Deprem sonrası Hatay: Bir yanı santraller, ocaklar; diğer yanı mücadele

Deprem sonrası Hatay: Bir yanı santraller, ocaklar; diğer yanı mücadele
Hatay, hızla ocaklar ve santrallerle örülürken, yerel halk da hem mahkemede hem de eylemlerle hakkını aradı ve bazı yerlerde kazandı.

Burcu Özkaya Günaydın

Kısa Dalga - Yerle bir olan bir kentte iki yıldır yaşam mücadelesi içinde olan Hataylılar için her şey biraz da mücadele. Birkaç gündür yayınlanan dosyamızda yüzyılın çevre ve sağlık katliamını aktardık. Bu katliama karşı; suyunu, toprağını, sağlığını, havasını korumaya çalışan bir kent var. Beton santralleri, taş ocaklarına karşı sık sık eylem yapan, sokağa çıkan Hataylılar; bu mücadeleyi sadece sokakta değil hukuki olarak da sürdürdü ve Samandağ ve Bozlu’da yürütmeyi durdurma kararı çıkarttı. Hatta Samandağ beton santrali geçtiğimiz hafta mühürlendi.

Samandağ ilçesine bağlı Atatürk Mahallesi ve Yeşilada Mahallesi arasında bir yıldır kaçak bir şekilde faaliyette bulunan hazır beton üretim santralini, yaşam alanlarında istemeyen bölge halkı gerek eylemsellik olarak gerek hukuki olarak mücadeleyi hiç bırakmadı ve sonunda da kazandı. Samandağ’daki mücadele Yukarı Okçular’a ya da Hatay’ın başka bir bölgesinde toprağı, havası için mücadele edenler için ilham oldu.

img-20241103-wa0039.jpg

"Taş ocağı su kaynaklarının kaybolmasına yok açacaktı"

Döver Mahallesi sınırları içerisinde olan ayrıca Bozlu Mahallesini olumsuz tehdit eden taş ocağına karşı açılan davada, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir kararının hukuka aykırı olduğu söyleyen Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı (AÇKD) Nilgün Karasu, projenin su varlıkları üzerinde tehdit oluşturarak kaybolmasına yol açtığı, bölgede iklim değişikliğine bağlı felaketlerin, sellerin ve su baskınlarının artmasına yol açacağı, ruhsat alanı içerisinde köyün merası ve dini kutsal alanları bulunduğu için telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulmasına karar verdiğini kaydetti.

“Bu kararla umutlarımız güçlendi”

Samandağ’daki beton santralinin çevreye, doğaya zararlarını haber dosyamızda anlattık. Mahkeme tarafında yürütmeyi durdurma kararı verilen yerlerden biri Samandağ’da bu zafer bir senelik mücadeleyle geldi. Beton santrali mağdurlarından Mevlüt Oruç, bu kararla birlikte umutlarının güçlendiğini söyleyerek, devamla şunları aktardı: “Samandağ’daki hukuki mücadeleyi şu sözlerle aktardı: “Samandağ Atatürk Mahallesi Çevre Yolu Caddesi üzerindeki Gürkal Beton Santraline ilişkin Hatay 3. İdare Mahkemesi “ÇED gerekli değil raporunun iptaline” karar verdi. Türkiye’de toplum sağlığı ve doğanın korunmasına, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, doğa haklarına, hayvan haklarına ilişkin emsal ve referans olabilecek karara imza atan Hatay 3. İdare Mahkemesi geleceğe dair umudumuzu güçlendirdi. Hatay 3. İdare Mahkemesi’nin aldığı karar sadece Samandağ da üç mahalle için değil bütün ülkemiz için önemlidir. Samandağ Belediyesi ve Samandağ Kaymakamlığı hukuk ve mahkemenin kararı doğrultusunda işlem yaparak beton santralini mühürleyerek toplum sağlığına ve doğanın korunmasına önemli katkı verdi.”

fb-img-1738169131012.jpg

Mahkeme savunması: Barınma gerekçesiyle toprak, su kirletiliyor

Peki mahkeme beton santralleri ve taş ocakları için yürütmeyi durdurma kararını nasıl verdi, avukatlar Hatay’ın havasını suyunu nasıl savundu. 6 Kasım’da yapılan mahkemeye, Samandağ başta olmak üzere Hatay’ın birçok yerinden kişi katıldı. Mahkemeye Hatay dışından avukat ve hak savunucuları katıldı.

