Yazar Ayşegül Devecioğlu: Tam da şu anda edebiyat yapacağız

Yazar Ayşegül Devecioğlu:  Tam da şu anda edebiyat yapacağız
Yazar Ayşegül Devecioğlu Oksijen gazetesinin foto - galerisiyle başlayan tartışmalara ilişkin bianet.org'da "Varız tam da şu anda edebiyat yapacağız" başlıklı yazı kaleme aldı.

Oksijen’in “deprem fotoğraflarına edebi yazı” serisi sosyal medyada tartışma yaratmıştı.

Haftalık gazete Oksijen'in web sitesinde "Edebiyatçılar depreme dair en çarpıcı kareleri yazdı" başlığıyla bir foto-galeri yayınlanmıştı. Fotoğraflara ilişkin yazılar gazetenin sitesinde ve sosyal medya hesaplarında şu ifadelerle duyurulmuştu

“Fotoğrafların dili yoktur, konuşmazlar. Ama istedik ki bu kez sesleri duyulsun. Sözü işin üstatlarına bıraktık. Depreme dair en çarpıcı kareleri Ayfer Tunç, Buket Uzuner, Tuna Kiremitçi, Aslı Perker, Nedim Gürsel, İsmail Güzelsoy, ve Seray Şahiner kaleme aldı. Oksijen’de."

Oksijen'in deprem fotoğraflarına ilişkin ünlü yazarların kısa yazılarına yer vermesi ve bunu duyurma şekli çok sayıda yazar ve gazeteci ile sosyal medya hesabı tarafından tepkiyle karşılandı.

Gazete Oksijen tepkilerin ardından, "Kullandığımız anonslarda bazı sorunlu ifadeler kullanıldığını kabul ediyor ve özür diliyoruz. Ancak buradan hareketle 'Oksijen'in acıdan nemalanmaya çalıştığına' yönelik eleştirileri hak etmediğimizi düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.

Yazar Ayşegül Devecioğlu tartışmalara ilişkin bianet.org'da yayımlanan "Varız tam da şu anda edebiyat yapacağız" başlıklı yazısında "Arkadaşlarımın işlediği suça katılıyor, özür dilemeye hiç gerek olmadığını beyan ediyor, edebiyatçıları tam da bu zamanda edebiyat yapmaya davet ediyorum" dedi. Devecioğlu tartışmaya ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

(...) Bir edebiyatçı olarak, tahminimce tıpkı diğerleri gibi, yaşadığımız katliamın üstesinden nasıl gelebileceğimizi düşünür, destek ve yardım için sağa sola koşturur, sermayeye vergi konulmasına, acil kamulaştırmaya, halkı katledenlerin nasıl alaşağı edileceğine ve evet edebiyata dahildir, firmaların elindeki vinçlere falan nasıl el konulabileceğine kafa yorarken bir de baktım vay arkadaş, edebiyatçılar linç ediliyor.

Ben ne Oksijen gazetesinin görmüştüm o ana kadar ne yazılanları okumuştum. Okuyunca gördüm ki, edebiyatçılar edebiyat yaptıkları için suçlanıyor.

Suçları bazı haberlerde söylendiği gibi edebiyat yapmak.

Çünkü edebiyat eğlencedir değil mi, yaşanan faciayı sosa bulamaktır!

Tam tersine eyy edebiyatçıları suçlayanlar, egemenlerin yenir yutulur hale getirmeye çalıştıklarını boğazınıza dizen biziz unuttunuz mu? Tarihte de olduğu gibi isyanları, faciaları anlatılmaz olanı, dile gelmez olanı, tam bu dile sığmama halini yazanlarız biz.

Bana kimse yazar mısın diye sormadı, yüksek ihtimalle vaktim olmayacaktı, ama yazardım. Yazmaktan bir an bile geri durmazdım.

Oksijen gazetesine de baktım internetten, bunca tepkiyi neden olacak bir şey görmedim açıkçası. Belli dil biraz daha dikkatli kullanılabilirdi. Ama burada esas tepki buna gösterilmiyor. Edebiyatın ne olduğunu bilmeyenler gösteriyor bu tepkiyi. Hatta estetiğin ne olduğunu bilmeyenler.

Niye edebiyat tam da şu anda söz almasın. Yüreğimizi yumuşatmak için değil, belki edebiyattan başka hiç bir yolla anlatılamayacak olan hakikati dile getirmek için.

Neden anı saklayan anın ötesindeki ise görünmez kılan bir fotoğrafı edebiyatçı anlatmasın.

Arkadaşlarımın işlediği suça katılıyor, özür dilemeye hiç gerek olmadığını beyan ediyor, edebiyatçıları tam da bu zamanda edebiyat yapmaya davet ediyorum.

Mayalandı süremiz,
Kim toplayacak söylentiyi
Kim sallayacak uykunun dallarını
Hayalleri çekecek rüyanın yumuşaklığında
Denizin biten kıyısında
Nehirle, nehrin vahşi göçünü unutup?
Otların şalını giyerek, kim kaldıracak kuru toprağın
üstüne bulutu (Adonis)"

(Kısa Dalga)

Gündem