Türkiye Bilimler Akademisi üyesi hukukçu İzzet Özgenç: Gülşen gibi giyinenlere, sokakta öpüşenlere, eşcinsellere ceza verilsin

Türkiye Bilimler Akademisi üyesi hukukçu İzzet Özgenç: Gülşen gibi giyinenlere, sokakta öpüşenlere, eşcinsellere ceza verilsin
Bir dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın çevresinde yer alan ve 2005'te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'nun mimarlarından olan İzzet Özgenç, 'Gülşen gibi giyinenlerin' ceza alması gerektiğini belirtti.

Bir dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın olan ve 2005’te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında yer alan ceza hukuku profesörü ve Türkiye Bilimler Akademisi üyesi ​​İzzet Özgenç, şarkıcı Gülşen’i hedef aldı ve “edep ve ahlaka aykırı giyinenlere” Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “hayasızca hareketler” başlıklı maddesine göre ceza verilmesi gerektiğini savundu.

Özgenç ayrıca TCK hükümlerinin sadece alenen cinsel ilişki kuranlara değil, "cinsel arzuların tatmini amacına yönelik her türlü davranışa” ceza verilebileceğini de savundu.

Özgenç, TCK’nın müstehcenlik başlıklı maddesinde geçen “doğal olmayan yoldan cinsel ilişki” tabirinin eşcinselleri cezalandırmak için kullanılabileceğini ve “doğal olmayan yoldan cinsel ilişki biçimlerinin teşvikine matuf fiillere” ceza verilebileceğini savundu.

Hukukçular, Özgenç’in önerilerinin yargıda kabul görmesi halinde açık giyinen, kamusal alanlarda birbirlerine sarılan veya öpüşenlerin, eşcinsellerin cezalandıracağını belirtti.

'SORUN İMAM HATİPLERLE İLGİLİ SÖZLERİ DEĞİL, ASIL SORUN GİYİMİ'

Özgenç, şarkıcı Gülşen’in imam hatiplerle ilgili sözleri gerekçe gösterilerek tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu savunurken asıl meselenin Gülşen’in giyimi olduğunu söyledi.

“Sorun, malum kadının imam hatip okulları ile ilgili olarak sarf ettiği sözde değil, alenî ortamda icra ettiği cinsel arzuları tahrik eder mahiyetteki etkinliklere göz yumulmasındadır. Bunun yolu, yasaklama değil, sanatı SAN’AT olarak icra etmenin sağlanmasıdır” diye yazan Özgenç, bu paylaşımının hemen ardından Türk Ceza Kanunu’na göre açık giyinenlerin cezalandırılması gerektiği görüşünü savunan şu tweeti attı:

Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesi şu şekildedir:

Hayasızca hareketler

MADDE 225- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu maddenin Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonunun 3 Ağustos 2004 tarihli ve Esas: 1/593, Karar: 60 sayılı Raporundaki gerekçesi (TBMM, Dönem: 22, Yasama Yılı: 2, Sıra Sayısı: 664, sh. 620 vd.) aynen şöyledir:

"Madde metninde, toplumun sahip bulunduğu ortak edep (ar ve haya) duygularının, edep törelerinin ihlâli, incitilmesi ve her ne suretle olursa olsun edep ve ahlâk temizliğine alenen saldırı niteliği taşıyan hareketler, tutum ve davranışlar ve takınılan durumlar suç olarak tanımlanmıştır.

Bu hükme göre, genel olarak edep ve iffete saldırı niteliği taşıyan davranışlar, suç oluşturmaktadır.

Böylece, halkın ar ve haya duygularının, toplumun ortak edep ve ahlâk temizliğinin korunması amaçlanmıştır. Bu suretle toplum kültürünün önemli bir kısmını oluşturan edep, iffet, ar ve haya duyguları, edep töreleri korunmakta ve bu değerlere saldırı niteliği taşıyan hareketler yasaklanmaktadır.

