Almanya'dan Cerablus'a: Üst düzey IŞİD'li ile evlenen kadının sır dosyası

Almanya'dan Cerablus'a: Üst düzey IŞİD'li ile evlenen kadının sır dosyası
10 Ekim dava dosyasına gönderilen yeni belgelerde, Almanya basınının "Dünya'nın en tehlikeli teröristlerinden biri" olarak adlandırdığı Fared Saal'ın eşinin film gibi öyküsü ve Saal'ın 10 Ekim katliamının öncesindeki faaliyetlerine ilişkin yeni soru işaretleri çıktı. Yaklaşık 4 yıl Saal ile evli kalan ve sonrasında Türkiye'de yargılandığı davada "etkin pişmanlık" gösterdiği için beraat eden kadının öyküsü...

HALE GÖNÜLTAŞ

IŞİD’li Fared Saal, uluslararası belgelere göre ABD ve BM tarafından “terörist” ilan edilen, örgütte iken Gaziantep ve Urfa’dan Suriye’ye geçişleri organize eden, örgütün sözcüsü, çatışma bölgelerinde üst düzey yöneticilik yapan, örgüte silah temin eden bir isim. Alman basınının “Dünyanın en tehlikeli teröristlerinden biri” olarak nitelediği Fared Saal’ın 2013 yılında Antalya’da bulunduğu tespit edildi.

Fared Saal, sosyal medya üzerinden tanıştığı Türk vatandaşı Meltem K.*’yı IŞİD’in Gaziantep hücresinin desteğiyle sınırı geçmesini organize etti.

Saal ile imam nikahlı birlikteliğinden iki çocuğu dünyaya gelen Meltem, yaklaşık dört yılını çatışma bölgelerinde geçirdi.

Meltem, 2019 yılı sonunda YPG denetimindeki Al Hol kampından babasının anlaştığı kişiler tarafından Cerablus’a getirilerek Türk askerlerine teslim oldu, yargılandı ve beraat etti.

Meltem K. dosyası hem Fared Saal’ın Türkiye’deki bağlantı ve faaliyetleri, hem de 10 Ekim katliamı sorumluları ile ilişkilerine ışık tutması açısından kritik önem taşıyan dosyalardan biri.

"DÜNYANIN EN TEHLİKELİ TERÖRİSTLERİNDEN BİRİ"

Fared Saal, IŞİD’te bilinen ismiyle Abu Luqmaan Al Almani 2017 yılında ABD ile eş zamanlı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından yaptırım listesine alınarak “terörist” ilan edildi. Saal’ın yaptırım listesine alınmasına dayanak olarak, Suriye’de çatışma bölgelerinde üst düzey yöneticilik yapması, örgüte silah temin etmesi, IŞİD’in ve kendisinin sosyal medya üzerinden bağlantı kurduğu kişilerin Gaziantep ve Urfa üzerinden Suriye’ye geçişlerini organize etmesi gösterildi.

Belgelerde ayrıca IŞİD tarafından yayımlanan, ceset yığının önünde çömelerek “hayvanları kestik” diyerek seslendiği video serileri de anımsatıldı. Alman basını da Fared Saal’i “Dünyanın en tehlikeli teröristlerinden biri” olarak niteledi.

IŞİD’İN GAZİANTEP HÜCRESİ NUSRET YILMAZ İLE İLİŞKİSİ NEDİR?

Konya 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce “10 Ekim katliamının firari sanıklarından IŞİD yöneticisi Nusret Yılmaz’ın araştırılması” amacıyla 10 Ekim dosyasına gönderilen belgeler, IŞİD yöneticilerinden uluslararası seviyede aranan Almanya doğumlu Cezayir asıllı Fared Saal’in Türkiye’deki faaliyet ve bağlantılarının araştırılıp ortaya konulması açısından kritik önem taşıyor.

Şöyle ki, Konya 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen dosyalardan biri Fared Saal’ın çağrısıyla 2014 yılında o dönem ikamet ettiği Almanya’dan Gaziantep’e giden, kentte hücre evine yerleştirilen, ardından Suriye’ye kaçak yolla geçirilen Meltem K.’ya ait.

