AKIN ATALAY
İşlenmekte olan bir suç duyurusu
AKIN ATALAY
ANAYASA MADDE 83/3:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.”
14 Mayıs 2023 seçimlerinde Hatay ilinden TİP milletvekili seçilen Can Atalay’ın yargılaması, Anayasa Mahkemesi’nin, ‘bu durumda yargılamanın durdurulması gerekir’ şeklindeki kararlarına karşın sürdürülmüş, hakkındaki ceza hükmü geçen hafta kesinleştirilmişti. Diğer bir deyişle, milletvekili Can Atalay şu anda hukuki ve kanuni statüsü “tutuklu” değil, “hükümlü”dür. Yani, tutuklama kararı değil kesinleşmiş ceza hükmü infaz edilmektedir.
Normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan Anayasa'nın bu konudaki kuralını okuduğunuzda, farklı bir yoruma olanak tanımayacak açıklıkta bir anlamı olduğu kuşkusuz.
Nedir o?
Bir milletvekili hakkında kesinleşmiş bir ceza hükmü söz konusu olursa, bu ceza hükmünün infazı, milletvekilliği sıfatının sona ermesine bırakılacaktır. Bir konuda anayasada açık, somut ve uygulanabilir bir kural varsa diğer mevzuatta aksi yönde bir düzenleme olsaydı bile -ki yoktur- anayasadaki kuralın uygulanacağı tartışmasızdır.
Peki öyleyse, şu anda milletvekilliği sıfatı devam eden Can Atalay’ın durumunu nasıl izah edebiliriz?
Yanıtı basit, kısa ve net:
Anayasaya açıkça aykırı olarak hapiste tutuluyor. Can Atalay’ın şu anda hapiste tutulmasından sorumlu olan, onun derhal serbest bırakılması için görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri herkesin gözü önünde suç işliyor.
Türk Ceza Kanunu'nun, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” başlıklı 109. Maddesi suçu şöyle tanımlıyor:
“Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.”
Maddenin devamında, bu suçun; a) birden fazla kişi tarafından birlikte ya da kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ya da kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağı da yazılı.
Herhangi bir kişiyi evinden, işyerinden ya da sokaktan kaçırıp dağ başında bir kulübeye kapatan kişi ile aynı kişiyi cezaevine kapatan devlet arasındaki fark nedir? Devlet adına yapılan işlemlerin hukuka – en azından kanuna- dayanarak yapılmasıdır. Kanun, kişiyi hukuka aykırı olarak hürriyetinden yoksun bırakmanın suç olduğunu, üstelik bu suçun kamu görevlisi tarafından, görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenirse daha ağır bir cezayı gerektirdiğini söylüyor.
Can Atalay’ın şu anda hürriyetinden yoksun bırakılması hukuka aykırı mı? Anayasaya göre (83/3) evet aykırı. O halde, bu bir suç duyurusu olarak da değerlendirilmeli.
Bir ülkede, bırakın sıradan bir yurttaşı, kanun koyma görevi verilmiş parlamento üyesi bir milletvekili bile hukuka aykırı olarak hürriyetinden yoksun bırakılıyorsa söylenecek söz bulmak zor.