Sahte reçete çetesi: “Eczacıyım” diyerek doktorların Reçetem uygulamasını kullandılar

Sahte reçete çetesi: “Eczacıyım” diyerek doktorların Reçetem uygulamasını kullandılar
Doktorların e-imza cihazlarının çalınıp, satın alınan kimlik numaraları üzerine uyuşturucu etkisi bulunan yeşil reçeteli ilaçların yazıldığı dosyada yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Soruşturma, yalnızca cihaz hırsızlığını değil, bazı doktorların kendilerini “eczacı” gibi tanıtan çete üyelerine Reçetem uygulamasını bizzat kullandırdığını da ortaya koydu.

CANAN COŞKUN

Kısa Dalga’nın daha önce duyurduğu olayda, İstanbul, İzmir, Aydın, Antalya, Konya, Muğla ve Ankara’daki devlet ve özel hastanelerde görevli doktorların e-imza cihazları üzerinden sahte reçeteler düzenlendi. Bu reçetelerle kimlik numaraları satın alınan kişiler adına yeşil reçeteli ilaçlar yazıldı ve uyuşturucu ticareti yapıldı.

Soruşturma dosyasındaki belgeler, müşteki doktorların hepsinin e-imza cihazının çalınmadığını, bazılarının da “iş yoğunluğu ya da genel işleyiş” gibi sebeplerle kendilerini eczacı olarak tanıtan çete üyelerine Reçetem uygulamasını kullandırttığını gösteriyor.

Soruşturma dosyasındaki müşteki doktorlardan bazılarının konuyla ilgili ifadeleri şöyle:

“Yardımcı olmak için kendi PIN kodumu girdim”

Ortaca Devlet Hastanesi doktorlarından E.U.Ç.: “5 Eylül 2023 ile 6 Eylül 2023 tarihleri arasında 24 saat süre ile acil kısmında görev yaptım. O gün akşam saatlerinde tam saat aralığını bilmediğim bir zamanda tahminimce 1.80 boylarında, kumral tenli, kirli sakallı, orta kilolu bir şahıs yanıma geldi ve bana kendisinin eczaneci olduğunu, bir tane yakınına ilaç yazdırmak istediğini söyledi. Ben de şahsa yardımcı olmak için sisteme ilaç almak istediği yakınının T.C. kimlik numarasını ve kendime ait PIN kodunu girdim, ancak reçete oluşmadı. Bu şahıs sisteme giriş yaptığım esnada başımda durdu. Şifreyi o sırada gördüğünü tahmin ediyorum. Bana teşekkür edip odadan çıktı. Ben de müşahade alanında bulunan hastaya bakmaya gittim.”

Polis, hastanenin güvenlik kamera kayıtlarını incelediğinde bu kişinin çete üyesi Atakan Lüder olduğunu gördü.

“3 yıllık hekimim, hiç yeşil reçete yazmadım”

Pursaklar Devlet Hastanesi’nde görevli doktor M.Y.: 14 Eylül 2023 günü akşamüzeri olması ve hasta yoğunluğunun fazla olduğu bir sırada kendisine eczacı olarak tanıtan 30-35 yaşlarında uzun boylu, orta kilolarda, esmer tenli, siyah saçlı bir erkek şahıs geldi. ‘Hocam ben eczacıyım, bir hastanın ilaçlarını yazabilir misiniz’ dedi. Ben de bunun üzerine şahsa ‘Kayıt açtırın gelin, yazayım’ dedim. Bir hasta için yazdıracağını düşünüyordum. Bunun üzerine şahıs bana ‘Hastanın ilaçları raporlu, biz kendisine borç olarak verdim, yazdıramamış, yazabilir miyiz’ dedi. Ben de, tamam, dedim. Bu kez de bana ‘Hocam kayıt açılmasına gerek yok, ben sistemi biliyorum. Reçetem üzerinden direk yazabiliriz’ dedi. Bana göstermek amaçlı bilgisayara yanaştı ve hastanın T.C. kimlik numarasını girdi. Orada ilaçları tanımlamaya başladı. O sırada ilaçların yeşil reçete reçeteli olduğunu fark ettim ve sordum. Bana hastanın raporunun olduğunu söyleyerek sistemden raporu gösterdi ve o sırada ilaçları sisteme yazdı. Çok hızlı yazdığı için hangi ilaçtan kaç tane yazdığını o an göremedim. Hasta tanısını epilepsi olarak girdi, ancak ilacı Lyrica’nın muadili olarak girdi. Hastaları sorduğumda kapıyı açarak hastaları gösterdi ve orada olduklarını söyledi. Bahse konu yabancı uyruklu şahıslar bana muayene olmadı. Yaklaşık üç yıllık hekimim ve hiç yeşil reçete yazmadım.”

Polisin güvenlik kamera kayıtlarını incelemesi üzerine doktora kendini eczacı olarak tanıtan kişinin çete üyesi Atakan Lüder olduğu belirlendi. Hasta olarak tanıtılan kişilerin de yine aynı çetenin üyeleri Eyüp Gürgür, Aytaç Kuyucular ve Mehmet Kanat olduğu tespit edildi.