Meltem K. Suriye’de IŞİD yöneticisi Fared Saal ile dini nikah ile beraber olur, iki çocukları dünyaya gelir. 2017 yılında YPG tarafından yakalanarak Al Hol Kampı’na konulan Meltem K., 2019 Aralık ayında babasının ayarladığı kişiler tarafından kamptan kaçırılarak Cerablus’taki Türk güçlerinin bulunduğu bölgeye getirilir.

İlerleyen satırlarda Meltem K.’nın Suriye’ye gidişi, Suriye’deki bağlantıları, Fared Saal’e ilişkin verdiği bilgiler ve babasının organizasyonu ile operasyonla YPG denetimindeki Al Hol Kampı’ndan çıkarılarak Cerablus’taki Türk güvenlik güçlerine teslim olmasını ayrıntıları ile okuyabileceksiniz. Şimdi Fared Saal ve Türkiye’deki bağlantılarına ilişkin ortaya çıkan soru işaretlerine dönelim.

FARED SAAL 30 HAZİRAN 2013’TE TÜRKİYE’DEN ÇIKMIŞ

Meltem K.’nın dosyasıyla ortaya çıkan altı çizilmesi gereken kritik bilgilerden ilki, Fared Saal’ın 2013 Haziran ayında Antalya’da bulunduğu ve 30 Haziran 2013 tarihinde Antalya Havalimanı’ndan çıkış yaptığı.

Dosyada Fared Saal’in resmi olarak giriş çıkış yaptığı 2013 yılında kimlerle temas ettiği, hangi illerde bulunduğu ve Türkiye’de ne kadar kaldığına dair bir bilgi yer almıyor. Fared Saal hakkında Türkiye’de “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” yakalama kararı ise 2016 yılında çıkarıldığı ifade ediliyor.

FARED SAAL’İN GAZİANTEP’TE İLİŞKİ KURDUĞU KİŞİLER KİM?

Dosyaya göre, Fared Saal’in “IŞİD’e katılmak üzere Türkiye ve diğer ülkelerden gelen IŞİD sempatizanlarını sınırdan geçirmek üzere Urfa ve Gaziantep bölgesinden sorumlu olduğunun” belirtilmesi, 10 Ekim katliamının firari sanıklarından IŞİD’in Gaziantep sorumlusu Nusret Yılmaz ile ilişkilerinin ayrıntıları hem Yılmaz’ın yakalanması hem de katliamın ayrıntılarına ilişkin ek delillerin bulunabilmesi açısından kritik önem taşıyor.

AYNI GÜN UÇMUŞLAR

Meltem K. dosyasında, TEM sorgusunda yöneltilen sorular arasında yer almayan kritik bir tarih var. Meltem K., TEM sorgusunda Fared Saal ile 2014 yılında sosyal medya üzerinden tanıştıklarını, iletişimlerinin telefonla ilerlediğini ve duygusal yakınlık oluştuğunu anlatıyor. Fakat Emniyet Genel Müdürlüğü Hudut Kapıları Büro Amirliği’nin bilgi notuna göre Meltem K. da Fared Saal’in çıkış yaptığı 30 Haziran 2013 tarihinde Antalya Havalimanı’ndan çıkış yapıyor.

Devletin resmi verileri Fared Saal ve Meltem K.’nın aynı gün aynı kentte ve aynı havaalanından ülkeden çıkış yaptıklarını ortaya koyuyor. Fakat TEM sorgusunda Meltem K.’ya, Fared Saal’in de kendisinin de 30 Haziran 2013’te Antalya’da beraber olup olmadıkları konusuna ilişkin bir soru yöneltilmiyor. Akıllardaki soru şu, Fared Saal 2013 yılında Antalya’da ne kadar kaldı ve kimlerle temas etti? Meltem K.’ya bu soru neden yöneltilmedi? Yöneltiyse ve yanıtı alındıysa sorunun yanıtı TEM tutanağında yer almadı mı?

