Usta gazeteci Celal Başlangıç son yolculuğuna uğurlandı: 'Mücadele etme geleneğini miras bıraktı'

Usta gazeteci Celal Başlangıç son yolculuğuna uğurlandı: 'Mücadele etme geleneğini miras bıraktı'
Almanya’da sürgünde yaşayan ve bir süredir kanser tedavisi gören usta gazeteci Celal Başlangıç 3 Mayıs 2024 Cuma günü Köln'de vefat etmişti. Başlangıç bugün Köln'de son yolculuğuna uğurlandı. Başlangıç için düzenlenen törende sadece gazeteciler konuştu ve Başlangıç'ın son ana kadar 'Ne olacak bu memleketin hali' sorusuna yanıt aradığını kaydetti.

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününde, ömrünün çoğunu basın özgürlüğü mücadelesinde geçirmiş olan usta gazeteci Celal Başlangıç yaşama gözlerini yumdu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önceki dönem Onur Kurulu üyelerinden, Artı TV ve Artı Gerçek’in kurucu yayın yönetmeni olan gazeteci Celal Başlangıç, Almanya'nın Köln şehrinde son yolculuğuna uğurlandı.

Törende, Celal Başlangıç'ın isteği üzerine sadece gazeteciler konuştu.

Hasan Cemal'den unutulmaz haberi anlattı: Seni hep iyi hatırlayacağız

Gazeteci Hasan Cemal, Celal Başlangıç'ın gazeteciliğini ve onun unutulmaz haberlerini anlattı. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği döneminde Celal Başlangıç'la olan anısını anlatan Cemal, şunları söyledi:

"Gece aradı beni. 'Bok yedirmişler' dedi. 'Ne boku Celal' dedim. 'Hasip Kaplan'ın dilekçesi var elimde. Köylüler dilekçe vermişler. Hepsi imzalı altında. Ondan sonra bütün köy, muhtar, herkes...'

Haber geliyor. Diyorum ki buna önce biz sadece dilekçeyi koyalım. Hiç yorum yapmadan Hasip Kaplan’ın savcılığa verdiği dilekçeyi koyalım.

Koyduk. Ben de bir yazı yazdım Cumhuriyet’in birinci sayfasından 'Gerçek neyse ortaya çıksın' diye. Fakat o arada haberde bir bölümü koymadık. Çünkü bekleyelim aşama aşama gidelim dedik.

İstifa etmeye kalktı Celal. Aradım hemen ‘Dur', dedim 'Ne istifası?' Böyle bir tartışma geçti. Klasik gazeteci ve müdür tartışması. Durdu. Dört gün sonra, olay gerçek, dışkı yedirdiler diye, o dönem Başbakan olan Turgut Özal açıkladı. Özal'ın manşetteki açıklamasını hiç unutmuyorum.

Dünyalar bizim olmuştu. Biz gazeteci milleti böyleyizdir. İnsanlara bok yediriliyor, bunun haberini yapmaktan heyecan duyuyoruz. Bunu yapan da Celal.

Celal adam gibi adamdı. Çok iyi bir gazeteciydi, çok iyi bir insandı. Huzur içinde uyu kardeşim. Seni hep iyi hatırlayacağız."

whatsapp-image-2024-05-10-at-13-45-22.jpeg
Fotoğraf:Serkan Yadırgı

Erk Acarer: Onunla yan yana olmak bizler için büyük onur vesilesi oldu

Gazeteci Erk Acarer, Celal Başlangıç'ı şu sözlerle anlattı:

"Celal Abi sadece bir gazeteci olarak değil, insan olarak örnek oldu. Yoldaşı, kardeşi ve bir öğrencisi olarak onunla yan yana olmak bizler için de büyük onur vesilesi oldu. Celal Başlangıç, sürgünde ölen bir gazeteci değil, zira ‘Benim vatanım gazetecilik’ derdi. Şimdi hala yanımızda toprağa basıyor. Hoşçakal Celal Abi…"

Can Dündar: Ne olacak memleketin hali diye diye giden bir kuşak bizimki

Uzun yıllardır Almanya’da yaşayan Gazeteci Can Dündar da törende konuşma yapan isimlerdendi.

Dündar, ''Dün gece bir muhabbet sofrasında Celal'in dostları, arkadaşları Celal'i andık. Masanın baş köşesinde bir rakı kadehi vardı Celal'i temsilen. Üstünde bir yazı. ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ Bu soruya bir ömür verdik hepimiz. Celal de bir ömür verdi. Bu soruya bir cevap bulabilmek için" dedi.

Celal Başlangıç'la yaptığı son görüşmeyi de anlatan Can Dündar, şu ifadeleri kullandı:

"Son görüşmemiz vefatından haftalar önceydi. Hala bu sorunun cevabını arıyordu. 'Yazıya başlamam lazım, tekrar yazı yazmam lazım’ diyordu. Memleketin hali diye diye giden bir kuşak aslında bizimki. Bizden öncekiler de öyleydi.

