MEHVEŞ EVİN
Meslektaşımız, sırf gözdağı vermek için sorgulanır ve Silivri’ye götürülürken
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları neredeydi?
Kalan son birkaç eleştirel kanaldan biri olan Tele1’in yayın yönetmeninin yanında durmak bu kadar mı zordu?
Maalesef her şey olup bittikten sonra “derhal serbest bırakın” demekle basın özgürlüğüne sahip çıkılamıyor…
Bu açıklamaların ne yazık ki bir ağırlığı yok.
Muhalefet, şimdiye kadar o adliyelerde haksız hukuksuz yere suçlananlar için zaten yeterince varlık gösteremedi.
Gazeteciler, filmciler, aktivistler, siyasetçiler tutuklanırken, yargılanırken hak savunculuğunu önemseyen birkaç milletvekilinin dışında Genel Bakanı ve partinin ağır toplarını göremedik.
Şahikası, İBB Başkanı İmamoğlu’na ceza açıklanırken Kılıçdaroğlu’nun yokluğuydu.
Merdan Yanardağ Silivri’ye götürülürken yanında CHP’li milletvekili olarak Enis Berberoğlu ve Yeşil Sol Parti milletvekilleri vardı.
Hadi Kılıçdaroğlu kendi -yine- gelemedi diyelim. CHP daha güçlü varlık gösteremez miydi?
Talimat verildi, arkadaşlar bakacak(!)
Konu, bir gazeteciye veya “bizden” olana sahip çıkmanın ötesinde.
Muhalefete oy veren, hatta vermeyen herkes için adalet talebini, basın özgürlüğünü yüksek sesle söylemek, her siyasetçinin görevi.
Saatleri AKMHP’ye göre ayarladıysanız o zaman neden siyaset yapıyorsunuz?
Neyse ki Kemal Kılıçdaroğlu, Merdan Bey için “arkadaşları” görevlendirmiş.
Kimden duyuyoruz?
TELE1’e konuk olan CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’den. Sözkonusu heyette Sarıgül’le birlikte Evrim Karakoz, Utku Çakırözer ve Enis Berberoğlu da varmış. (https://kisadalga.net/haber/detay/chp-merdan-yanardag-icin-milletvekili-heyeti-gorevlendirdi_73651)
Berberoğlu gibi gazetecilikten gelen Çakırözer, zaten yıllardır hapisteki gazetecileri ve basın davalarını takip ediyor. Yanardağ’ın hukuki sürecini takip etmeleri siyasi sorumluluğun ötesinde, mesleki ve insani bir görev.
Tüm bunlardan anladığım, “hak hukuk adalet” konusunda Kılıçdaroğlu CHP’sinin pasif tutumunun derinleşerek devam edeceği.
İYİ Parti’nin nerede durduğu zaten biliniyordu. Yanardağ’ın tutuklanmasında bizzat rol almaları durumun vahameti iyice ortaya çıktı.
Altılı Masa’nın küçük ortaklarının sessizliği ise “bizimkisi seçim ittifakıydı” açıklamasıyla geçiştirilecek gibi değil. Türkiye’nin demokratikleşmesi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü vs konusundaki beyanlar unutuldu. Demek ki zaten önemsenmeyen meselelerdi…
Oysa Merdan Yanardağ vakası, çoktandır unutulan, unutturulmaya çalışılan hapisteki gazeteci, aktivist, siyasetçi, iş insanı, “düşünce suçluları”nı gündeme getirmeye vesile olmalı.
Kürt gazetecilerin duruşması 11 Temmuz'da
Yanardağ’ın akıl almaz tutuklanma biçimi ve gerekçesini tartışırken (1) hatırlamakta fayda var:
Bu ülkede gazetecilerin, söz söyleyenlerin tutuklanmasının hiçbir hukuki açıklaması yok.
Yeter ki birileri karar versin, kılıfını hazırlamak hiç olmadığı kadar kolay!
Dalga geçer gibi 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Erol Balcı, Abdurrahim Tanyeli ve Ramazan Debe’nin başına geldiği gibi.
Meslektaşlarımız, canlı yayında değil aileleriyle birlikte gözaltına alındı.
24 saat avukatlarıyla görüştürülmediler.
Ankara’ya otobüsle getirilirken 15 saat boyunca kelepçe ile tutuldular.
24 saat aç bırakıldılar. Sedat Yılmaz küfür, hakaret ve darp nedeniyle işitme kaybı yaşadı. (https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/278080-dicle-muftuoglu-ve-sedat-yilmaz-adliyeye-sevk-edildi)
Çalıştıkları kurum Mezopotamya Ajansı faaliyetine devam ediyor, haberleri iktidar medyasınca da kullanılıyor ama savcılığa göre “yasadışı”!
Tüm suçlamalar “gizli tanık” denen, keyfi ve yersiz suçlamalara dayandırıldı.
Söylemeye gerek var mı? Mesleki faaliyetleri “suç” sayıldı.
Yani gazetecilik yapmaları, tutuklanmaları için yeterliydi!
İşte bu kadar baştan savma gerekçeler, böylesine bir hoyratlık…
Ne var ki hapisteki gazeteci Kürt olunca, savunan veya destek olanların sayısı daha da azalıyor.
Ankara Sincan’da tutuklu meslektaşlarımızın 11 Temmuz’daki davasını takip edecek bir CHP heyeti olmayacak.
Maazallah yan yana görülmek, hedef gösterilmek var.
İşte böyle diye diye gelinen yer belli: Özgür olmayan bir ülke.(2)
Üzülmeye mahal yok. Dünyada özgürlük puanında son 10 yılda en fazla düşüş yaşayan ülke Libya, Nikaragua, Güney Sudan ve Tanzanya. Beşinci sırada Türkiye geliyor ve Venezuela, Benin ve Burkino Faso’dan daha iyi durumda. Daha ne olsun? İyi bayramlar.
OKUMA ÖNERİLERİ VE KAYNAKLAR
- Gazeteci Merdan Yanardağ neyle suçlanıyor, ifadesinde ne dedi?
- Freedom House’un “Demokrasi Mücadelesinde 50. Yıl" başlıklı 2023 raporunda, Türkiye yine "Özgür Olmayan Ülke" kategorisinde
- Çiğdem Mater’in hapishaneden yazdığı son yazısını kaçırmayın