GAZİANTEP’DE IŞİD’İN ŞAŞIRTMACA TAKTİĞİ

Kritik soruların yanıt bulması gerektiğinin altını çizerken yeniden Meltem K.’nın TEM sorgusunda verdiği ifadenin ayrıntılarına dönelim. Meltem K., güvenli bir eve götürülmesi, ardından kaçak yolla Suriye’ye çıkarılışına ilişkin ayrıntıları şöyle anlatıyor:

“1994 doğumluyum. Almanya’da yaşarken Türkiye’den biriyle evlendim. Fakat mutlu olmadım. Bir yıl sonra boşandık. Ailemin yanına geri döndüm. Ruhsal olarak boşluktaydım. Bu sırada sosyal medyadan Suriye’de yaşadığını söyleyen Cezayir asıllı Alman vatandaşı Fared Saal ile tanıştım. Bu şahıs Suriye’de Müslümanlara yardımcı olduğunu söylüyordu. Hem telefon hem de sosyal medya üzerinden aramızda duygusal bir bağ oluştu. 2014 Eylül-Ekim aylarında Suriye’deki Müslümanlara yardım etmem için beni davet etti. Ben de daha önce insani yardım kuruluşunda görev yaptığımdan (Kızılhaç) bu insanlara ne yapabilirim diye düşündüm. Almanya’dan İstanbul’a oradan da Gaziantep’e geldim.”

MELTEM SURİYE SINIRINDA

Meltem K.’nın Gaziantep’e gelişinden Suriye sınırına geçişine kadar tüm süreci Fared Saal’in organize ettiğini anlatıyor:

“Almanya’dan Gaziantep’e gelene kadar Fared ile irtibat halindeydim. Kendisi bana, ‘Sen havalimanından tarif edeceğim otele gideceksin. Otelde iki arkadaş olacak. Bu arkadaşlar seni alıp başka bir otele götürecek. Arkadaşların götürdüğü otelde bir süre kalacaksın ve sonrasında bu arkadaşlar seni bir şekilde Türkiye-Suriye sınırında bulunan Cerablus’a getirecekler. Seninle burada buluşacağız’ dedi.

Havalimanına indikten sonra adını şu an hatırlamadığım ve Gaziantep Merkez’de bulunan bir otele gittim. (Bu oteli Gaziantep’te jandarma ekiplerine gösterdim) Otele girdim, bekledim. Bir süre sonra yanıma Türkiye asıllı iki erkek geldi. Bu şahısların kimlik bilgilerini bilmiyorum. Bu iki kişi beni alarak beyaz bir otomobile bindirdi. Bu şahısları beni otel yerine kendi evlerine götürdüler. Evleri Gaziantep merkezdeydi. Telefonum Alman hattıydı. Şahıslar o hattı alıp kırdı. Turkcell bir hat verdiler. Bu evde bir gece kaldım. Ertesi gün bu kişiler beni alarak sınıra yakın bir yere götürdü. Burada biri Arap, diğeri de Rus asıllı olduğunu düşündüğüm sakallı iki erkek şahsa teslim ettiler. Bu kişiler önce elimdeki hattı alıp kırdılar. Bir pikaba bindirdiler. Arabada bir kadın ve üç çocuğu daha vardı. Pikapla yarım saat yolculuk yaptık. Suriye sınırında bizi bekleyen dolmuşa bindirdiler. Bu dolmuşta aralarında Özbek, Amerikan ve Kırgızların da bulunduğu 30’a yakın kişi vardı. Yarım saat yolculuk yaptık. Sonra bize teker teker arabadan inmemiz söylendi. Önümüzdeki yolun çevresinin mayınlı olduğu tek sıra halinde sadece yoldan yürümemiz söylendi. Yol bitiminde bir traktör bizi bekliyordu. Onun kasasına bindirildik. Bir süre daha yolculuk yaptık.”

MELTEM ARTIK SURİYE’DE

Meltem K.’nın ifadesine göre Suriye’ye geçtikten sonra kadın ve erkekler ayrı ayrı villalara getirilirler:
“Villalarda DAEŞ mensubu olduğunu düşündüğüm silahlı kişiler vardı. Erkeklere villalara yerleşmeleri söylendi. Biz kadınları başka bir arabaya bindirdiler. Bir süre yolculuk yaptıktan sonra villaya getirildik. Villada 100’ü aşkın kadın ve çocuk vardı. Bu evde üç gün kaldım. Bir araçla bir aile beni villadan alarak (dördüncü gün) Rakka’da bir eve götürdü. Bu eve ‘kadınlar evi’ diyorlardı. 500 civarı kadın ve çocuk vardı. Bu evde de bir gün kaldım. Ertesi gün Fared yanıma geldi.

