MEHVEŞ EVİN
Mutlak butlan veya mutlak sırtlan
CHP’li belediyelere operasyonlar, tüm hıncı ve hukuksuzluğuyla devam ederken bazı ‘muhalif’ isimler “Ekrem İmamoğlu CB adayı olacağını açıklamasaydı, kampanyaya girişmeseydi belki bunlar olmazdı…” demeye başladı.
Örneğin Metropoll araştırma şirketinin akademik kurul üyesi Prof. Dr. Burak Bilgehan Özpek, İmamoğlu’nun başkanlık yarışında ‘zaten’ geriye düştüğünü, Özgür Özel “normalleşme” politikasına devam etseydi belki bu noktalara gelinmeyeceğini, hatta “tutuklu çocuklar için” AKP’yle müzakere etmesini savunuyor. (53’üncü dakikadan itibaren)
Bu görüşe göre CB Erdoğan, İmamoğlu’nu ciddi bir rakip olarak görmekten korkmuyor; asıl korkusu Mansur Bey olmalıydı zira kışın yapılan anketlerde öndeydi!
“Konuşmayan ağırbaşlı ağbi” bazı anketlerde puan toplamış olabilir ancak sahneye çıktığında en hafif tabirle kötü performans gösterdi. İmamoğlu ve ekibinin haksız tutukluluğu, konunun diploma olmadığını değil CHP’li belediyelere çökmek olduğunu zaten gösterdi.
Kaldı ki “tutuklu çocuklar”ın ve ailelerinin iktidarla pazarlık yapmak istediğini kim söyledi? Anne Baba Dayanışma Ağı, kendi imkanları, hukuki ve kamusal destekle çocuklarına sahip çıktı.
Yayında Özpek’in karşı görüşünü belirten akademisyen Berk Esen’e “…umarım bir gün çocuğun olur anlarsın” demesi ise hafife alınacak bir durum değil:
Ne bir kadına, ne bir erkeğe “çocuğun yok, sen anlamazsın” denmez. Ayrıntıya girmeyeyim.
Her şeyi geçtim, “mutlak otoriter rejiim”e geçmeye hazırlanan bir liderle nasıl normalleşilebilir? Hepsini Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde gördük.
Tontiş dede imajına ne oldu?
Hatırlayalım, nasıl normalleşilir?
Ekmelledin İhsanoğlu gibi bir figürü CB adayı yaparak. (Ekmeleddin Bey halen MHP vekili olarak Meclis’te ama kendisini gören yok!)
2014 yerel seçimlerinde Mustafa Sarıgül’ü İBB adayı göstererek.
2015 seçimlerini iptal eden AKP’nin önderliğinde “istikşafi görüşmeler” denen oyuna dahil olmak.
HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırarak.
Hileli 2017 referandumunu kabul edip sistem değişikliğine “amenna” diyerek .
Altılı masayı kurup CHP’yi eriterek.
Yıllarca bekledikten sonra nihayet aday olup, kaybederek…
Velhasıl Özel’in ilk göreve geldiği günlerde “normalleşme” demesi tepkilere neden olmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu sırasını çoktaaan savdı.
Son seçimi DE kaybettikten sonra yerelden filizlenen siyasetçilere yer açacağına istifa etmedi. 19 Mart sonrası Özel ile CHP’liler ortak fotoğraf verirken kendisi ortada yoktu. Bir bakıma isabet oldu.
Trajik ölümüyle hepimizin yüreğini dağlayan Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ferdi Zeyrek’in cenazesine bile koruma çemberinde, koşarak geldi ve çıktı.
Yaratılmaya çalışan “ben sizin dedenizim” figürü zaten bir balondu. Kaldı ki “en iyisini bilen” otoriter “baba”lardan, babaya kızıyormuş gibi yapıp kehkeh dolaşan dedelerden fena halde yıldık.
30 Haziran'dan sonra ne olabilir?
CHP’yi paramparça etmek için uydurulan “mutlak butlan” davasına gelelim… Kemal Bey’in gazetecilerin bu davayla ilgili sorularına cevap vermediğini, hatta soru soranları “bir tarafın sesi”olmakla suçlandığını ÇGD Başkanı, gazeteci Kıvanç El yazdı.
CHP’li belediyeciler ve ekipleri yargılanmadan hapse atılırken, insanlar işkence görürken CHP kurultayını, seçilmişleri devirmeye yönelik bu son hamleyi ister istemez “mutlak sırtlan” olarak okuyorum.
Şikayetçi tek kişi, eski MHP’li ve eski AKP’li Lütfü Savaş, Hatay BB olarak deprem öncesi ve sonrasında çok kötü sınav verdi. Buna rağmen yerel seçimde yeniden CHP’den aday gösterildi ve beklenen oldu, kaybetti. Aralık 2024’teyse partiden ihraç edildi.
Sanırım bu kadarı bile tabloyu anlamak için yeterli.
Hukukçular, davanın yok hükmünde olduğunu ısrarla söylüyor. Ama zaten ortada ne suç, ne suçlu var. Her şey, muhalefeti dizayn etmek için uydurulan bir siyasi manevra.
İşte o noktada “kayyım atanmaması için” Kemal Bey’in devreye gireceği ve partiyi “bir düzene(?)” sokana kadar bu görevde kalacağı konuşuluyor.
30 Haziran’da mahkemeden “mutlak butlan” kararı çıkarsa – ki çıkacağı tahmin ediliyor- Özgür Özel’le birlikte seçilen CHP Kurultayı yok sayılacak.
Siyaset bilimci İbrahim Uslu, Özel’in kanunen tüm aldığı kararlar da yok sayılabileceğini, bunun 2024’te belirlenen belediye başkan adaylarını bile kapsayacağı konusunda uyarıyor.
Yani milyonlarca oy, halkın iradesi bir kez daha yok sayılacak!
Muhalif gözüken yorumcuları Nagehan Alçı ve Abdülkadir Selvi çizgisine çeken “İmamoğlu öyle yapmasaydı, Özel sertleşmeseydi, Kılıçdaroğlu’na haksızlık etmeyelim” şeklindeki yorumlara dikkat edin…
Özde dedikleri aynı kapıya çıkıyor:
“Erdoğan’ı idare edin, karşınıza almayın- yani siyaset yapmayın. İmamoğlu ve Özel ekiplerini CHP’den ayırıp çamura batırın. Al gülüm ver gülüm! Ne gerek var sokağa, isyana?”
Ne diyeyim? Umarım Kemal Bey “mutlak sırtlan”lara paye vermez.
Yerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati
12 Kasım 2025 Çarşamba 00:16Bu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci
28 Ekim 2025 Salı 00:35Madencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz
21 Ekim 2025 Salı 00:30Hakan Tosun kimdi, neyle mücadele etti?
17 Ekim 2025 Cuma 00:302016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi
09 Eylül 2025 Salı 00:30Chanel, Boss, LW ve Fendi Amazon’a şimdi ‘uyandı’
26 Haziran 2025 Perşembe 00:39Gençlerin hayatıyla oynamak size ne kazandıracak?
07 Mayıs 2025 Çarşamba 00:20Malatyalı depremzede çocuklara kültür ve sanat terapisiyle ulaştılar
22 Nisan 2025 Salı 00:20Ağaç soyundan gelen adam: Sırrı Süreyya Önder
17 Nisan 2025 Perşembe 00:15Boykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor?
31 Mart 2025 Pazartesi 00:20