşırtan bir beceriksizlik ve kaos var”

Depremin en ciddi vurduğu yerlerden birisinin Antakya olduğunu belirten Okuyan, kentin içinde bulunduğu zor durumu şöyle anlattı:

"Biz buraya başka yerlerde olduğu gibi depremden hemen sonra hareket ettik. Hem kurtarma çalışmalarına katılıyoruz hem de Türkiye’nin dört bir yanından partimize ulaşmış yardımları burada dağıtmaya devam ediyoruz. Ama şunu söylemem gerekiyor: Bu çok zor karşılaşacağımız yıkıcılıkta bir deprem, bu depremin hasarsız atlatılması imkânsız. Ancak öte yandan da bu depremin yıkıcılığı kadar şaşırtıcı olan şu: Biz bu düzeni eleştiren insanlarız, bu düzene karşı mücadele ediyoruz, ama bizi bile şaşırtacak kaos, dağınıklık, beceriksizlik söz konusu. Burada bir yönetememe durumu, bir topyekün çöküş var."

“İnsanlara koşmak zorunda olan kamu kurumlarının binaları çöktü”

Aslında görevini yapması gerekenlerin yapamadıklarını, tüm halkın dayanışma içinde yapmaya çalıştığının altını çizen Okuyan, sözlerine şöyle devam etti:

"Keşke Türkiye’de öyle bir sistem olsaydı ki devlet, siyasi iktidar hiç başka şeylere ihtiyaç duymadan tıkır tıkır işleseydi. Böyle bir şey yok. Ama biz buradayız, elimizden geleni yapıyoruz. Şimdi biz sıcağı sıcağına, bütün Türkiye doğal olarak meselenin insanların hayatı ile ilgili kısmına odaklanıyoruz. Doğrusu bu. Ama öte yandan da bu ülke birkaç gün sonra acı gerçekle karşı karşıya gelecek. Muazzam bir yönetememe durumu var. Bakın hiçbir kamu kuruluşu hareket edemedi. Çünkü insanlara koşturmak zorunda olan kurumlar çöktü. Hastaneler çökünce yaralıların yanına kimse gidemiyor. Birçok kentte AFAD merkezleri çöktü, AFAD personeli yaralandı. Bir tane okul, hastane hasarsız yok. Böyle bir durumda zaten halk kendi kaderiyle karşı karşıya kalıyor. Kendi sorunlarını çözmek zorunda kalıyor, maalesef durum bu. Bugün biz TKP olarak kimsenin ulaşmadığı köylere gittik, bizim olanaklarımız kısıtlı. ‘11 bin ev için ihbar geldi’ açıklamaları yapılıyor bunları geçin. Bu kentte, hasar almamış ev belki 10’dur, 50’dir. Bütün kentten bahsediyorum. Bu kentin baştan aşağı yeniden imar edilmesi gerekecek, ama buna dair planlı bir çalışma şu an yok. Ve çok acıdır, şu an bazı yerle bir olmuş olan binaların başında kimse yok. Türkiye’nin her yerinden yardım geliyor, yurttaşlarımız tatbikî de yardım etmek istiyor, ama yollar tıkanmış, bunu dağıtacak organizasyon yok. Biz meraklısı olduğumuz için, şov yapmak için değil, örgütlü hareket ettiğimiz için öne çıktık. Mesela dağıtımlar artık bize geliyor, insanlar kamyonları getiriyorlar, bizim kurduğumuz merkezlere yüklerini bırakıyorlar gidiyorlar. Mesela kamyon gelmiş, TIR şoförü geri dönmek zorunda ve bunu dağıtmak için hiçbir mekanizma yok."

“Ortada örgütlü hareket edilen bir mekanizma yok”

AFAD'ın AFAD bir kurum olmaktan çıkıp, her şeyi kendi bünyesine almaya çalışan ve dağılmış bir organizasyon olduğunu söyleyen Okuyan, "Her şeyi AFAD kendisi yapsın denilince yapılamıyor. Ellerinden geleni yapıyorlar, yanlış anlaşılmasın, ama ortada örgütlü hareket edilen bir mekanizma yok. Aynı şey İzmir’de de oldu, bir kere piyasa ekonomisi dediğimiz, o çok aktörlü, övülen mekanizmanın bu tarz problemleri çözme şansı yok" dedi.

Depremde kamu kaynaklarını ve insan kaynaklarını iyi yönetmenin öneminin altını çizen TKP Genel Sekreteri, "Birisi ekonomiyle ilgili, diğeri örgütlenmeyle ilgili. Devletin aklı gitmiş durumda. Devletin aklı örgütlü hareket etme yeteneği gittiğinde gider. Türkiye bölgesel iddiaları olan, büyük bir ekonomi. Bu iktidar, 20 yıldır bir ‘imparatorluk’ iddiasıyla hareket ediyor. Ama bu iktidar depremin yarattığı tek bir sorunu yönetemiyor. Mesela trafik. Bugün Adana’dan buraya iş makinelerinin gelmesi trafiği arttırdı. İmkânsız hale geldi trafiğin yürümesi. Trafiğe binen yükün bir kısmı Cumhurbaşkanı’nın bölgede olmasıydı, güvenlik nedeniyle ek bir yük bindirdiler. Ama bunun ötesinde trafiği yönetemediler. Bu trafiğin açık olması lâzım. Ambulanslar gidiyor, iş makineleri geliyor, her saatin değeri var. Bakın enkaz altında kalanlar için son saatlerdeyiz. Niye bu kadar geç kalındı. Akıl olsa, bilimle yönetilen, planlamayla yönetilen bir ülke olsa depremin olduğu günün sabahı, saat 7’de tablo netleşir, harekete geçilirdi. Harekete geçmek için iki gün beklenir mi? Çok geç." ifadelerini kullandı.

Okuyan tüm halka baş sağlığı ve geçmiş olsun dilekleriyle sözlerini sonlandırdı. (Kısa Dalga)

Gündem