Fared ile ayak üstü beş dakika görüştük. Fared bana, ‘Burada görüşmemiz yasak, seninle görüşmemiz için mahkeme huzurunda nikah yapmamız lazım’ dedi. Bir mahkemeye çıkarıldık. Burada evlilik yapmak isteyip istemediğimiz soruldu. Altın küpe ve Kuran-ı Kerim’i ‘mehir’ olarak verdi ve 22 Ekim 2014 tarihinde dini olarak evlendik. Evlendiğimiz gün Fared ile Tel Abyad bölgesine gittik. Kendisine ‘ne iş ile uğraşıyorsun’ diye sordum. Fared de ‘Ben kaçakçılık işleri ile uğraşıyorum. Şanlıurfa ve Gaziantep bölgesinden sorumluyum’ dedi. Almanca ve İngilizce dillerinde anlaşıyordum. Tel Abyad’da yaşamaya başladık. Bana, ‘buranın İslam Devleti’ olduğunu, peçe takmamı kendisinin de sorumlu düzeyde olduğunu söylüyordu. Evlendikten hemen sonra ilk çocuğuma hamile kaldım. 2015 yılında eşimle Rakka’ya taşındık. Oturduğumuz binanın alt katında Fared Saal’in ofisi vardı. Fared, burada çalışmalarını yapardı. Fared’in silah ve mühimmatları da evimizde dururdu.

MELTEM YPG DENETİMİNDEKİ KAMPTA

Meltem K. ifadesinde, 2015 yılında ABD’nin Suriye Rejim Güçleri ile IŞİD’e yönelik operasyonu sırasında Tel Abyab’ta bulunduklarını ve hamile olduğunu anlatıyor. Rejim güçlerinden kaçış devam ederken Meltem ilk çocuğunu doğurur. Aradan altı ay geçmeden ikinci çocuğuna hamile kalır. Meltem K.’nin aktardığına göre, çatışmalar devam ettiği sürece yer değiştirirler. Fared, 2017 yılında Meltem ve iki çocuğunu Suriye sınırından Türkiye’ye geçirmek üzere bir kaçakçı ile anlaşır. Fakat Meltem ve çocukları YPG mensupları tarafından yakalanır. Fared ise kaçışını sürdürür. Meltem ve çocukları yaklaşık 2.5 yıl YPG’ye ait kamplarda tutulur. Meltem ifadesinde, kampta bulunduğu süre içerisinde, kaçmak üzere birden fazla girişiminin olduğunu söylüyor.

“YPG KAMPI’NDAN KAÇMANIN BEDELİ NEDİR?

Meltem K.’ya savcı “IŞİD militanları, eşler ve çocukların tutulduğu YPG kampından kaçmanın bedeli nedir? Sistem nasıl işliyor?” sorusunu yöneltiyor. Meltem’in 2020 tarihli TEM sorgusunda verdiği yanıt şöyle:

“Kampta esir olarak kalıp maddi gücü olan kişiler kaçakçılar ile anlaşabilirse buradan kaçabiliyorlardı. Kaçabilmek için Suriyeli kaçakçılar aile başı 12 bin Amerikan doları ister. Kamptan alıp, Münbiç’e götürüyorlar. Münbiç’te bir süre bir evde tutuluyorlar. Münbiç’ten başka bir kaçakçı kişi ya da aileyi alarak Cerablus’a götürüyor. Cerablus’ta da bir evde kalıyorlar. Tedbir olarak ev de değiştiriyorlar. Cerablus’tan da bir şekilde sınıra kadar getirip bırakıyorlar.

MELTEM’İN KAYIP OĞLU

Meltem, 2019 yılında ailesinin kendisine ulaştırdığı maddi destekle iki çocuğuyla esir tutulduğu Al Hol Kampı’ndan kaçmak için harekete geçer. Meltem ve çocukları kamptan alan kaçakçı Münbiç’e ulaştırır. Fakat Münbiç’te mayın patlar, kaçakçı ölür. Mayın patlaması sırasındaki karmaşada Meltem’in oğlu kaybolur. Oğlunu aramaya fırsat bulamadan, YPG güçleri Meltem ve kızını alarak yeniden kampa götürür.

