İmamoğlu’nun avukatları belgeleri gösterdi: 'Geçişinde bir sorun yok'

İmamoğlu'nun avukatları, diploma soruşturmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Daha önce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı da yapan Prof. Dr. Adem Sözüer, İmamoğlu'nun üniversite geçişinde hiçbir sorun olmadığını belirtti.

Kısa Dalga - Türkiye Belediye Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında diploması üzerinden “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yeni soruşturma açıldı.

İmamoğlu'nun avukatları Prof. Dr. Adem Sözüer ile Mehmet Pehlivan soruşturmaya ve diploma tartışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Avukatlar, sahte diploma iddialarına belgelerle yanıt verdi.

Toplantının dikkat çeken anlarından birisi de Gazete Duvar’ın sorusu üzerine avukat Mehmet Pehlivan, İmamoğlu’nun CHP'ye yapılacak Cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimi için adaylık başvurusundan 1 gün sonra 22 Şubat’ta soruşturmanın başlatıldığını duyurduğunu belirterek, YÖK raporunun 17 Şubat’ta başsavcılığa sunulduğunu söylemesi oldu.

Prof. Dr. Sözüer: Geçişinde bir sorun yok

Daha önce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı da yapan Prof. Dr. Adem Sözüer, şunları kaydetti:

"Konuyla ilgili dekanlarımızdan kurumlarımızdan bilgi alıp geldim. İmamoğlu Kıbrıs'ta eğitimini tamamlayarak buradan devam ediyor. Başvururken belgelerini, not ortalamasını veriyor hiçbir sorun yok. Geçişinde bir sorun yok. O zamanki mevzuat için bir sorun yok. Çalışkan öğrenciler için bu hak tanınıyor. Komisyonlar karar veriyor. Orada da bir sorun yok. Not ortalamasına da bakılıyor, orada da sorun yok. Başvuruda da koşullarda da sorun yok. Hiçbir aşamada sorun yok kabul ediliyor, gereken koşulları sağlıyor burada eğitimine başlıyor. İlan açılmış başvurmuş, derslerini verip mezun olmuş Burada ceza hukuku ile ilgili bir şey olmadan ne mütaalası sunulacak?"

Avukat Pehlivan: Bütün şartları sağlamış

Bu konunun yeni olmadığını ve ilk olarak 2019'da kamuoyu gündemine siyasi saiklerle sokulduğunu belirten avukat Mehmet Pehlivan ise şunları söyledi:

"5 Eylül 1988'de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990'da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor."

112427706-11.jpg

‘Not ortalaması 62,5’

"Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu'nun yatay geçiş için not ortalaması 62,5'tur. İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı.

Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990'da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu'nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990'da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor.

YÖK raporu

Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da Sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok. YÖK'ün hazırladığı bir rapor var. Başsavcılığın talebi üzerine hazırlanan rapor, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor?

18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniersitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne'deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası. Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir. Sayın İmamığlu'nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990'da. Yani YÖK'ün istismar edilen raporundan 1.5 sene önce. O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tsanınırluk şartı aranması hukuken mümkün değildir."

1740472483788-ekran-resmi-2025-02-25-11.png

‘Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok’

Daha sonra tekrar sözü alan Adem Sözüer, şöyle konuştu:

"Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İmamoğlu'nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İmamoğlu'nu neden ifadeye davet ettiği yazmıyor. Normalde kanuna göre neyle suçlandığınız yazar. Burada yürütülen bir soruşturma deniyor. Bir fiil söylenmesi lazım ama anlaşılan bir suç tespit edilememiş. Böyle hukuka uygun işlemleri sorgulama yeri değildir savcılık."

Gazetecilerin soruları

-YÖK'ün 1991'daki tanıma ve denklik kararının detayları

Prof. Adem Sözüer: YÖK'ün o tarihlerde genel bir uygulaması yok. Şunları tanıyorum, bunları tanımıyorum diye bir belge yok. Tanınırlık diye bir şey söz konusu değildi. Denklik, diplomanın tanınırlığıyla ilgili. İmamoğlu İstanbul Üniversitesi'nden aldı diplomasını, Kıbrıs'tan almadı. İmamoğlu'nun başvurduğu tarihteki uygulama değil bunlar. O tarihte komisyonun ve yönetim kurulunun yetkisinde. Bu sadece İmamoğlu için değil, binlerce kişi için yapılan bir uygulamaydı.