Hatay dışından da avukatların katıldığı duruşmada, barınma hakkı kadar önemli bir başka konunun temiz çevre, su ve hava olduğu; Hatay’da şu an bunun göz ardı edildiği vurgulandı.

"Devlet vatandaşına sağlıklı yaşam sunmakla hükümlüdür"

Duruşmada konuşan Avukat Fevzi Özlüer, Hatay’ın her yerine kurulan beton santrallerine tek gerekçenin konut ihtiyacı gösterildiğini fakat Hatay halkının; tarım, hava, su, toprak ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının da en az barınma hakkı kadar önemli olduğunun altını çizdi.

Beton santrali ve taş ocağının kentte inşaat faaliyetleri için ucuz malzeme tedarik etmek, beton maliyetini aşağıya çekmek amaçlı yaşam alanlarına yapıldığına dikkat çeken Özlüer, devletin vatandaşına konut kadar sağlıklı bir yaşam sunmayla da hükümlü olduğunu hatırlattı.

Özlüer, “Devlet malzeme tedarik edecek kudrete sahiptir. Beton maliyetini aşağı çekmek için böyle bir yetki kullanılmamalı. Burada insanların konuta ihtiyacı var ama devlet vatandaşına sağlıklı bir yaşam hakkı sağlamakla hükümlüdür. İşlem hakkında iptal kararı talep ediyoruz” diye konuştu.

img-20250129-wa0036.jpg

Santraller yeniden ÇED raporuyla tekrar faal olabilir mi?

Avukat Erol Çiçek, mahkemede ocakların, beton santrallerinin çok plansız ilerlediğini vurgulayarak, bir felaketin atlatıldığını başka bir felaketin ise kapıda olduğuna dikkat çekti.

Bu savunmaların yapıldığı, vatandaşların da duruşmaya katılarak birebir mağduriyetini anlattığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı.

Mahkeme kararıyla durdurulan santral ve ocaklar bir süre sonra yeniden ÇED gerekli değildir raporu alıp faaliyete geçip geçmeyeceğini ise takip edilecek bir konu.

fb-img-1738169204225.jpg

Hammadde ihtiyacı için ÇED raporu kaldırıldı

Peki bu kadar beton santrali ve taş ocağı Hatay’da birden nasıl kuruldu, ruhsatlar nasıl alındı? Onun da cevabı 3 Ağustos 2023 tarihinde AFAD Koordinasyon Merkezi’nde yapılan toplantıda saklı. Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü bünyesinde bir komisyon kararıyla 2020 yılında düzenlenen 192 sayılı Mahalli Çevre Kurul kararı ile hassas alan düzenlemesi yürürlükten kaldırıldı. Bu karara göre, Hatay’da madencilik faaliyeti için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu şartı aranmayacak. Maden arama izinlerinin kaldırılmasının gerekçesi ise yeniden yapılacak kentin hammadde ihtiyacı.

O dönem karara karşı çıkan Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu basına verdiği demeçte kararın Hatay’ı öldürmek anlamına geldiğini söyledi. Ocak ve santrallerin yapımını durduramayan dernek, dava açarak mücadele etti.

Konuyu yakından takip eden CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay Valiliği’nin ÇED gerekli değildir kararına o süreçte tepki göstererek, “Deprem yükü, kirliliği yaşamış bir kentte daha fazla kirliliğe neden olacak bu düzenlemeye şiddetle karşı çıkıyoruz. Konut ihtiyacı, doğanın tahrip edilmesi için bir bahane olamaz” dedi.

Hatay Barosu’nun açtığı dava usulen reddedildi

Dönemin Baro Başkanı Cihat Açıkalın, karar çıktıktan kısa bir süre sonra dava açtı ve dava usulen Baro ‘bu tarz dosyalara dava açamaz’ gerekçesiyle reddedildi. Açıkalın, Hatay’ın her yerinde çok rahat bir şekilde madencilik faaliyetinin önünü açan bu karara dair demecinde şunları söylemişti:

“Bu karar kabul edilir bir karar değil. Hatay’ın her yerine maden ocağı açılabilir bu karara göre. Biz takip ediyoruz, itiraz da ediyoruz ama STK’ler, Çevre örgütleri Hatay’a daha çok yüzünü dönmeli, biz yalnız kalıyoruz. Daha çok takip etmeli ve gündem yapmalı.”

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Özel Haber