HASAN AYDIN
Uluslararası sermayenin belirlediği asgari ücret: Açlığın yeni adı
HASAN AYDIN
Kamuoyunda günlerdir tartışılan 2026 yılı asgari ücret miktarı, hükümet ve işveren temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 23 Aralık’ta gerçekleştirdiği üçüncü toplantısında belirlendi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun kararını bakanlıkta düzenlediği toplantıyla açıkladı. Bu açıklamaya göre, 2 Ocak 2026 tarihinden geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira oldu. Geçen yıl devletin 1000 lira olarak uyguladığı asgari ücret desteği de 1270 liraya çıkarıldı. Bu rakamlarla asgari ücretli emekçilerin maaşlarına yüzde 27 oranında zam yapılmış oldu.
Asgari ücret açlık sınırının gerisinde
Türk-İş 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla açlık sınırının (4 kişilik bir aile için) 29 bin 828 lira olduğunu açıkladı. Bu durumda 28 bin 75 lira olan asgari ücret, açlık sınırının 1753 lira gerisinde kaldı.
Böylece asgari ücretle çalışanlara ilk kez açlık sınırının altındaki bir ücret layık görüldü. Kira, gıda, elektrik, su, doğalgaz, sağlık, eğitim, giyim ve ulaşım gibi zorunlu harcamaların katlanarak arttığı bugünlerde, işçilerin “enflasyona ezdirilmemesi”, verilen bu sefalet ücreti ile hiç mümkün olabilir mi?
Geçen yıl gerçekleşen enflasyon yerine, beklenen enflasyona dayanılarak asgari ücrete yüzde 30 zam yapılmış, alınacak maaş da 22 bin 104 lira olarak açıklanmıştı. Yüzde 30 maaş zammına karşı dönemin enflasyon oranı ise yüzde 44,38’di. Geçen yıl enflasyon tahminleri 11 ay içinde 4 kez revize edildi. 2025 yılının 11. ayına girerken TÜİK, Ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı. Bu verilere göre yıllık enflasyonun yüzde 32,87 seviyesinde olduğu belirlendi. Buna göre Kasım 2025’te asgari ücret eriyerek 14 bin 839 lira seviyesine düştü. Hükümet, asgari ücretteki bu erimenin telafisi için Temmuz 2025’te ara zam yapmadığı için asgari ücretlinin aldığı ücretle açlık sınırı arasındaki makas da büyüdü.
Uluslararası sermayenin önerileri esas alındı
Asgari ücret tespitinde; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum, ücretlilerin geçinme endeksi, gerçek enflasyon oranları ve asgari ücretlinin aile durumu gibi kriterler esas alınması gerekirken bunlar yapılmadı. Uluslararası sermayenin bu konudaki tahminleri ve önerileri esas alındı.
Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s, Temmuz 2025’te Türkiye’nin kredi notunu B1’den Ba3’e yükseltirken, maaş artışlarının gerçekleşen değil, beklenen enflasyona göre yapılması şartını öne çıkarmıştı.
New York merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Ekim 2022 tarihli raporunda Türkiye’de asgari ücrete yüzde 20–25 oranında zam yapılacağını ve bu artışın ardından da asgari ücretin 26 bin 524 lira ile 27 bin 630 lira arasında olabileceği tahmininde bulunmuştu.
ABD’li JPMorgan Bankası, bu yılın Aralık ayı başlarında hazırladığı raporda Türkiye’deki asgari ücret için yüzde 25 zam önermiş ve bunun 12 aylık beklenen enflasyonla uyumlu olduğunu belirtmişti.
Bu önerilere ve tahminlere Asgari Ücret Komisyonu’nun çok küçük bir farkla uyduğu da görülmektedir. JPMorgan’un önerdiği zam yüzde 25 olarak uygulansaydı asgari ücret o zaman 27 bin 630 lira olacaktı. Asgari Ücret Komisyonu bu rakama sadece 445 liralık bir ekleme yapmıştır.
Sonuçta emekçilerin, sendikaların ve bazı muhalefet partilerinin asgari ücrete dair talep ettikleri artış oranları dikkate alınmadı. Asgari ücretliye uygun görülen ücretin düşük olmasına; çalışanlar, işçi ve emekli sendikaları, ana muhalefet partisi başta olmak üzere bazı partiler tepkilerini dile getirip eleştirilerde bulundular.