“İlaç yazılan hastayı hiç görmedim”

Bucak Devlet Hastanesi’nde görevli doktor A.H.: 10 Eylül 2023 günü Bucak Devlet Hastanesi Acil Yeşil Alan Polikliniği’nde görevliydim. Saat 18:00 sıralarında acile ismini bilmediği, kendisini eczacı olarak tanıtan bir bey geldi. Bana iki tane nörolojik hastasının olduğunu, haftasonu olduğu için ilaçlarını alamadığını, bana Lyrica isimli ilacı yazıp yazamayacağımı sordu. Kendi Reçetem uygulamasına girip dört kutu ilaç yazdı. Toplamda sekiz kutu ilaç yazdı. Bu ilaçların raporlu olduğunu söyledi. Benim Reçetem uygulamamdan girerek yabancı uyruklu olan şahsa ilaç yazdı. Bu şahıs sistemi kullanmayı biliyordu. İlaç yazılan hastayı hiç görmedim.”

Emniyet incelediği güvenlik kamera kayıtlarına göre, bu kişilerin de çete üyeleri Atakan Lüder ve Aytaç Kuyucular olduğu belirlendi.

Doktorlardan bazıları eczacıların sıklıkla bu yola başvurduğu için nedeni sorgulamadığını, daha önceden yazılmış bir rapor varsa tekrar muayene etmeden tanıya uygun ilacı yazdığını söyledi.

Soruşturma yalnızca doktorlarla sınırlı değildi. Bazı eczane çalışanlarının çeteyle işbirliği yaptığı, hatta karşılığında para aldığı ortaya çıktı. Soruşturma dosyasındaki eczane çalışanlarının bazılarını ifadesi şöyle:

“Bir gün benim kimlik numaramı söyleyeceksin diye korkuyorum”

Şüphelilerden Sergen Gürgür, İzmir Konak’taki bir eczaneyi arayıp T.C. kimlik numarası söyleyeceğini belirterek Lyrica ilaç olmadığını soruyor. Bunun üzerine şüpheliye ismiyle hitap eden eczane çalışanı, dört tane kimlik numarası üzerinden reçeteleri kontrol ediyor. Reçetelerden üçünün başka eczanelerde işlem gördüğünü söyleyen eczane çalışanı “Suriyelilerin reçetesi değil mi lan bunlar? Nereden buldun bu kimlikleri” diye soruyor. Bu çalışan aynı şüpheliyle yaptığı başka bir görüşmede “Bir gün benim T.C. kimlik numaramı söyleyeceksin diye korkuyorum Sergen biliyor musun” diyor.

“Başka kişiler de alıyor”

Ertuğrul Gürgür’ün başka bir eczane çalışanıyla konuşmaları da dosyada. Eczane çalışanı Esra Sütçü, ilaç deposundan fazla sayıda Lyrica ve muadili ilaç istediği için tedirgin. Sütçü, çete üyesi Gürgür’e şöyle diyor:

“Tek siz almıyorsunuz. Öyle bir sıkıntı var. Birkaç kişi daha geliyor ve benim eczanemde şu an deli gibi Lyrica çıkışı var. Bu artık deponun gözüne batıyor ya, problem burada, anladınız mı? Benim orantısız bir Lyrica satışım var. Ben de bununla baş edemiyorum. Kotam doldu, dedim dün. Bugün açtırdım ama yine doldurdum kotayı yani”

İsmi geçen eczane çalışanı ile çete üyeleri arasında para transferleri de gerçekleşmişti.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan bilgi almaya çalışmışlar

Şüpheliler, ilaçların hangi eczanede olduğunu öğrenmek için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nu da arayıp bilgi almaya çalışmış. 11 Ekim 2023 günü peşpeşe yapılan üç aramada iletişim merkezi personelinden ilaçların hangi il ve ilçede bulunduğu bilgisine ulaşılmaya çalışılmış, ancak personel bu bilgiyi paylaşma yetkisi olmadığını belirterek bilgi almaya çalışan çete üyelerini bulundukları ilin sağlık müdürlüğüne yönlendirmiş.

İstanbul Adliyesi’nin karşısındaki eczaneden de almışlar

Reçetelerin karşılandığı eczanelerden birinin Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin karşısındaki eczane olduğu ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında polisler, 12 Temmuz 2023 tarihli görüntüleri almak için eczaneye gitmiş, eczane yetkilileri görüntülerin üç gün süreyle saklanabildiğini söylemiş, eczanenin çevresinde başka bir güvenlik kamerası olmadığı belirtilmiş.

“Kimlik numarası topluyorlardı”

Soruşturma kapsamında çete üyelerini mahalleden tanıyan Melih Can Çiçek de şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Çiçek, Sergen Gürgür, Kemal Gürgür ve Ertuğrul Gürgür’ün para karşılığında kimlik numarası topladığını, bu kimlik numaralarının üzerine Lyrica ilacını yazdığını söyledi.

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.