Hayasızca hareketlerin cezalandırıldığı bu suç tanımında, bu kavrama açıklık getirmek amacıyla, "alenen cinsel ilişkide bulunmak" ve "teşhircilik" ifadeleri kullanılmıştır. Madde metninde geçen cinsel ilişki, cinsel arzuların tatmini amacına yönelik her türlü davranışı ifade etmektedir. Teşhirciliğin konusu, kişinin cinsel organlarından ibaret değildir. Vücut bölgelerinin, madde metniyle korunması amaçlanan hukukî değeri ihlâl niteliğindeki teşhiri, bu suçun oluşumuna neden olacaktır.

Bu davranışların suç oluşturabilmesi için, alenen gerçekleşmesi gerekir. Aleniyet için aranan ölçüt, gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır."

Özgenç böylece kanunun gerekçesinde açıkça cinsel organların teşhirinin suç olduğu yazılmasına rağmen, yorum yoluyla edep ve ahlaka aykırı “vücut bölgelerinin teşhirini” de cezalandırmayı öneriyor.

KAMUSAL ALANDA ÖPÜŞMEK DE SUÇ

TCK’nın Özgenç’in önerisi doğrultusunda yorumlanması halinde "cinsel arzuların tatmini amacına yönelik her türlü davranış” suç sayılacak. Örneğin kamusal alanda öpüşme veya sarılma gibi fiiller de cezalandırılabilecek.

EŞCİNSELLİĞE CEZA FORMÜLÜ: DOĞAL OLMAYAN CİNSEL DAVRANIŞ

Hızını alamayan Özgenç ayrıca kanunlarda eşcinselliğin suç sayılmamasına rağmen “müstehcenlik” başlıklı düzenlemenin “eşcinselliğin teşvikine matuf fiilere ceza verilmesi” şeklinde yorumlanmasını istedi. Özgenç buna dayanak olarak da kanunda müstehcenlik maddesinde düzenlenen “doğal olmayan cinsel davranışlar” ifadesini gösterdi. Özgenç şöyle yazdı:

“Kişinin cinsel arzularını tatmine matuf tercihi, özel hayat alanını ilgilendirir. Hukuk, kişilerin özel hayat alanına karışmaz. Özel hayat alanındaki fiillerle bir başkasının hukukuna tecavüz edilmediği takdirde, cinsel istismar ve cinsel saldırı gibi fiiller işlenmediği sürece, Hukuk bu alana girmez. Ancak, kişinin cinsel arzularını tatmine matuf tercihini yansıtan fiillerinin özel hayat alanı dışına çıkılarak aleniyet kazanması halinde, Hukuk devreye girer. Hukuk toplumunda başkalarının cinsel arzularını tahrik edecek şekilde ve aleni olarak cinsel davranışlarda bulunulmasına izin verilemez. İnsan bakımından, cinsel arzuların tatminine matuf fiiller, ancak özel hayat alanı içinde icra edilebilir.

Ancak belirtmek gerekir ki, özel hayat alanı dışında icra edilen her cinsel davranış ceza hukuku sorumluluğunu gerektirmez. Ceza hukuku sorumluluğu bakımından ölçüt, TCK, m. 225'de belirlenmiştir.

Cinsel arzuları tatmine matuf tercih, özel hayat alanına mahsus olmakla birlikte, örneğin eşcinsel ilişkilerin teşvikine matuf fiillere izin verilemez ve göz yumulamaz. Türk ceza Kanunu'nda yer verilen "doğal olmayan yoldan cinsel davranış” ibaresi (m. 226, f. 4), bu bakımdan önemlidir. Bu itibarla, Kanunun sistemine göre, doğal olmayan yoldan cinsel ilişki içerikli müstehcen ürünlerin üretilmesi, ülkeye sokulması, satışa arz edilmesi, satılması, nakledilmesi, depolanması, başkalarının kullanımına sunulması ve bulundurulması fiilleri, diğer müstehcen ürünlere nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren suç oluşturmaktadır (TCK, m. 226, f. 4).

Bu düzenlemelerin zorunlu sonucu olarak, doğal olmayan yoldan cinsel ilişki biçimlerinin teşvikine matuf fiillere izin verilemez ve göz yumulamaz.”

Özgenç’in eşcinselliğin “doğal olmayan cinsel davranış”lar arasında sayarak cezalandırmak istemesi ve açık giyinenlere ceza verilmesi talebi Twitter’da da tepki çekti. (Kısa Dalga)

Gündem