Sosyal medya mesajı “Bir ülke tanımadığı bir insana ağlıyor” diyor. Maddi zorluklar yüzünden tıp fakültesini bırakan öğrenciyi arayıp, uçak biletini alarak Adıyaman’dan Manisa’ya getiren, burs ve kalacak yer sağlayan ve bunu kimseye duyurmadan yapan Ferdi Zeyrek’ten bahsediyor. En dikkat çekici olan yanı da bu, kimseye duyurmadan, insanların burnuna sokmadan.

Talihsiz bir olayla hayatını kaybeden Zeyrek’in ölümünden sonra anlatılanlar kamuoyunun pek de fazla bilmediği ama yüzbinlerce kişinin katıldığı cenaze töreniyle doğrulanan bir yerel yönetim pratiğini gösteriyor. Zeyrek, seçimlerde kazandığı başarıyı verdiği hizmetlerle katlamış. “Mış” diyorum çünkü Manisalılar ve belki bir iki meraklı gazeteci dışında kamuoyunun bundan pek de haberi yok. Zeyrek “muhalif ekranlarda” bile çok boy göstermiş biri değil. Ölümünden öncesine ait sadece 11 video var, ölümünden sonra 172 video hastanede verdiği yaşam savaşına, cenazenin ayrıntılarına ve “medyatik” politikacıların övgülerine ayrıldı.

Kıymeti ölümünden sonra anlaşıldı

Manisa’da yaptıklarını anlatabildiği sadece bir program var, o da 16 Mayıs’ta Halk Tv’de İsmail Küçükkaya’ya konuk olduğu program. Serhan Asker’in programına da katılmış Özgür Özel’le ama pek de konuşma fırsatı bulduğu söylenemez.

T24 yazarı Çiğdem Toker, 16 Mayıs’ta istanbul’da bir grup yönetici, yazar gazeteciyle bir araya geldiğini anlatıyor. Zeyrek orada kooperatiflerden piyasa fiyatının üzerinde süt alıp, dezavantajlı mahallelerde açılan Halk Mandıra’larda süt ürünleri olarak sattığını, Manisa Belediyesi’nin borcunu düşürürken bütçe fazlası yarattığını, televizyonda canlı yayınlanan ihaleleri, harcanan her kuruşun vatandaşla paylaşılmasını anlatıyor. Dijitalleşmenin ulaşımdan, tarıma kadar belediye hizmetlerinde nasıl kullanıldığına dair örnekler veriyor. Ulaşım demişken taşıma ücretlerine fahiş zamlar yapan otobüsçülere karşı “Gerekirse İzmir’e otobüs kaldırırım” demesi yetiyor. Bölgenin en büyük hayvan yaşam merkezini kurmuş. İstihdam Ofisi ile işsizliğe karşı savaş veriyor.

Sorular da burada başlıyor.

Ferdi Zeyrek’in Manisa halkında fazlasıyla karşılık bulan, “sosyal belediyecilik” diyerek ısrarla altını çizdiği bu politikalar neden konuşulmadı? CHP’li bir belediye başkanı olan Zeyrek’in bakış açısından CHP’nin diğer belediye başkanlarının, özellikle burnunun dibindeki belediyelerin, onların başkanlarının haberi yok mu? Burnunun dibinde derken İzmir Büyükşehir Belediyesi mesela?

İzmir Manisa farkı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı grevdeki işçilere savaş açarken, Ferdi Zeybek, Fernas direnişinde işçileri ziyaret edip “Sendika en doğal haktır, özgürlüktür, biz bunun bilincindeyiz bu yüzden yanınızdayız” demişti.

Ne diyor Zeyrek yolsuzlukları soruştururken “Biliyorum ki bu benim cebimin parası değil, hepimizin vergileriyle toplanan bize emanet edilen bir para. Ve bu emanetin her kuruşuna sahip çıkmak lazım. Ve her kuruşa zarar verenin ifşa edilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Peki Manisa’da bir genç adam kör kuruşun hesabını veriyor da İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’nin 13 iştirak şirketinin hesapları nerede? Daha dün gazeteci Ümit Kartal’ın yayınladığı belgeler Cemil Tugay’ın Karşıyaka Belediye Başkanı iken seçimden dokuz gün önce, şikayet ettiği sözleşmeden daha büyük bir artışı kabul ettiğini gösterdi. Tugay’ın kuş uçuşu yarım saat mesafede çalışan Zeyrek’in yaptıklarından, ettiklerinden hiç mi haberi yok. İzmir’den önce Manisa’ya staja mı yollanmalıydı? Cumhuriyet Halk Partisi’nin iki belediye başkanı arasındaki bu uçurumun nedeni ne?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilçe, il ve büyükşehir belediyelerinde ortak bir politikası yok mu?

