YASAKLANAN ÇOCUK KİTAPLARININ ÇEVİRMENİNE BERAAT
Elizabeth Brami ve Estelle Billon tarafından yazılıp resimlenerek Burcu Uğuz tarafından çevrilen “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” kitaplarının başına gelmeyen kalmadı. Önce Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından “çocuklarda cinsiyet kimliği bunalımı oluşturduğu” gerekçesiyle “çocuklara satışı” durduruldu. Bakanlık bununla yetinmedi, her iki kitabın da toplatılması için hakimliğe başvurdu. İstanbul 5’inci Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla her iki kitabın da toplatılmasına karar verildi.
TIKLAYIN / ÇOCUK KİTAPLARINA SANSÜR YARGIDAN DÖNDÜ
Bu kez işin içine savcılık da girdi. Çünkü her iki kitapla ilgili CİMER’e ihbar yapılmıştı: Bu iki kitap, içeriğinde müstehcenliğe konu olabilecek tarzda, çocukların algısını toplumun ar ve haya duygularına ters düşecek şekilde ahlaki çöküntü oluşturmaya elverişli yazılar ve görseller içeriyor. Böyle deniyordu ihbarda.
İhbar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı her iki kitabın çevirmeni olan Burcu Uğuz hakkında “Müstehcen Yayınların Yayımlanmasına Aracılık Etmek” suçundan İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Çevirmen “sanıktı” ve 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başlamıştı. Aile Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da davanın tarafı oldu.
BERAAT GELDİ AMA KOLAY OLMADI
Çevirmen Burcu Uğuz’un mahkemede ifade verdi. Uğuz, suçsuz olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Mahkemede, kendisinin, kitapların yayıncısı ve yazarı olmadığını anlattı. Uğuz savunmasında, “benim işim kitapların dilbilgisi kurallarına uygun olarak çevirilmesidir, yazarın üslubuna sadık kalmaktır” dedi. Çevirmen Uğuz, kitabın yayınlanıp yayınlanmayacağı konusunda tasarrufun yayıncıda olduğunu anlattıktan sonra Kürtür Bakanlığı’nın da sürecin içinde olduğunu şöyle aktardı:
“Bir kitap yayınlanmadan önce son kontrolleri yapılarak benim bildiğim kadarıyla ilgili bakanlığa gönderilir, oradan alınan onaydan sonra basımına geçilir, ben bu şekilde olacağını düşünerek yayıncıya güven duydum, kitaplar üzerinde herhangi bir hakkım ve tasarrufum bulunmamaktadır, kitabı yayınlamak yayıncıya, gerekli izinleri vermek ise Kültür Bakanlığına aittir, bu kitaplarda herhangi bir hukuki sorumluluğumun olmadığını düşünüyorum, bu nedenle beraatimi talep ediyorum"
Savcılık da esasa ilişkin mütalaasında çevirmenin kitabın yalnızca çevirisini yaptığını belirterek, sanığın beraat etmesi gerektiğini savundu. Savcı mütalaasında, “Basın Kanunu 11/2 maddesinde süresiz eserle ilgili cezai sorumlulukla ilgili terditli şekilde eser sahibi, yayımcı ve basımcının sorumlu olacağının belirtildiği, sanığın eyleminin yayınlanmasına aracılık etme niteliğinde olmadığı anlaşılmakla atılı suçtan beraatine karar verilmesini talep ve mütalaa olunur” dedi.
"ÇEVİRMENİN SORUMLULUĞU YOK"
Yapılan yargılama sonunda Mahkeme, Çevirmen Uğuz’un beraatına karar verdi. Gerekçeli kararda, “, sanığın kitabın tercümesini yapmaktan ibaret eyleminin yüklenen suçu oluşturmayacağının açıkça belirtildiği, bu haliyle suç konusu kitapların içeriklerinin müstehcen nitelikte olup olmadıklarından bağımsız olarak, sanığın tercüme yapmaktan ibaret eyleminin müstehcen görüntü, yazı veya sözlerin yayınlanmasına aracılık etme olarak nitelendirilemeyeceği ve yüklenen suçu oluşturmayacağı kanaatine varıldığından, sanığın beraatine dair aşağıdaki hüküm tesisi cihetine gidilmiştir” değerlendirilmesi yapıldı.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.