Önce Kazakistan.
Sonra Türkmenistan.
Can dostlarımız...
Soydaşlarımız...
Birbiri ardına Kıbrıs Rum Kesimin tanıyıp Büyükelçi atadılar!
Rum kesimini "tanımak" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini "tanımamak" anlamına geliyor.
Zaten...
Rum kesiminde büyükelçileri var, KKTC'de yok!
Böyle kardeşlik olur mu?
XXX
"Can yakan" sorular yanıt bekliyor:
Sırada hangi ülkeler var?
Kırgızistan mı, Özbekistan mı?
Yoksa...?
Türk Cumhuriyetleri bu kararı almadan önce Türkiye ile istişare yaptı mı? Yaptılarsa Türkiye buna izin verdi mi?
Türkiye izin vermediyse, buna rağmen Rum kesimini adanın tek devleti olarak tanımak Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasında tarihi bir kopuş anlamına gelmez mi?
O ülkeler bunu göze aldı mı?
Türkiye ile yolları ayırdılar mı?
XXX
Üstelik bu gelişmeler;
Kıbrıs'ta iki kesim arasında görüşmelerin yeniden başladığı....
Barış umudu yeşeriyor gibi görünürken, 1974 öncesinde adada Türklere soykırım uygulayan EOKA terör örgütünün yeniden hortlatıldığı....
İlkokul öğrencilerinin eline bile EOKA bayrakları verip sokakta yürüyüş yaptırıldığı....
Kin ve nefret dolu sloganların atıldığı bir dönemde oluyor.
Bir tarafta umut, öte tarafta korku!
Ve...
Hiç umulmadık bir cepheden ihanet.
Bunlar normal gelişmeler mi?
Ne olduğuna ilişkin bir açıklama gerekmez mi?
XXX
Ecevit'in 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile soykırımdan kurtarılan...
Rauf Denktaş'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kurarak bağımsız bir devlete kavuşturduğu Kıbrıs Türkleri vatansız mı kalacak?
KKTC ortadan kaldırılacak mı?
Türk askerleri adadan çekilecek mi?
Türkiye'nin garantörlüğü devam edecek mi?
Bu sorular da yanıt bekliyor.
XXX
Aslında...
Stratejik önemi ve zengin karbon yatakları nedeniyle herkes Doğu Akdeniz'de mevzi alırken, Türkiye'nin oradaki gücünden konumundan vazgeçip, Kıbrıs Türklerini yeniden EOKA'cıların insafına terk etmesi beklenemez.
Türk Dışişlerinin bir hesabı vardır elbet, ama Amerika ve Avrupa ile Yunan-Rum ittifakının hesabı daha etkin bir şekilde işliyor gibi.
ABD adanın Rum kesiminde birçok bölgeye üs kurdu.
Garantör olmadığı ve hiçbir hakkı bulunmadığı halde.
ABD üsleri Rumlara cesaret veriyor. Kendi gazetelerinde sayfalar dolusu haber ve manşetlerle bu üslerden; konuşlandırılan silahlardan, gemilerden, uçaklardan söz ederek Türklerin üzerine korku salıyor, psikolojik üstünlüğü ele geçirmeye çalışıyorlar.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar söyledi, adadaki tüm Rum erkeklerine silah dağıtıldığını.
AB ise tamamıyla Rumların ve Yunanistan'ın etkisinde Türkiye'ye baskı yapıyor.
Böyle bir ortamda müzakereler yeniden başlatıldı.
Sonucu kestirmek güç değil.
Ama Ecevit ve Denktaş'ın kemiklerini sızlatacak bir çözüm "çözüm" değildir. Adada her şey 50 yıl öncesine dönebilir!..
XXX
"Gazze'den sonra sıra Kıbrıs'a geliyor" diye uyarmıştık.
Kıbrıs tarihi bir Türk varlığıdır. Adada yüzyıllar öncesine dayalı Osmanlı eserleri bunu kanıtlar.
Ey Türk Cumhuriyetleri.
Rum kesimini tanıyarak Akdeniz'de Sicilya ve Sardunya'dan sonra en büyük ada olan 9 bin 251 kilometrekarelik Kıbrıs'taki Türk devletini yok edenlere destek verdiğinizin farkında mısınız?
XXX
Son uyarı bizimkilere:
"Ver kurtul" çözüm değildir.
Vazgeçerseniz daha fazlasını isterler.
Bakın, birkaç gün önce ABD'de Rum papazı Trump'a haç hediye edip İstanbul'un fethedilmesini istedi.
Sonu gelmez.
Kıbrıs giderse, Ege'de kıta sahanlığı gündeme gelir.
O da yetmez.
Yunanca kökenli "ütopik" kelimesiyle izah edilebilecek İstanbul hayalleri gerçek talebe dönüşür.
Vermekle kurtulamazsınız.
Eli kaptırdığınızda kolunuz değil, başınız gitmiş demektir!
