Kadınlar H.K.G'ye destek için adliye önünde: Örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz

Kadınlar H.K.G'ye destek için adliye önünde: Örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz
Kadın örgütleri, cemaatte çocuk istismarı davasının görüldüğü Kartal Adliyesi önünde bir araya gelerek, tüm sorumluların yargılanmasını istedi.

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşında iken kızı H.K.G’yi 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli ile 'dini nikahla' evlendirmesine ilişkin Kartal Adliyesi’nde başlayan davanın ilk duruşması öncesinde kadın örgütleri basın açıklaması yaptı.

“Erkek, aile, tarikat, cemaat istismar ediyor; devlet istismarcıyı koruyor” ve “Kadına yönelik erkek şiddetine karşı, kadın düşmanı politikalarına karşı tarafız” pankartlarının açıldığı eylemde, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganı atıldı.

Bodrum Kadın Dayanışma Derneği adına konuşan Evrim İnan, çocuğun istismarının, tecavüzün aleni ve herkesin gözü önünde gerçekleştiğini söyledi.

İnan, "Bu dava münferit bir suç eylemini değil, bu dava yetkililerin gözü önünde ve toplumun da gözü önünde bir çocuğun 16 yıllık esaretinin davasıdır. Çocukların üstün yararını gözetmeyen bir Aile Bakanlığı’nın suistimalını, çocuğun resmi okul kaydının olmamasını sorgulamayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın suistimalı ve çocuğu tanıyıp, bilip, görüp susan veya suçu meşru gören herkesin iş birliği ile işlenen bir insanlık suçunun davasıdır. Bir daha asla örtbas edilmesine müsaade etmediğimiz için buradayız ve davaya müdahil oluyoruz” dedi.

"Bir kere dedikleri olaylar üzerinden onlarca çocuk istismara uğradı"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Bu istismarı yıllarca örtenler, çocukların özgürce yaşaması için, çocukluğunu yaşaması için üstün yararını gözetecek olan, gözeten sözleşmeyi uygulamayanlar bu istismara ortaktır. Bu bir politikadır. Bu bir siyasettir. Çocukları nasıl konumlandırılacağı, kadınların nasıl konumlandırılacağı bu sistemde, bu düzende politiktir. O yüzden bakan, ilk günlerde çıkıp ‘Evet, bizim haberimiz vardı; bu konu siyaset üstüdür’ dediğinde bizler dedik ki, siyaset üstü değildir. Tam da siyasetin konusudur dedik. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ demişlerdi. Bir kere mi? O bir kere dedikleri olaylar üzerinden onlarca, yüzlerce çocuk istismara uğradı. Bu siyasi iktidarın politikalarının sonucunda istismara uğradı" diye konuştu.

Ataselim, çocuk istismarının siyasi iradeyle önleneceğinin altını çizdi.

Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına konuşan Cemile Baklacı, Aile Bakanlığı'nı eleştirerek, "İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini savunan bu bakanlık, içinde istismar ve şiddet faili olsa da aileyi korumak dışında, nefret söylemi üretmek dışında ne yapıyor? Bu ve bunun gibi davalarda sadece müdahil olmak dışında bu istismarları önlemek için herhangi bir adım atıyor mu? Cevabı hepimiz biliyoruz, hayır. Bu bakanlık, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek, sosyal politikalar üretmek, kadına şiddeti engellemek yerine ‘şiddetin sorumlusu alkoldür’ gibi tüm verili gerçekleri hiçe sayan cümleler edebilen, LGBTİ artılar için ‘problem değilmiş gibi kabul etmemizi kimse beklemesin’ diyerek nefret söylemi üreten bir bakanlık" dedi.

"Sorumlular utanmıyor"

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin ise şöyle konuştu:

“6 yaşındaki çocuğun vücudu, 14 yaşına kadar yapılan tacize, istismara dayanamıyor, iflas ediyor. Doktora gidiyorlar. 21 yaşındaki bir başka kimlikle, sahte kimlikle, başkasının fotoğrafı ve kimliğiyle tedavi ediliyor. Sağlık Bakanı nerede? Arkasından aynı çocuk, 17 yaşında, yani çocuk yaşında doğum yapıyor. Yine Sağlık Bakanı yok, İçişleri Bakanı yok, Adalet Bakanı yok, Aile Bakanı yok. Bu ülkede 6 yaşında çocuklar zorunlu eğitim almak zorunda. 6 yaşında çocuk okula gitmedi diye soran da yok. Daha kaç çocuğun hayatı kaybolmuş, kaç çocuk felaket içerisinde; bilmiyoruz. İstatistikleri tutulmuyor, verileri ortaya konulmuyor. Eğer bir ülkede acı çeken, yok olan çocukların verileri yoksa, istatistikleri yoksa onların bu acılarını dindirecek politikalar üretecek bir strateji de ortada yok demektir. Bunun için de kararlı bir irade gerekir. Bu irade aslında bunu çözme kararlılığında değil. Bugün burada vicdanımızı kanatan, tüylerimizi diken diken eden bir insanlık suçuyla, insanlıkla yan yana koyamayacak kadar utandığımız bir suçla burada toplandık, bu davayı görmek için. Biz utanıyoruz ama sorumlular utanmıyor ve ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar."

SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer, tarikatların ve cemaatlerin ülkeyi bir ağ gibi sardığını söyledi, "H.K.G’nin davası, o yüzden memleket davası" dedi.

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ise "Duruşmaya muhtemelen giremeyeceğiz. Sebep, gizlilik kararı geldi dosyaya. Neymiş, mağdurun psikolojisi bozuluyormuş. Mağdurun psikolojisini bozan şerefsizler yargılanacak bugün. Bizim mağdurun ifadeleriyle ilgili bilmediğimiz hiçbir şey yok. Biz bugün burada neyi öğrenmememiz lazım, biliyor musunuz? O babası olacak aşağılık tarikat şeyhinin kendisini nasıl savunacağını öğrenmemiz lazım. 6 yaşındaki kız çocuğunu kendine eş diye alan o şerefsizin kendisini nasıl savunacağını duymamız lazım. Bugün duymamıza engel olmak istedikleri şey tam olarak budur" dedi. (ANKA)

Gündem