Belediye başkanları, Cumhurbaşkanı adayları

Türkiye hızlı bir biçimde siyasi hayatının en ilginç yerel seçimlerine hazırlanıyor.

Yerel seçimlerin en önemli merkezi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, en önemli seçim (hatta makam) haline geldi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Recep Tayyip Erdoğan’ın çok önemsemesi, Ekrem İmamoğlu’nun geleceğini burası üzerinden planlanması, bu önemi arttırıyor.

Aslında İstanbul kadar Ankara belediye başkanlığı seçimleri de gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için önemli. Sadece Ekrem İmamoğlu önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri için belediye başkanlığını kazanarak ön almayı planlamıyor; aynı şekilde Mansur Yavaş da 2028’de yapılması planlanan ya da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin potansiyel adayı. Bunu da unutmamak lazım.

İmamoğlu, Yavaş ve Erdoğan yarışabilir…

Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünden başlayacak olan “aday olup olamayacağı” tartışmalarını TBMM’de erken seçim kararı aldırarak aşabilirse, çok adaylı seçimlerde İmamoğlu ile Yavaş’ı Erdoğan’a karşı yarışırken görebiliriz. Bunu konuşmak için de hayli erken. Ama bu mücadelenin startının verileceği bir yerel seçim var önümüzde.

Burada İmamoğlu’nun önündeki tek engel, 25 Nisan’a ertelenmiş olan seçilme yeterliliğini kaybetmesine neden olabilecek dava. Erdoğan karşısında sadece Yavaş’ı görmek isterse yargıyı çok rahat İmamoğlu için devreye sokabilir. Bu hamleyle yani İmamoğlu’na getirilecek siyasi yasakla belediye meclisinde de çoğunluğu varsa Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığına da sahip olması mümkün. (İmamoğlu ile Yavaş’ın aday olduğu seçimlerde Erdoğan’ın ilk turda, katılımın aday çeşitliliği nedeniyle çok olacağı var sayımı ile yüzde 40’ı bulmasının bile zor olduğu bugünden görülebiliyor. Yani ikinci tura gidilirken karşı blok yüzde 60’ı aşabilecek.)

Bu yerel seçimlerde de ittifaklar çok önemli. Daha doğrusu yüzde 1 oy bile çok önemli. Özellikle İstanbul için. Bu nedenle Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı sürdürmenin çabasında.

YRP “bağımsız görüntü” istiyor

MHP’de sıkıntı yok ama Yeniden Refah Partisi (YRP) muhafazakâr seçmene alternatif olarak büyümek için ittifaklardan bağımsız bir görüntü vermenin planlamasını yapıyor.

İki hafta üst üstte yazdım, YRP’nin Erdoğan için yerel seçimlerdeki önemini. Geçen hafta da YRP Lideri Fatih Erbakan’ı çağıracağını söyledim bu hafta çağırdı ve iş birliğini resmen teklif etti. YRP’de seçim ittifakına olumlu bakan hemen hemen yok gibi. Milletvekili seçimlerinde muhatap oldukları muameleleri unutmuş değiller. AKP’li adayların aleyhlerine yaptıkları konuşmalar hala akıllarında. Ama siyaset bu hemen unutulur.

YRP, AKP’yi doğrudan önüne koyarak muhalefet yapıyor. Bütçesine “hayır” diyeceğini açıkladı. Bu “icraatlarınızın hiçbirini onaylamıyorum” demektir. YRP’nin yerel seçimler için de Cumhur İttifakı’na katılması parti içi dengeler açısından zor ama siyasetin doğası gereği imkânsız değil. Erbakan görüşmede partisi adına bir talepte bulunmadı.

YRP’de kararlar kolay alınamıyor. Partide halen her yerde güçlü aday çıkarmak fikri genel kabul gören fikir. Ankara, İstanbul, İzmir’de AKP’yi destekleyip geri kalan illerde AKP’yi ve adayını eleştirmenin anlamsızlığının da farkındalar.

2009 yerel seçimlerinde Numan Kurtulmuş’un başında bulunduğu Saadet Partisi Türkiye genelinde yüzde 4’ün üzerinde, İstanbul adayları Mehmet Bekaroğlu da yüzde 5’e yakın oy almıştı. Ve o dönem bu siyasetin etkisini kırmak için AKP “biz gidersek CHP gelir” propagandası ile SP’nin önünü kesmişti. YRP’nin de bu eleştirilere muhatap olması halinde yanıtı hazır: “Belediye başkanı seçiyoruz”. Bu yanıt önemli. YRP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kilit rolünün farkında. 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm seçmenini karşı tarafın adayına taşıma olanağı olsaydı, YRP Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlarını yüzde 2,8 oy oranı ile değiştirebiliyordu. Matematik böyle söylüyor.

İstanbul ve Ankara adayları

AKP’nin en büyük sıkıntısı Cumhur İttifakı’nı muhafaza edebilmenin yanı sıra kazanacak aday bulamaması. İstanbul’da İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Millî Görüş geçmişi nedeniyle Tevfik Göksu için bastırıyor. Partinin yönetiminde “genç kanat” olarak adlandırılan önemli ve güçlü klik, damat Selçuk Bayraktar’ın aday yapılması için çok çabalıyor. Erdoğan’ın gönlünde ise Murat Kurum var. (AKP’de Berat Albayrak deneyiminden sonra ikinci damat vakası yaşanması istenilmiyor. O nedenle Bayraktar’a ciddi bir biçimde sıcak bakmayan var.)

Ankara’da da Erdoğan, eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u çağırarak belediye başkan adaylığı konusunda görüşlerini sordu. Selçuk olumlu bakmadığını iletti. Bu Erdoğan açısından aslında mesele değil. İkna edebilirdi. Ama etmedi çünkü Selçuk’a parti içinde çok ciddi direnç var. Ve direncin nedeni de AKP standartlarının hayli üzerinden “Atatürkçü” olması. Ankara’da halen Turgut Altınok favori gözüküyor. Ama burada da parti içi klikler arası ciddi bir mücadele var. (Evet AKP içinde hem klikler, hem de klikler arası mücadele var.)

Memur ve emekliye iyi haber yok

Bu aralar hiçbir şey söylemeseler de ekonomi yönetimi medyada çok görünür olmaya başladı. Çünkü siyasilerin ekonomi ile ilgili söylediklerine artık AKP seçmeni bile inanmıyor. Buna Erdoğan da dahil. Oradaki sıkıntı ise hayli büyük. Erdoğan ekonomi yönetimine tamamen teslim olmuş vaziyette. Bu seçimi kaybettirecek kadar büyük teslimiyet. Şimşek 2024 yılı planlamasını yapmış durumda. Memur ve emeklinin maaşı 2024 yılında öngörülen enflasyondan fazla zam göremeyecek. Yani yüzde 36 ya da en çok 40.

Erdoğan belki siyasi hayatında ilk kez kaybedeceğini bildiği, hesapladığı bir seçime giriyor. Mutlaka bir “B” planı vardır, bunu da unutmamak lazım. Genel başkanı olduğu partinin oyu milletvekili seçimlerinde bile yüzde 35’e düşmüş durumda. Yani yerel seçimlerde yüzde 30’a hatta daha da altına inebilir. Bu da 14 Mayıs seçimlerinin ardından Millet İttifakı’nda yaşanan tartışmalara, türbülansa bu sefer Cumhur İttifakı’nın ev sahipliği yapacağı gibi bir durum da ortaya çıkarabilir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SEDAT BOZKURT Arşivi
SON YAZILAR