MELTEM’İN BABASI KIZINI KURTARMAK İÇİN KİMLERLE ANLAŞTI?

Meltem’in ailesi Almanya’dan İstanbul’a taşınmıştır. Babası, kızını kamptan çıkarmak için bağlantı bulmaya çalışır. Bu süreçte aile kızını ekonomik olarak desteklemekte ve telefonla iletişim kurmaktadır. Meltem’in aktardığına göre Al Hol’dayken tanımadığı bir erkek yanına gelir ve “Kızıyla kendisini kamptan çıkartacağını” söyler. Babasının organize ettiği planlama ile bu kişi Meltem ve kızını alarak güvenli bir şekilde Cerablus’a Türk güçlerinin bulunduğu bölgeye kadar getirir. Tarihler 28 Aralık 2019’u göstermektedir. Meltem’in aktardığına göre kamptan ilk kaçma deneyimi sırasında Münbiç’te mayın patlaması sırasında kaybolan oğlu da kaçakçılar tarafından ÖSO militanlarına, ÖSO militanları da çocuğu bölgede faaliyet gösteren İHH (insani Yardım Vakfı) görevlilerine teslim etmiştir.

MELTEM’İN KAYIP OĞLU İHH YETİMHANESİNDE

Meltem, Cerablus’a ulaştığında İHH’nin Cerablus’taki yetimhanesinden oğlu da kendisine teslim edilir. Meltem’in sorgu tutanağında kendisini YPG kampından çıkararak hiçbir engelleme ile karşılaşmadan direk Cerablus’a ulaştıran kişinin kimliği konusunda bilgiye yer verilmiyor.

MERVE DÜNDAR TESLİM OLAN IŞİD’Lİ KADINLAR ARASINDA

Dosyada dikkat çeken bir diğer önemli detay ise Meltem, Cerablus’taki Türk güçlerine teslim olurken yalnız değildir. Beraberinde altı kadın ve 11 çocuk daha vardır. Kadınlardan dördü hakkında da “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan arama kaydı vardır. Türk güçlerine teslim olan kadınlar arasında dikkat çeken isimlerin başında 10 Ekim katliamının sanıklarından Ömer Deniz Dündar’ın eşi olan ve hakkında “silahlı terör örgütüne üyelik”ten arama kararı bulunan Merve Dündar geliyor. Merve Dündar, Türk güçlerine teslim olduktan sonra 48 gün Cerablus’ta tutulduğunu ve Ankara’dan gelen bir ekibin kendisini sorguladığıni belirtmişti. Adıyaman’da yargılanan Merve Dündar etkin pişmanlık yasasından yararlanarak serbest kalmıştı.

Merve Dündar, 10 Ekim Katliamı davasının 9 Haziran 2021 tarihli duruşmasında yedi yıl Suriye’de yaşadığını, çatışma bölgsesinde bulunduğu sürede İHH üzerinden gelen yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıttığını beyan edecektir. Dündar ayrıca, Suriye’deyken silahının olduğunu ve YPG denetimindeki kamptan 12 bin dolar karşılığında çıktığını söyleyecektir.

TESLİM OLAN YEDİ KADINDAN DÖRDÜ HAKKINDA ARAMA KARARI VAR

Beri taraftan, teslim olan kadınlar arasında dikkat çeken bir diğer isim ise Kayseri 2’inci Sulh Ceza Hakimliği’nin 2015 tarihli kararı ile hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan yakalama kararı bulunan 1989 doğumlu Nermin Kahraman. Nermin Kahraman da Cerablus’taki sorgu ve bilgi alma işlemlerinin tamamlanmasının ardından Kayseri’ye gönderilir.

Teslim olan diğer kadınlardan 1992 doğumlu Ayşe Oktay’ın ise üç çocuğu vardır. İki çocuğu İstanbul Güngören nüfusuna kayıtlıdır. Fakat bir yaşındaki kızı Suriye’de dünyaya gelmiştir ve nüfus kaydı yoktur. Ayşe Oktay hakkında da Batman 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015 tarihli kararına göre arama kararı bulunmaktadır. Ayşe Oktay da Cerablus’taki sorgu ve bilgi alma işlemlerinin tamamlanmasının ardından Batman’a götürülür.