Ve memleket hasretiyle, tıpkı Nazım gibi, tıpkı Yılmaz Güney gibi, tıpkı Ahmet Kaya gibi... Ne olacak bu memleketin hali sorusuna cevap arayarak bir ömür harcadık. Ama büyük izler bıraktı. Kısmen cevapları da bıraktı bize. Bu ülkenin tarihi biraz ülkeyi sevenlerle soyanlar arasındaki bilek güreşinin tarihidir. Sevenler soyanları sorguladıkça, soyanlar sevenleri hapsetmiştir, zulmetmiştir. Mahkemelerde süründürmüştür, sürgünlere yollamıştır.

Bu yollardan geçtik Celal'le birlikte. Ama soyanlar güçlüyse böyle sevenler haklı. Hiç unutulmayacaktır. Çok büyük bir iz bıraktı. Ve biz de unutturmamak için elimizden geleni yapacağız."

Kemal Göktaş: Türkiye’de iyi gazeteciliğin nasıl yapılacağını insanlara gösterdi

Törende konuşan bir diğer gazeteci de Kısa Dalga Genel Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş'tı. Başlangıç'la mesai arkadaşlığı da yapan Göktaş, şunları söyledi:

"İki tür gazeteci var. Biri ün için, kariyer için, para kazanmak için bu mesleğe girenler. Bir de efkarı memleket olan, ne olacak bu memleketin hali sorusuna bir yanıt üreterek gazeteci olanlar. Celal abi bu ikincilerdendi ve en iyilerdendi.

Ben üniversitede öğrenciyken açlık grevinde ölen arkadaşımın hikayesini yazdığı gün tanıştım Celal abiyle. Sonrasında hep takip ettim.

Kürt'ten, ezilenden, işkence mağdurundan, ifade özgürlüğü kısıtlanandan, emeği sömürülenden yana oldu. Sadece gazeteciler için değil, herkes için Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi insanlardan, en iyi gazetecilerden biriydi Celal abi.

Onunla çalışma onuruna bir aşamada sahip olduğum için çok mutluyum. Artı TV'de ve Artı Gerçek'te çok büyük bir mücadele verdi. Sürgünde Türkiye'ye, Türkiye'de iyi gazeteciliğin nasıl yapılacağını insanlara gösterdi.

Çok büyük zorluklarla, çok büyük mücadelelerle yarattığı bu kurumlar keşke yaşasa ve keşke daha da büyüseydi. Celal abinin bize bıraktığı miras daha iyi bir ülke için, daha iyi bir memleket için nerede olursak olalım, gazeteciysek gazeteci, avukatsak hukukta, işçiysek fabrikada mücadele etme geleneğidir. Hepimizin ve başta Ayşe'nin başına sağ olsun.’’

Banu Güven: Celal Başlangıç beni bugünkü gazeteci yaptı

Törende Kısa Dalga yazarı gazeteci Banu Güven de konuştu. "Celal Başlangıç beni bugünkü gazeteci yaptı. Ve daha nicelerini..." diyen Güven sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evrensel Gazetesi’nin eski genel yönetmeni arkadaşımız Fatih Polat 'üç kuşak gazeteciyi o etkiledi’ demişti. Daha çoğunu da etkilemeye devam edecek. Şimdi bu töreni çeken arkadaşlarımız, daha genç insanlar da daha iyi olmak üzere. Ben onun vedasını bir fotoğrafla yapmıştım. ‘Yaşaman Direnmektir' yazıyor arkasındaki duvarda. Mardin'de çekilmiş bir fotoğraf. Bütün hayatını direnerek geçirdi. Ve çok iyi bir yol arkadaşı vardı; Ayşe. Sağ ol Celal."

Günay Aslan: bizim ustamız, özel hayatımızda abimiz, hayatı paylaştığımız yoldaşımızdı

Gazeteci Günay Aslan törende yaptığı konuşmada, “Celal abi bizim ustamız, özel hayatımızda abimiz; hayatı paylaştığımız dostumuz ve yoldaşımızdı. Hep Celal abinin sürgünde öldüğü gibi bir şey söyleniyor ya, ben o söyleme katılmadığımı bir kere daha ifade etmek isterim. Çünkü Celal abi gazetecilikle iç içeydi. O hep yanımızda olacak. Ben Celal abi gibi bir abiyi ve ustayı tanımaktan dolayı onur duyuyorum.” dedi.

Celal Başlangıç’ın hayatı boyunca Kürtler ve başka haksızlığa uğrayanlar için mücadele ettiğini hatırlatan Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bana Türk muamelesi yapma diyordu. Çünkü Celal Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez bu etnik kimliklerin hiçbirine sığmayan biriydi. Hepsinin üstünde, ötesinde bir insandı. İnsan odaklıydı da insanı merkeze alan bir bakış açısı vardı. Celal birine baktığı zaman Kürt mü Türk mü görmüyordu, sadece insan görüyordu. Bu yüzden o ülkede, inkarcı Türk Devleti’nin resmi görüşüyle kendi arasına kalın bir çizgi çekmişti. Devletin şovenist, militarist sistemi, onun egemen siyaseti, kalemşörleri, üniversiteleri ile arasında kalın bir çizgisi vardı. Celal, devletin ne söylediğine değil, bu söylemin altında neyi gizlendiğine bakardı. O, gerçeğe ışık tuttu. Kürtlere yapılan zulme ışık tuttu. Bedelini de ödedi ancak tarihin sayfalarında da kendine çok saygın bir yer edindi. Aynı şekilde Kürt halkının kalbinde de saygı, seçkin bir yer edindi. Kürtlere her zaman koruyacakları onurlu anlamlı bir miras bıraktı.”

