Ekonomistler anlattı: Piyasalar, İmamoğlu şokunu atlatabilir mi?
Kısa Dalga - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanarak görevden alınmasının piyasaların seyrini nasıl etkileyeceği merak ediliyor.
Gözaltı kararından sonra piyasalar altüst olmuş ve ekonomi yönetimi bu nedenle sadece ilk üç günde 26 milyar doları eritmişti.
BBC Türkçe'ye konuşan ekonomistler, tutuklama kararının piyasaları nasıl etkileyebileceğini anlattı.
Yüksek kur, yüksek faiz ve enflasyon...
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, siyasi gerilimin tırmandığı şu günlerde, ekonominin ciddi bir maliyetle karşılaşacağını belirtiyor: "Bu maliyetleri daha yüksek kur, daha yüksek enflasyon, daha yüksek faiz ve yavaşlayan büyüme olarak özetleyebiliriz.
"Yaşanan siyasi krizin ekonomik yansımalarının oldukça ciddi olacağını öngörmek mümkün. Bu seferki krizin kaynağı ekonomik değil, siyasi."
Ekonomik dengeler bu şoku kaldırabilir mi?
Ekonomistlere göre esas kritik soru şu: Yeni yeni toparlanmaya başlayan ekonomik dengeler, bu şiddette bir şoku kaldırabilir mi?
Mayıs 2023 seçimlerinden bu yana Merkez Bankası, agresif faiz artışları sayesinde yaklaşık 65 milyar dolarlık net rezerv biriktirmişti. Politika faiziyse 8,5 seviyesinden yüzde 50'ye kadar çıkarıldı, Aralık 2024'te başlayan faiz indirim süreciyle bu oran yüzde 42,5'e çekildi.
İki yıllık kazanımın ciddi kısmı eridi
Demiralp, 19 Mart'ı takip eden üç gün içinde yaklaşık 25 milyar dolar rezerv satışı yapıldığını söyleyerek, "Bu, iki yılda biriktirilen swap hariç net rezervin yüzde 38'ine denk geliyor" diyor.
Demiralp, Türkiye'nin ekonomideki son iki yıllık kazanımlarının ciddi bir kısmının kaybedildiğini belirtiyor:
"Yaklaşık iki senedir Türk toplumu olarak yüksek faiz ve düşük büyüme ortamına katlanarak ödediğimiz ağır bedel ve bunun sonucunda elde ettiğimiz sınırlı kazanımların önemli bir kısmının kaybedilmiş olduğunu, iyi kötü bir dezenflasyon patikasına girmiş enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıların tekrar arttığını görüyoruz."
'MB'nin bertaraf edecek cephanesi yok'
"MB'nin kur üzerindeki baskıları geçen haftaki kadar agresif bir şekilde rezerv satarak bertaraf edecek bir cephanesi yok" diyen Demiralp, Merkez Bankası'nın kur üzerindeki baskıları kontrol edebilmek ve Türk lirası varlıkları cazip hale getirmek için daha yüksek faiz vermekten başka çaresi olmadığı kanısında.
Acı reçete yolda mı?
Demiralp, Türkiye ekonomisinin yüksek faizden, yani 'acı reçete'den çıkmak üzereyken, siyasi kriz nedeniyle yeni bir yüksek faiz dalgasına mecbur kalacağını öngörüyor:
"Merkez Bankası'nın işi bundan sonra çok daha zor olacağını düşünüyorum. Artan siyasi riskler ve belirsizlik nedeniyle kur üzerindeki baskılar devam edecek, kurdan enflasyona olan geçişkenlik nedeni ile enflasyon patikası yukarı atacak, artan riskler dış borç faizlerini arttıracaktır."
Demiralp'e göre, İmamoğlu'nun gözaltı kararının zamanlaması ve yargının siyasallaştırıldığına dair güçlü inanç yalnızca içeride değil, dışarıda da güven kaybına yol açıyor:
"Ekonominin bel kemiği güven ve istikrardır. Harcamaları, yatırımları o güven sayesinde yaparsınız. Yaşanan siyasi risk bu güven ortamına büyük bir zarar verdi. CDS risk primleri şimdiden 300'lerin üzerine çıkmış durumda ve daha da artması muhtemel. Bu da Türkiye'nin uluslararası borçlanma maliyetlerinin artacağı anlamına geliyor. Döviz cinsinden borcun yüksek olduğu bir ülkede bu durum, finansal istikrar açısından ciddi bir risk oluşturuyor."
Lenger: Yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyoruz
Prof. Dr. Aykut Lenger de İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla İstanbul Borsası'nın çok sert düştüğünü, ülke riskini gösteren CDS priminin 250'lerden 300'e çıktığını hatırlatıyor.
Bu ekonomik tepkinin arkasında, yabancı finansal sermaye sahiplerinin Türkiye'de siyaset ve ekonomiye olan güvensizliğinin yattığını kaydediyor:
"İmamoğlu'nun hafta sonu tutuklanması ile yeni bir aşamaya girmiş bulunuyoruz. Serbest bırakılma kararı ile tersine çevrilebilecek olan bu güvensizliğin, tutuklama kararı ile artacağını tahmin etmek güç değil. Yani piyasalarda ekonomi yönetiminin başa çıkması gereken huzursuzluğun devam edeceğini öngörebiliriz. Bu, döviz kurunun artışı, borsanın daha da düşmesi yönünde baskı yapacaktır.
Bununla birlikte, tutuklanma kararı siyaset sahnesinde yürüyen bu mücadelenin daha uzun zaman alacağı algısını yerleştirerek, daha fazla sermaye kaçışına yol açabilir, uzun vadede Merkez Bankasının elindeki silahlar yetersiz kalabilir."
Yerleşik bulunanların döviz talebinin artması da şaşırtıcı olmaz. Aynı zamanda, özellikle sosyal medyada yayılan ve protesto amacıyla bankalardan mevduatların çekilerek, dövize çevrilmesi çağrıları da karşılık bulursa, hem yabancıların hem yerleşiklerin talebi, dövizin daha da sert yükselmesine neden olabilir."
Ekonomi, kritik bir zemine taşındı, Merkez 23 milyar dolar yaktı, güvenli liman zamanı
Merkez Bankası, 1 yıllık birikiminin 5'te 4'ünü 3 günde eritti
Kaynak:Alıntı
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.