Cerablus’ta Türk güçlerine teslim olan 1985 doğumlu Arzu Bektaş ise cihat çağrısı ile örgüte ilk giden ailelerden. Arzu Bektaş’ın 2012 ve 2014 dogumlu iki çocuğu da Suriye’de çatışma bölgesinde dünyaya gelmiştir dolayısıyla nüfus kayıtları yoktur. Arzu Bektaş da Cerablus’taki sorgusunun ardından Ankara’ya gönderilir.

1994 doğumlu IŞİD’e Suriye’den katılan Sümeyye Seven de dört ve iki yaşındaki çocukları ile teslim olmuştur. Sümeyye hakkında da “silahlı terör örgütüne” üye olmak suçundan arama kararı bulunmaktadır. Sümeyye Seven de Cerablus’taki sorgusunun ardından Türkiye’ye gönderilir.

Sümeyra Merve Kapusuz da 1.5 yaşındaki çocuğu ile Cerablus’taki Türk güçlerine teslim olan kadınlar arasında yer alır. Hakkında arama kararı bulunmayan Sümeyra Merve Cerablus’taki sorgusunun ardından Gaziantep’e gönderilir.

KADIN VE COCUKLARA DNA TESTİ

Kadınların Cerablus’taki sorgu süreci yaklaşık iki ay sürer. Bu süreçte beraberlerindeki çocukların kendilerine ait olup olmadığının tespiti için DNA testi yapılır. Emniyet Genel Müdürlüğü Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’nda yapılan DNA testlerinde kadınlar ve yanlarındaki çocuklar yüzde 99.9 uyumlu çıkar.

Meltem K. da Cerablus’ta yaklaşık iki ay boyunca Türk güvenlik güçlerinde tutulur. Ankara’dan gelen bir ekip kadınları sorgular, fotoğraf tespiti yapılır. Meltem daha sonra Gaziantep’e gönderilir. Gaziantep Emniyet’inde işlemlerinin tamamlanmasının ardından emniyete ait bir araçla (güvenlik gerekçesi ile ilin ismini vermedik) Anadolu’da bir ile gönderilir. Bu süreçte Meltem’in babası yanındadır. Bu ilde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde tekrara sorguya alınır.

Meltem K. 2021 yılında “silahlı terör örgütüne üyelikten” yargılandığı davadan Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmasıyla beraat eder.

MELTEM’İN BABASI TORUNLARINI NÜFUSUNA GEÇİRDİ

Haberi hazırlama sürecinde hem Meltem K., hem de kızını kamptan çıkaran baba İsmet K.* ile telefonda görüştük. Baba İsmet K. “Kızımı PKK’nın kampından bizzat ben çıkartıp Türkiye’ye getirdim. Teslim oldu, kızımı bekledim. Ben de onu teslim aldım. Her an kızımın yanındayım. Torunlarımı da nüfusuma aldım. Sonuna kadar kızımın ve torunlarımın yanındayım. Torunlarım engelli ve tüm çabam onlara iyi bir gelecek bırakmak” dedi. Baba İsmet K., “Kızın kamptan çıkarılmasına ilişkin bölgede faaliyet gösteren insani yardım örgütlerinin” yardımcı olup olmadığına” ilişkin sorumuzu yanıtsız bıraktı.


MELTEM: “FARED’İN ANNE VE BABASI TORUNLARINI GÖREMEZLER”

Meltem K. ise ailesi ve çocuklarının güvenliği açısından yaşadığı yerin ve açık isminin verilmemesini talep etti. Kısa Dalga olarak aile ve çocukların güvenliği için genç kadın için Meltem ve babası için ise İsmet müstear ismini kullandık. Meltem K., Türkiye’de çocukları ile huzurlu, bir yaşam sürdüğünü, Fared Saal’in anne ve babasının da torunlarını görme yönünde bir çabalarının olmadığını, görmek isteseler bile göstermeyeceğini, Almanya’da da bu konuyla ilgilenen bir avukatının olduğunu söyledi. Meltem K., çocuklarının biyolojik babası Fared Saal’in halen YPG’nin elinde olduğuna dair duyumunun olduğunu, kendisi ile hiçbir iletişim aracı ile temas kurmadığını söyledi.

Araştırma