Mehmet Pehlivan: Konu, flu değil. Manipülatif haberlerle, YÖK'ün hukuka çok da uygun olmayan raporuyla algı oluşturulmaya çalışılıyor. Biz olan hukukla değil, yaratılmak istenen algıyla mücadele ediyoruz. Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir karşılığı yok. Yasal mevzuata dayanmıyor. 2010'lara kadar, yatay geçişlerde tanıma ve denkliğin bir muhatabı yok.

-İmamoğlu 3 hafta önce ifadesini terör savcısına verdi. Bu soruşturmada hangi birime verecek?

Prof. Sözüer: Nerede konuşma yapılırsa yapılsın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidiyor konu...

Mehmet Pehlivan: Bu kez, örgüt suçlar bürosunda ifadeye çağrıldı. Çağrı kağıdında hangi suçlamaların atılı olduğu yazmıyor. Bu, savunma hakkını kısıtlayan bir şey. Hukuka aykırı bir beklenti içinde değiliz, normalleştirilmesine dair cevap vermek de doğru değil.

-İmamoğlu ile 51 kişinin geçiş yaptığını söylediniz. Diğer 50 kişi sürece dahil değil mi, değilse neden İmamoğlu hakkında bir çalışma var?

Prof. Sözüer: Bizden istenen mütalaa, İmamoğlu'nun işlemlerinde hile/suç olup olmadığı. Biz belgelere baktık, her şey doğru yapılmış. Ceza hukukuyla ilgili bir sorun yoktur. İdari hukukçular da işlemlerde sorun yok dedi.

Mehmet Pehlivan: Bir ihbar dosyası üzerine başsavcılık, Kasım 2024'te YÖK'ten bir araştırma talep ediyor. Sadece İmamoğlu hakkında talep ediliyor rapor.

-Açılan bir sürü dava var, siyasi yasak da söz konusu. Adaylığının önüne ket mi vurulmak isteniyor?

Prof. Adem Sözüer: Bu soruşturma yazısında bile bir suç belirtilmemiş. Suçun olmadığı bir konuda soruşturma başlatılıyor. İmamoğlu şunu yanlış yapmıştır denilmiyor. Buna rağmen soruşturma konusu yapılıyorsa, meselenin hukuki temelinin olmadığı, siyasi amaçlı olduğu, adaylık gündemiyle ilgili olduğunu söyleyebiliyoruz.

-Olumsuz sonuç bekliyor musunuz?

Prof. Adem Sözüer: Türkiye'deki hukuk uygulamasının büyük ve ağır sorunları olduğunu düşünüyoruz ama her zaman ve her an hukukun üstün geleceğini düşündüğümüz için, olumsuz bir sonuç içinde değiliz. İmamoğlu siyasi cevabı verebilir, ben ceza hukukçusu olarak veriyorum bu cevabı.

-Üniversitedeki yetkililerle ilgili soruşturma söz konusu mu?

Prof. Adem Sözüer: Biz, ahmak davasından şunu biliyoruz ki, hâkim değişti. Hayatında ilk defa bir hakaret suçuna o kadar ağır bir ceza verdi o hâkim. Bu kadar olağan dışı bir şey olunca, biz buna yargısal taciz diyoruz. Bu yargısal taciz uygulamasının örneklerinden biri olarak görüyoruz suç dahi belirtilmeden gönderilen davetleri...

Mehmet Pehlivan: Çağrı kağıdında atılı suçlamanın ne olduğu belirtilmiyor. Yararlanan mı, başka bir ithamla mı karşı karşıya kalacağız bilmiyorum. İdari hukukunda, idari işlemin geri alınmasının hangi şartlarda alınacağı belirtiliyor. Bu şartlardan hiçbirinde, İmamoğlu hakkında sonuç doğuracak karşılığı yok.

Prof. Adem Sözüer: 1990 yılında idareciler bir hata yaptı diye onlar bakımından bir dava açılması, ceza yapılması söz konusu değildir.

-Yatay geçiş döneminde özel üniversiteden devlet üniversitesine geçiş yapılabiliyor muydu, taban puan şartı sağlandı mı?

Prof. Adem Sözüer: O dönemdeki yönetmelikte böyle yasaklar var mı, komisyonu ilgilendirir. Böyle bir engel yok, düzenleme yok. Bugün de vakıf üniversitelerinden devlet üniversitelerine geçiş vardır. Yurt dışında olmasından da bir sorun yoktur, özel üniversite tartışması da sorun yoktur. Yatay geçişin gelmesinin sebebi, çalışkan öğrenciler kendiyle ilgili bölüme geçebilsin diye yapılmış. ÖSS puanıyla ilgili bir şey yok, o yüzden İmamoğlu'nun başvurusunda sorun yok diyor YÖK raporunda.

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem