Can Atalay TBMM'ye geri mi dönüyor?

Can Atalay TBMM'ye geri mi dönüyor?
Politi-Cast'tin bu haftaki bölümünde Gazeteciler Sedat Bozkurt ve Berna Can siyasetin ve gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi.

Kısa Dalga - Politi-Cast'te gazeteciler Sedat Bozkurt ve Berna Can'ın gündeminde son dönemde siyasetin en çok konuşulan konulardan biri, Gezi Davası tutuklularından Can Atalay'ın milletvekilliği ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bu konuda verdiği karar oldu.

'Can Atalay kararında MHP belirleyici olacak'

Sedat Bozkurt, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi süreci ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararını ayrıntılı bir şekilde değerlendirdi. Bozkurt, bu kararın AK Parti ve MHP arasındaki siyasi dengeler çerçevesinde ele alınması gerektiğini belirtti.

'AK Parti, Can Atalay yükünden kurtulmak istiyor'

Gazeteci Sedat Bozkurt, MHP’nin bu süreçte kilit bir rol oynadığını ve Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Can Atalay’ın durumunun hala belirsizliğini koruduğunu ifade etti:

"Can Atalay'ın durumu aslında AK Parti bu yükten kurtulmak istiyor. Birazcık MHP'nin orada sıkıştırması var. Zaten bu noktaya MHP'nin bastırmasıyla gelindi. Parlamento açıldıktan sonra Can Atalay gelecekti, yemin edecekti, yargı süreci işitecekti. Yargı süreci sonunda bir hüküm kurulursa ve hüküm de kesinleşirse parlamentoda o karar okutulacaktı ve milletvekilliği o zaman düşecekti. Ancak MHP, bu süreci engelledi."

'Anayasa Mahkemesini tanımayan Yargıtay...'

Sedat Bozkurt, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla ilgili olarak, sürecin karmaşık hale geldiğini ve bu kararı uygulama konusunda Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında bir çatışma yaşandığını dile getirdi:

"Anayasa Mahkemesi'ni tanımayan Yargıtay ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi'ne meydan okuyan Yargıtay. Anayasa Mahkemesi üyelerinin kararlar nedeniyle suç duyurusunda bulunan bir Yargıtay tablosuyla karşılaştık ki bu acayip bir şeydi. Ve bundan hiçbirine uymayan bir birinci derece mahkemesi. İnanılmaz bir hal aldı bu iş."

Sedat Bozkurt ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara rağmen, Meclis'te yapılan işlemin hukuki açıdan geçersiz olduğunu belirtti. Bu durumun siyasi bir meseleye dönüştüğünü ve MHP’nin bu süreçteki rolünün belirleyici olduğunu vurguladı.

"Anayasa Mahkemesi'nin kararı okunmalı'

Bozkurt, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesinin mecliste okunması gerektiğini ve bunun ardından süreçte nasıl bir gelişme yaşanacağını şöyle açıkladı:

"Şimdi o gerekçe parlamentoda okunacak. Okunmak zorunda çünkü bir önceki işlemi ortadan kaldırması için aynı yöntemin işlenmesi lazım. Okunduktan sonra ne olacak? O karar mahkemede, mecliste, genel kurulda okunan karar Yargıtay'a gidecek. Yargıtay bunu bir değerlendirecek. O da ilk derece mahkemesine gönderecek. O aralarda bir tahliye kararı çıkarma, yargının bir bağımsız karar vermesi ihtimali bulunmadığını hepimiz biliyoruz tabii ki. Oradaki denge, MHP dengesi, MHP engelini aşarlarsa, Can Atalay o parlamentoya gelip yemin edecek."

Bozkurt, Can Atalay’ın durumunun siyasi bir boyut kazandığını ve bu süreçte MHP’nin tutumunun belirleyici olacağını ifade etti. Sürecin Eylül veya Ekim aylarına sarkabileceğini belirten Bozkurt, Can Atalay'ın parlamentoya dönebilmesi için hukuki ve siyasi engellerin aşılması gerektiğine dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın uygulanması sürecinde, siyasi aktörlerin tutumlarının belirleyici olacağını vurguladı.

CHP'nin Paris Olimpiyatları'na katılımı

Berna Can; CHP'nin Paris Olimpiyatları'na katılımı ve Özgür Özel'in günlerdir Paris'te olması da eleştirilerin hedefi olduğunu; diğer yandan Türkiye'de çiftçilerin hükümetin politikalarını protesto etmek için ürünlerini yollara döktüğü bir dönemde, ana muhalefet partisinin olimpiyatlara katılması, eleştirileri daha da artırdığını ifade etti.

Sedat Bozkurt, bu durumu eleştirerek, CHP'nin olimpiyatlardan yüzünü çiftçiye ve gerçek sorunlara dönmesi gerektiğini ifade etti.

'Olumsuz tablonun sorumlusu Kılıçdaroğlu’dur'

Sedat Bozkurt, CHP’nin mevcut yönetimini eleştirirken, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti içinde yarattığı sorunlara dikkat çekti. "Bütün bu olumsuz tablonun sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur" diyen Bozkurt, Kılıçdaroğlu'nun parti yönetimindeki başarısızlıklarının altını çizdi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun partideki mevcut yönetimi şekillendiren kişi olduğunu vurgulayan Bozkurt, eleştirileri doğrudan Kılıçdaroğlu'na yöneltmenin daha doğru olacağını belirtti.

