Haluk Levent açıkladı: Kızılay, Ahbap'a gıda da satmış

Haluk Levent açıkladı: Kızılay, Ahbap'a gıda da satmış
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Kızılay'ın çadır sattığı Ahbap'ın kurucusu Haluk Levent, AFAD'ın da çadırları parayla aldığını söyledi. Levent, Kızılay'ın kendilerine gıda malzemesi sattığını da açıkladı.

Sanatçı Haluk Levent'in kurduğu Ahbap Derneği'nin, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerinin üçüncü gününde Kızılay'dan milyonlarca lira ödeyerek 2 bin 50 çadır satın aldığı ortaya çıkmıştı.

FOX TV'deki yayında konuşan Haluk Levent, depremden sonra ilk olarak 4 TIR gıda geldiğini, kış ayında bulunulduğu için çadıra ihtiyaç olduğun kaydetti.

'Toplam 15 bin 250 çadır aldık'

Levent'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

* 15 bin 250 adet çadır aldık. 2 bin 50’si Kızılay’dan alındı. 13 bin 200 tanesi de başka firmalardan alındı. 28 tanesinin faturasını yayınlayacaktık zaten. Arkadaşlar Kızılay'ın internet sitelerinden çadır sattığını görmüşler. Sitelerde var. Ankara Eczacılar Odası da almış, biz niye almayalım? Hemen öğrendik. İhracat yapılmak üzere hazırlanan 2050 çadır var. Kızılay'ın iştiraklerinin çadır sattığı piyasada biliniyor. Deprem zamanı veya değil, biliniyor. Ben o an hiçbir şey düşünemiyorum. İnsanlar ölüyor orada, dışarıda tir tir titriyorlar. Benim orada insanlara çadır getirmem lazım.

'AFAD da çadırları parayla alıyor'

* Kızılay'da 2 bin 50 tane çadır vardı. 20 bin olsa satın alacağım. Ben o anda 'Kızılay oldu, toplum bize bir şey der' diye düşünemem. İnsanlar ölüyor, eksi 10 derece. Sistemi kimse bilmiyor. AFAD da çadırları parayla, faturalı alıyor Kızılay’dan. Buyurun AFAD yetkilileri yalanlasın. Eğer o yurt dışına ihraç edilecek çadırlar satılacaksa, AFAD da parayla alıyor. Orada bir muhasebe var.

Kızılay gıda da satmış

* Kızılay en başta besin kurumudur. Kızılay'dan kavurma almadık. Yaptığımız yemekler var ama onlar zaten ahlaki oluyor. Yemek üretiliyor. Karşılıklı işbirliğiyle bu yemeklerden satın alabiliyorsunuz. Konserveler yapabiliyorsunuz. Bunu biz ahlaki buluyoruz.

* Raporlara göre 100 liranın 7'siyle kuru fasulye, barbunya falan aldık. Sattılar. Onları almışız.

'Böylesini görmedim'

* Deprem çok kötüydü, böylesini görmedim. Çok acı. Depremin ikinci ve üçüncü günü notlar aldım, genel koordinasyon, çevre ve hayvanlar koordinasyonu, ihtiyaç teyit ekibi, bireysel ve kurumsal bağış iletişim, Whatsapp destek hattı, AHBAP acil teyit, sosyal medya teyit, yazılım ve bilişim çalışmaları. Bunlar bizim yıllardır anayasamız. Bunu hemen oluşturmaya başladık ilk üç günde.

* Orada devletin kurumlarıyla hareket ederek bugüne kadar geldik. AFAD’la bizim işbirliği protokolümüz var. Elazığ depreminde oradaydık, Giresun’da sel felaketi oldu, ardından İzmir depremi oldu, ardından Marmaris yangını oldu. Hepsinde biz devletin kurumlarıyla birlikte çalıştı. Bu dezenformasyon şeyden oldu; 'AFAD ve Ahbap iki ayrı kurtarma ekibi...' Bunu düzeltmek lazım, yazıktır. AFAD bir devlet, devlet AFAD, bizler STK’yız, Ahbap'lar aslında STK’larla yarıştırılmalı.

'Dört yıldır AFAD'la işbirliğimiz var'

* Ahbap bir arama kurtarma ekibi değil, arama kurtarma ekibine destek veriyor. Biz 4 yıldır AFAD'la işbirliği halindeyiz. Çok güzel bir şekilde organize olduk. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla irtibata geçtik. Biz her depremde bize düşen görevleri alırız. STK’lar AFAD'la iş birliği protokolü yaparlar. Devlet bir AFAD, bizler STK'yız. Devletle biz nasıl yarıştırılabiliriz? Biz ancak el ele insanların yardımına koşabiliriz.

* Okyanus ötesi hesapları 'Devlet yok Ahbap var' yazmaya başladı. Bu nasıl bir kötülüktür? Biz bir derneğiz, biz orada 30-40 kişiyiz AFAD yüzbinlerce kişi. Biz nasıl devletle yarıştırılabiliriz. Buradan kaç kez söyledim, 4 yıl önceden itibaren AFAD’la çalışmalarımızı zaten yazıp yazıp durmuşum. Siz beni AFAD’la Ahbap’ı nasıl karşılaştırabilirsiniz! Özellikle bazı hesaplar benim hedefe gelmem ve devletle iyi çalışamamam ve bunun sonucunda itiraz etmem için 'Devlet yok Ahbap var' dedi. Kesinlikle böyle bir şey yok. Biz devletin karşısında hiçbir şey değiliz.

* Arama kurtarma vardı ama yeterli değildir. Çünkü bir anda 8 yerde binalar yıkılmış. Devlet yetkilileri de bence beklemiyordu bu kadarını. Onun tartışmalarını halk ile yönetim arasına bırakmak... Benim dernek başkanı olarak söylemem gerekendir.

* Devlet hükümetin bir bakanı değil ya da sayın cumhurbaşkanımız değil devlet herkes, belediye başkanı da enkaz altında olan insanlar da, devlet biz de devletiz. Hükümet ayrı devlet ayrı bir şeydir. Devletin tamamı oradaydı. Ha elinden bir şey gelmiş gelmemiş o benim konum değil. Yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum, ben gittiğimde sayın Hulusi Akar, Mehmet Ersoy ve Fahrettin Koca’yı gördüm. 'Görmedim' mi diyeyim?

* Maalesef o tür hesaplar çıktı ve bu hesaplardan da bilgi alan Türkiye’de kendi alan yaratmak isteyen hesaplar var. Cumhurbaşkanlığı en baştan bizleri de aradı, fakat hesaplar sanki ben devletin karşısındayım diye, hala da yazıyorlar. Bunlar kendilerini devlet gören hesaplardır.

Gündem