25 bin TL kira, 28 bin TL maaş
Asgari ücretin düşük belirlenmesi hem emekçiler hem de siyasetçiler tarafından sert tepkilerle karşılaştı. 25 Aralık’ta İzmir’de bir pazar yerinde konuştuğum bir asgari ücretli emekçi, “Geçinemiyorum. Bir özel şirkette çalışıyorum. Açıklanan rakam çok yetersiz. Şu an çok öfkeliyim. 25 bin lira kira veriyorum. Kira dışında doğalgaz, su, elektrik, gıda masraflarımız da var. Alacağım maaş ise 28 bin lira. 2 çocuğumun karnını nasıl doyuracağım? Şaşırdım kaldım. Zam açıklandıktan sonra pazarda ve bazı marketlerde etiket fiyatları hemen değişmeye başladı. Dün peynir alacaktım. Baktım fiyatı 500 lira olmuş. Gelecek umudum kalmadı. Alacağımız ücretin 40 bin ile 50 bin lira arasında olması gerekiyordu.” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün resmi açlık sınırı 30 bin liradır. Asgari ücret, tarihimizde ilk kez açlık sınırının altında açıklanmıştır. Defalarca uyardık, işçinin hakkı olan 39 bin lirayı istedik. Ama salonlara hapsolan AK Parti sokağın sesini duymadı. 2026 yılının sefalet yılı olacağını bugünden ilan etti.” açıklamasında bulundu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İşçilerin olmadığı bir masada sadece işverenlerle asgari ücreti belirleyen akıl, ‘ben zenginden yanayım, yoksuldan değil’ diyen akıldır” ifadesini kullandı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise “İşçiye, emekliye reva görülen asgari ücret açlık sınırının bile altında. Bu ülkenin yurttaşlarına reva görülen sefalet ücretini kabul etmiyoruz.” dedi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Belirlenen ücretin ekonomik gerçeklerle uyumlu olmadığını, asgari ücretin beklentilerin ve olması gerekenin çok altında belirlendiğini” vurguladı.
Günümüz Türkiye’sinde yaygın ortalama ücret hâline gelen asgari ücret, genel ücreti ve toplum refahını belirlemede de önemli bir rol oynamaktadır.
Asgari ücretin değişmesi ile birlikte 2026 yılında asgari ücretlinin kıdem tazminatı, en düşük ve en yüksek işsizlik maaşları, aylık ve yıllık GSS (Genel Sağlık Sigortası) primleri ile 2026 yılı isteğe bağlı en düşük sigorta prim miktarları da değişecektir.
Daha önce yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel ve yerel seçimler öncesinde iktidar tarafından oy kaygısıyla asgari ücret artışları bir miktar artırılmış; diğer dönemlerde ücret artışları düşük tutulmuştur.
Ayda 4 gram altın kayıp
2020 yılında 2 bin 324 lira olan asgari ücretle 8,01 gram altın satın alınabilirken bu miktar, 2025 yılında 22 bin 104 lira olan asgari ücretle 4,85 gram altına düşmüştür. Güncel gram altın fiyatları dikkate alındığında yeni asgari ücretle 4,6 gram altın alınabilecektir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 15 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Gelir vergisi tarifesi gibi vatandaşlarımızın lehine olan vergi mevzuatındaki güncellemeleri daha yüksek olan, yani yüzde 25,5 olan yeniden değerleme oranında artıracağız.” demişti. 1 Ocak 2026’dan itibaren resmi vergi, ceza ve harçlara yüzde 25,49 oranında zam gelecektir.
Asgari ücret uygulamasının başlangıcı ve gelişimi
Asgari ücret, ülkelerin sosyo-ekonomik gelişmişliğine göre farklı şekillerde tanımlanmıştır. Ülkemizde asgari ücret; işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, sağlık, konut, giyim, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti tanımlamaktadır. Emekçilerin insan onuruna yakışacak bir ücret karşılığında çalışması, anayasal bir zorunluluk ve sosyal devletin gereğidir. Asgari ücret sistemi ve uygulamasının yasal dayanakları, uluslararası hukuk ve iç hukuka ilişkin düzenlemelerle belirlenmiştir.
Türkiye’de asgari ücrete dair ilk yasal düzenlemeler 1936 tarih ve 3308 sayılı İş Kanunu ile yapılmış, fakat asgari ücret tespitlerine ise ancak 1951 yılında başlanabilmiştir. 1951–1967 tarihleri arasında kurulan mahallî komisyonlarla asgari ücret tespiti yapılmış, 1967 yılı ve devamında mahallî komisyonlar yerlerini merkezi nitelikteki asgari ücret komisyonlarına bırakmıştır. 1969, 1972 ve 1973 yıllarında bölgesel farklılıklara göre görev yapan merkezi asgari ücret komisyonu, 1974’te bu uygulamaya son vermiştir. 1982 Anayasası ile anayasal güvenceye kavuşan asgari ücretin asıl tanımı, 2003’te yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesi ve 2004’te kabul edilen Asgari Ücret Yönetmeliği’nde yapılmıştır. Asgari Ücret Yönetmeliği günümüzde hâlâ uygulanmakta olup 2012, 2014 ve 2022 yıllarında toplamda üç kez değişikliğe uğramıştır.
Asgari ücret Komisyonu
Asgari Ücret Komisyonu; en çok işçi bulunduran Türk-İş Sendikası, en çok işveren kuruluşu bulunduran Türkiye İşveren Sendikaları Federasyonu (TİSK) ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşmaktadır. Bu komisyonun kuruluşu ve işleyişi antidemokratik olduğu için alınan kararlarda genellikle işçilerin itirazı ile karşılaşmıştır. Asgari ücret tespitinde asıl karar verici hükümettir. Üye sayısı fazla diye Türk-İş’in komisyona katılmış olması sonuç almada işe yaramamıştır.