Ayvalık’ta tek yön tartışması

Bakın Ayvalık’a. Bir ay önce UKOME kararıyla şehir içindeki trafik 150 Evler’den merkeze doğru tek yönlü olarak düzenlendi. Sarımsaklı-Çamlık tarafından şehrin merkezine gelmek için tepeleri aşıp fazladan dört buçuk kilometrelik bir yolu dolaşıyorsunuz. Merkezden Cunda’ya gitmek için de öyle. Ayvalık trafiğine kimseye sormadan, esnafın, vatandaşların görüşünü almadan, mevcut minibüs hatları değiştirilmeden getirilen çözüm bu. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın kararın sorumluluğunun kendisinde olduğunu, ancak son kararı Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in vereceğini söyledi. İlk günlerde Eski Garaj ile Marina arasında işleyen “ücretsiz ringler” kısa süre sonra ortadan kayboldu.

Asıl meseleye, yaz aylarında yoğun trafiğe yol açan otoparklar olduğu yerde duruyor. Tıpkı Sarımsaklı plajını boydan boya kapatan beachler gibi, otoparklar da bir tabu. Ayvalık’ın en güzel yerlerinden biri olan Gümrük Meydanı’ndaki otoparkın bir bölümü ancak sözleşmesi dolunca boşaltılabildi.

Tek yönlü trafik yüzünden belediyeye binlerce şikayet yağdı. Hatta bugüne kadar herhangi bir olay için kılını kıpırdatmayan Ayvalık esnafı, pazartesi günü Ayvalık meydanında halkla birlikte miting yapmaya hazırlanıyor. Belediye ise “lastik tekerlekli taşıyıcılarla” yaşlı ve engellileri Sakarya’dan merkeze doğru taşımayı planlıyor. Belediye yetkilileri uygulamanın “yaz aylarıyla” sınırlı kalabileceğini de söylüyor ama üç-dört aylık turizm sezonundaki sıkışıklığa getirilen “çözüm” 12 ay boyunca kalıcı da olabilir.

Ancak mesele sadece trafik değil, CHP’nin yüzde 70’ten fazla oy aldığı bir ilçede, halkın fikrini sormaması, önemsememesi.

CHP kimliğiyle seçilip, halka kulaklarını tıkayan çok sayıda politikacı Ege kasabalarını yönetiyor. Dikili’nin hala bir otogarı yok mesela, giderek büyüyen arıtma sorunu da bir çözüme bağlanmış değil.

Halkın adayları

Asıl soruya gelelim. Ferdi Zeyrek genç yaşında ve kısa sürede elde ettiği bu başarıya rağmen neden kamuoyunda bilinmiyordu? Misal CHP’nin cumhurbaşkanı adayları arasında neden yoktu? Hadi Manisa’da bu dönemin sonuna kadar kalması gerekiyordu, peki ya sonra? Muhalif medyanın gözdesi adayların arasından çıkıp da bu şansı bulabilecek miydi? CHP içinde yetişen, parti örgütünün tanıdığı, seçmenlerin tanıdığında destekleyeceği isimlerin önü gerçekten açık mı?

Bir başka örnek Parti Meclisine en yüksek oyu alarak seçilen Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz. Kamuoyunda da tanınıyor, niye adaylar arasında yoktu? CHP bu isimler varken neden tek adayla seçim yaptı? Başarı İstanbul, olmadı Ankara’nın medyasıyla, mezurasıyla mı ölçülüyor? Yoksa başka ölçüler de var mı?

AKP iktidarının yargı eliyle yürüttüğü hukuksuz operasyonların kaldırdığı toz ve dumana rağmen, tutuklu belediye başkan ve yöneticilerine rağmen bu soruları inatla sormak gerekmez mi?

Bu iki isim dışında, bu profile sahip, yani dürüst, çalışkan, yetenekli, halkın parasını sadece halk için harcayabilecek, alabildiğine şeffaf davranacak başka kimler var?

Neden yaşarken bilmiyoruz?