Günay Aslan, daha sonra Celal Başlangıç’a Kürtçe ifadelerle veda etti.

whatsapp-image-2024-05-10-at-13-45-21.jpeg
Fotoğraf: Serkan Yadırgı

Uğurlama konuşmalarının ardından Başlangıç’ın arkadaşları kortej halinde defnedileceği yere kadar yürüdü.

Usta gazeteci meslektaşları ve dostlarının oluşturduğu kalabalık bir kortej ve çiçekler eşliğinde defnedildi.

Törende, Başlangıç’ın yakınları ve meslektaşlarının yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi yer aldı.

Usta gazeteci Başlangıç'ın cenazesine katılanlar arasında, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Antalya Milletvekili Saruhan Oluç, müzisyen Suavi, gazeteci Can Dündar, ve eşi Dilek Dündar, gazeteci Hasan Cemal, eski Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, HDP eski Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, gazeteci Günay Aslan, eski HDP Milletvekili Hasip Kaplan, sanatçı Ferhat Tunç, gazeteci- yazar Banu Güven, gazeteci- yazar Ragıp Duran, Kısa Dalga Genel Yayın Yönetmeni gazeteci - yazar Kemal Göktaş da yer aldı.

Celal Başlangıç kimdir? Gazeteciliğe adanan hayat

Hak temelli gazeteciliğin Türkiye'deki öncülerinden olan Başlangıç, siyaset ve medya üzerine yazdığı eleştirel yazıları ile de demokrasi ve basın özgürlüğü mücadelesinin önemli isimlerinden biriydi.

90'lı yıllarda olduğu gibi 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL dönemindeki karanlıkta da gazetecilikte ısrar eden Başlangıç, KHK ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma amacıyla 2016 yılında başlatılan bir günlük "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katıldığı gerekçesiyle 13 gazeteci ve yazar hakkında açılan davada yargılandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019 yılında Başlangıç'a ‘propaganda’ suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Daha sonra Yargıtay Başsavcılığı, davanın temyiz aşamasında 2022 yılında verdiği tebliğnamede cezanın bozulmasını isteyecekti.

2017 yılının başında Almanya'ya giden Başlangıç, Türkiye'de kurma çalışmalarına başladığı Artı TV ve Artı Gerçek internet sitesini Almanya'da kurdu. Başlangıç, Artı TV'nin açılışında televizyon ve internet gazetesi çalışmalarını uzun bir süre önce Türkiye’de başlattıklarını belirterek, “Ancak siyasi gelişmeler, basına yönelik saldırılar nedeniyle bir anda kendimizi Köln’de bulduk” demişti.

Başlangıç hakkında genel yayın yönetmeni olduğu gerekçesiyle Artı Tv de yer alan haber ve yazılar nedeniyle çok sayıda soruşturma açıldı. Pasaportu iptal edildi. Cumhurbaşkanı'na hakaret iddiasıyla başlatılan soruşturmada, adresi bilindiği halde hakkında yakalama ve tutuklama müzekkeresi düzenlendi.

Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakkında açılan keyfi davalar nedeniyle Türkiye'ye gidemeyen Başlangıç son olarak Artı TV'de program yapıyor ve Artı Gerçek'te yazıyordu.

Bir döneme damgasını vuran haber: Köylülere dışkı yedirilmesi

Yaptığı binlerce haber arasında en önemlilerden biri 1989'da Cizre'nin Yeşilyurt ilçesinde askerlerin köylülere dışkı yedirdiğine ilişkin haberdi. Cumhuriyet gazetesinde haberinin yayınlanmaması üzerine istifa edeceğini belirten Başlangıç, daha sonra haberinin manşetten girmesini sağlamış ve bu sarsıcı haber Kürt sorununun sembollerinden biri haline gelmişti. Başlangıç, ısrarlı takibiyle sorumluların ceza almasını sağladığı habere ilişkin Bianet'teki yazısında, şöyle demişti:

"Aslında güvenlik güçlerinin, Kürt köylülerine ilk dışkı yedirme olayı değildi bu, ama olay gerçekleştikten hemen sonra, sıcağı sıcağın yazılan, uzun bir mücadele süreci sonucunda sorumlusunun mahkum edildiği ilk olaydı bu. Her ne kadar gerek ulusal, gerekse de uluslararası hukukta haberimizin doğruluğu tescil edilse de bugüne kadar verilen her brifingde hem Genelkurmay'ın koridorları, hem de kulaklarım çınladı hep 'vatan haini' diye." (Kısa Dalga)

Gündem