MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Asgari ücrette 3 suistimal !

Asgari ücreti kağıt üzerinde artırmak yetmiyor. Uygulamada suistimal var. "Yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapma" eylemleri sözlükte "yolsuzluk" olarak tanımlanıyor.

En büyük yolsuzluk, İş Kanununun 39. Maddesini ihlal. Kanuna göre, İşyerlerinde her yıl belirlenen "temel ücretin" uygulanması gerekir, ama 6 milyon işçi asgari ücretin altında maaş alıyor. Özellikle Suriyeliler geldikten sonra, "ucuz işgücü" yaygınlaşmaya başladı. İş bulamayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da asgari ücretin altında çalışmaya razı oluyor.

İkinci yolsuzluk ihbarı eski milletvekili, Değişen Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çapoğlu'ndan.

Kısa Dalga'ya konuşan Çapoğlu, bazı işverenlerin çalışanlara yaptığı çirkin teklifi şöyle açıkladı:

"İşçiler, hizmet sektöründe çalışan garsonlar ve öğretmenlerden biliyorum. Asgari ücret 5 bin 500 lirayken, tamam seni işe alacağım, 5 bin 500 ödeyeceğim ama 1000 lirayı elden geri vereceksin diyorlardı. Şimdi maaşı 8500 gösterecek adam. Parayı bankaya yatıracak, bunun 2 bin lirasını elden geri vereceksin diyecek. Ülkede işsizlik yüksek olduğu için çalışanlar suistimal ediliyor. "

Asgari ücret uygulamasındaki üçüncü usulsüzlüğün kapısını aralayan yoksulluk. Kısa Dalga'ya konuşan CHP Milletvekili ve DİSK eski Genel Başkanı Kani Beko açıkladı:

"Sendikacı olduğum için binlerce SMS aldım. Başkan diyorlar, bizim yanımızda çalışmak isteyen arkadaşlar bizimle pazarlık yapıyor: 'SSK primini ve vergiyi bize verin. Zaten 65 yaşına kadar yaşayamayız. Alığımız ücretle nişan düğün yapamayız. Ev sahibi olamayız. O yüzden SSK primi ve vergiyi asgari ücretin üzerine ekleyelim de hiç olmazsa kiramızı ödeyip, mutfak masraflarımızı karşılayalım.' Milyonlarca genç güvencesiz, sigortasız olarak çalışıyor.Kayıt dışı zaten yüzde 40'larda. Böyle giderse yüzde 50'ye ulaşacak."

Beko, açlık sınırının 7 bin 785 lira, yoksulluk sınırının ise 25 bin 365 lira olduğunu hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Çalışanların evlerine aylardır et girmiyor. Her öğün kuru simit yiyen ailenin gideri 2 bin 250 lira olmuşken, kira, doğalgaz elektrik su sağlık eğitim gibi zorunlu giderleri katacak olursak asgari ücret en az 10 bin lira olmalıydı."

Kani Beko, hükümetin kaynak oluşturmak için zam yapacağına dikkat çekti:

"2023 yılı bütçe kanun teklifine göre, bütçe gideri 4 trilyon 469 milyar lira, geliri 3 trilyon 810 milyar lira. Aradaki 659 milyar liralık açığı kapatabilmek için yeni yılda doğalgaz, elektrik, su ve temel gıda maddelerine mutlaka zam yapılacak. Böyle ortamda 1 yıllık asgari ücret belirlemek mümkün değil. Eşel mobil sisteme geçilmeli, zam geldikçe ücret artmalıdır."

Yeni asgari ücretlinin reel olarak Ocak 2022'deki refah seviyesinin bile altında olduğunu belirten Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu ise "ortalama ücrete" dönüşmeye başlayan asgari ücretli sayısının yeni yıldan itibaren artacağını öne sürdü.

Bir de asgari ücretin siyasi boyutuna bakalım.

Gerçek araştırmacıların oluşturduğu ENAG'ın hesabına göre Kasım sonu itibariyle yıllık enflasyon yüzde 170, TÜİK'in tartışmalı rakamlarına göre yüzde 84.39.

Dar gelirlileri doğrudan ilgilendiren gıda enflasyonu Ekim ayında yüzde 99 iken, Kasım'da yüzde 102'ye çıktı. Aralık'ta tırmanış sürecek. Çünkü asgari ücretteki artış bahane edilerek gıda maddelerine zam yağıyor. Peynir ve etin kilosu 200 liraya yükseldi. Süt 20 lirayı aştı.

Elektrik ve doğalgazda yüzde 200'lük fiyat artışları yetersiz kalmış olacak ki, tüketim aynı olduğu halde faturalar gizli zamlarla kabartılıyor. Özellikle doğalgazda tam bir soygun var. Yüzde 200 zamla "satın alınmış" gaz için her ay ilave fatura gönderiliyor.

Böyle bir ortamda 2023 yılı asgari ücreti yüzde 54.60'lık artışla 8 bin 506 liraya çıkarıldı. Açlık sınırının 720 lira üzerinde. Refah artışı yok.

Güncel soru şu:

Bu tablo karşısında hükümet erken seçime gider mi?

İktidarın verdiğinden bile daha az teklifle (7 bin 785 lira) masaya oturan, tepkiler üzerine teklifini 9 bine çıkarıp masadan kalkan Türk İş'in rol kabiliyetini bir kenara not ederek soralım:

"Danışıklı sendika"nın bile az bulduğu yeni asgari ücret, 10 milyon kişilik muhatap kitleyi memnun eder mi?

İki soru daha:

Çalışan kesimin yaklaşık yüzde 60'ını oluşturan asgari ücretliler alınan zammın karşılığında iktidara oy verir mi?

Yanıt olumlu olsa Cumhurbaşkanı daha şimdiden "ara zam" yapılabileceği mesajını vermeye gerek duyar mıydı?

Bu bir seçim zammı değil. Olsa Hükümet kendiliğinden 10 binin üzerine çıkardı. Seçim muhtemelen "ara zamdan" sonra. Bu süre içerisinde Hükümet ekonomik tabloyu iyileştirmeye ve halkın karşısına eli güçlü bir şekilde çıkmaya çalışacak.

Şunu unutmamak lazım: 10 milyon asgari ücretli ve 13 milyon emekli memnun edilmeden erken seçime gidilemez. Eğer emeklilere yüksek bir zam yapılırsa, o zaman beklenenden daha erken bir seçimin sinyali verilmiş olur.

Emekli maaş zammı hayal kırıklığı yaratırsa, seçimin Mayıs ya da Haziran'ın başında yapılabileceğine ilişkin tezler güç kazanır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHMET ÇETİNGÜLEÇ Arşivi
SON YAZILAR