'Paris fotoğrafları İmamoğlu'nun hayata bakışını yansıtıyor'

Sedat Bozkurt, Ekrem İmamoğlu'nun politik olarak nerede durduğunun belirsiz olduğunu ve Özgür Özel’in de aynı eksikliklere sahip olduğunu söyledi:

"Ekrem İmamoğlu'nun bir hayata bakışını yansıtıyor bu Paris fotoğrafları. Ben buyum diyor. Orada eleştirecek bir şey yok. Politik olarak da hani Ekrem İmamoğlu'nu siyasi alfabenin neresine koyacağız? Bilmiyoruz çünkü sınıfsal bir cümle kurmuyor. Yani öyle Bülent Ecevit'in söylediği gibi 'Su kullananın, toprak işleyenin' gibi bir cümlesi yok. 'Bu düzeni değiştireceğiz' diye bir cümlesi de yok."

'CHP mütevazi bir kimliğe sahiptir'

Bozkurt, CHP’nin tarihsel olarak mütevazı bir kimliğe sahip olduğunu ve bu kimliğin parti yönetiminde de yansıması gerektiğini vurguladı. Geçmişteki CHP genel başkanlarının mütevazı yaşam tarzlarını örnek göstererek, günümüzde bu durumun değiştiğini belirtti. Bozkurt, CHP’nin bu özelliğini kaybetmesinin partinin kimliğini zedelediğini şu sözlerle ifade etti:

"CHP sosyal demokrat bir partidir, kendini solda tarif eden bir partidir. Halktan yana, isminde de olduğu için söylüyorum bunu, halktan yana olması gereken, toplumsal muhalefete önderlik etmesi, onların yanında yer alması, omuz omuza onlarla mücadele etmesi gereken bir partidir. Bu niteliğini kaybettiği zaman sıradan diğer partiler gibi olursunuz."

Sedat Bozkurt ayrıca, CHP’nin tarihsel geçmişine ve mütevazı kimliğine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti ve mevcut yönetimin bu değerlerden uzaklaştığını dile getirdi:

"Şimdi CHP'nin özelliği buydu. Yani o 60'ların ortasında edindiği sol kimlik de böyle olmasını gerektiriyordu. Siz buna dikkat etmek zorundasınız. Çünkü bu partiye genel başkan oluyorsunuz, bu partiye yönetici oluyorsunuz, bu partiye belediye başkan oluyorsunuz. Ama yok, ben kendi yaşam biçimimi ya da benim tercihlerimi bu partiyi de kabul ettiririm diyorsanız, o CHP'yi CHP olmaktan çıkarmak demektir."

CHP'de tüzük kurultayı süreci Kılıçdaroğlu'nun rolü

Sedat Bozkurt, Özgür Özel’in delegelere verdiği sözlerin yerine getirilmediğini belirterek, tüzük kurultayının toplanma sürecine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Bozkurt, Özgür Özel'in bu konuda tutarsız olduğunu ve partiyi toparlamak yerine daha da karışık bir hale getirdiğini dile getirdi:

CHP içinde yaşanan iktidar mücadelesi ve tüzük değişikliği tartışmaları, partinin geleceği açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Sedat Bozkurt, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu süreçteki rolüne dikkat çekerek, tüzük kurultayı konusundaki belirsizlikleri ve partinin iç dinamiklerine değindi.

'Kılıçdaroğlu hiçbir organizasyonun içinde değil'

Bozkurt, Kılıçdaroğlu'nun tüzük değişikliği sürecindeki tutarsız tavırlarını eleştirirken, mevcut yönetimin parti içi demokrasiyi tam anlamıyla hayata geçiremediğini belirtti:

"Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir organizasyonun içinde değil. Buna tüzük kurultayı da dahil olmak üzere. Tüzüğün değişmesini istiyor mu? Değişmesini de istiyor bir taraftan ama bir taraftan şu cümleleri de kuruyor. 'Mevcut tüzüğü uyguladığınız zaman da parti içi demokrasiyi önüne açarsınız, işletirsiniz'. Gerçekten de doğru söylüyor.

'Muhalefetin dağınıklığı AK Parti'nin işine yarıyor'

Bozkurt, AK Parti’nin 23 yıllık iktidarının sonunda gelinen noktayı 'facia' olarak nitelendirerek, partinin kurucularının büyük çoğunluğunun partide olmadığını belirtti. Muhalefetin dağınıklığının AK Parti’nin işine yaradığına dikkat çeken Bozkurt, muhalefetin etkisizliği nedeniyle AK Parti'nin kolaylıkla siyaset yapabildiğini söyledi:

"Muhalefet dağılınca AK Parti için çok konforlu bir siyaset yapma alanı ortaya çıktı. Yerel seçimde çok kaybetti, ağır bir yenilgi aldı, ne oldu? Gücünden, takatından bir şey mi kaybetti? Yapabileceklerini sınırlayan bir sonuç mu ortaya çıktı? Hayır. Çünkü niye? Halen muhalefetteki dağınıklık devam ediyor."

Sedat Bozkurt, muhalefetin örgütlü bir şekilde hareket etmemesinin AK Parti’nin güçlenmesine neden olduğunu ifade etti ve muhalefetin daha etkili bir strateji geliştirmesi gerektiğini vurguladı:

"Seçime zorla. Yönetmesine izin verme, meşrulaştırma. Ama yapamazsın. Çünkü ne yapamazsın? Onun kötü bir kopyası haline geliyorsun."

MHP ve İYİ Parti'de yaşanan gelişmeler

MHP’nin son dönemde sessiz kalması da dikkat çekiyor. Bozkurt, Devlet Bahçeli’nin spekülasyonlar arttığında sosyal medyada aktif olduğunu, ancak şu an sessiz kalmasının stratejik bir tercih olabileceğini belirtti. İYİ Parti'de ise parti içi çekişmelerin devam ettiğini, partinin geleceği için kritik bir dönemden geçtiğini ifade etti.(Haber Merkezi)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Podcast