Türk-İş’in tutumu
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na yasa gereği 50 yıldır katılan Türk-İş, genelde mevcut hükümetlere ters düşmeme eğiliminde olmuş ve yıllarca bu komisyonda etkisiz bir sendikal kuruluş olarak görevini sürdürmüştür. Toplantılarda kararlı bir şekilde işçinin haklarını savunmamış, eleştirilerini ise düşük seviyede yapmış ve çoğunlukla komisyonda alınan kararlara şerh koyma yolunu seçmiştir. 2000 yılından itibaren bugüne dek katıldığı 29 Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında alınan kararlara 26 kez şerh koyan Türk-İş, alınan 3 karara da evet demiştir. Peki sonuç ne olmuştur? Hükümet ve işveren heyeti temsilcileri yine kendi bildikleri yolda yürümüşlerdir.
Geçen yıl gerçekleştirilen Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılan Türk-İş, o dönem istediği asgari ücret miktarını ilk iki toplantıda telaffuz etmedi. Asgari ücretlilerin tepkileri üzerine üçüncü toplantı sonrasında dört farklı iş kolunda çalışan emekçinin 29 bin 583 lira olan ücret talebinin olduğu imzalı dilekçesini kamuoyu ile paylaştı. O günlerde komisyon toplantılarına bir ön çalışma ve ücret teklifi ile gelmeyen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, yaptığı açıklamada “2025 yılında asgari ücret rakamının yüzde 45 enflasyon oranı üzerine yüzde 20 refah payı eklenerek 29 bin 583 lira olmasını talep ediyoruz.” dedi. İstenen rakamın verilmemesi durumunda imza atmayacaklarını açıklayan Genel Başkan Atalay, talebin karşılanmayacağını bildiği için son toplantıya katılmayarak sorumluluğu üzerinden attı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu üye dağılımı ve komisyonun işleyişindeki adaletsizlikleri yıllardır yüksek sesle dile getirmeyen Türk-İş, 24 Aralık 2024 tarihinde aldığı kararla, “komisyonun yapı ve işleyişine” ilişkin bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmayacağını açıkladı. Genel Başkan Ergün Atalay, bu yılki Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer almamalarının gerekçesini 2025 Aralık ayı içinde Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen Çalışma Hukuku Buluşmaları’nda yaptığı konuşmada şöyle açıklamıştı: “Konu mankeni olmamak için bu komisyonda bulunmadık. İşçi temsilcilerinin alınan kararlarda etkisi yok.”
Komisyonda en çok üyeye sahip bir sendika olarak görev alan Türk-İş’in kendi konumunu tanımlaması ve kararların işveren heyeti ile hükümet temsilcileri tarafından alındığını seslendirmesi için ille de bu kadar yılın geçmesi mi gerekiyordu?
Öte yandan Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar başkanlığındaki bir heyet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na giderek asgari ücrete ilişkin işçi tarafının taleplerini içeren bir yazıyı bakanlığa sunmuştu.
2026 yılı asgari ücret rakamının açıklanmasının ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bugün açıklanan rakamı gördükten sonra katılmamakta ne kadar doğru karar verdiğimizi bir kez daha gördük. Bu rakam ne asgari ücretlinin ne kamuoyunun ne de bizim kabul edebileceğimiz bir rakamdır. Bu yapıdan sağlıklı bir karar çıkmayacağını bildiğimiz için katılmadık.” dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na tek bir işçi konfederasyonu değil, DİSK gibi büyük işçi konfederasyonlarının da katılımı sağlanmalı, ortak görüş oluşturulması için çaba sarf edilmelidir. Komisyonun demokratik olmayan yapısının değiştirilmesi konusunda da bir konsensüs sağlanmalıdır. Aslında sorun, komisyonun yapısından çok komisyonun hangi ilke ve kurallara göre karar alacağı ile ilgilidir. Avrupa’nın farklı ülkelerinde asgari ücret, işçi ve işveren örgütleri arasında ulusal düzeyde ve sektörel kapsamlı pazarlıklarla sağlanmaktadır.
Asgari ücretli sayısının artması
TÜİK Ekim 2025 verilerine göre Türkiye’de ücretli çalışan sayısı 16 milyon 20 bin 394 kişidir. DİSK-AR’ın, TÜİK 2024 Hane halkı İş Gücü Araştırması’nın mikro verilerini kullanarak hazırladığı çalışmaya göre özel sektörde çalışanların yüzde 46,7’si asgari ücret ve altında ücret almaktadır. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve bu miktarın altında çalışanların oranı ise yüzde 49,6’ya yükselmiştir.
Ülkemizde yaşanan ekonomik krizler beraberinde yoğun işsizliği getirmiş, bunun sonucunda nitelikli iş gücüne sahip olan kişiler de asgari ücret düzeyindeki ücretlerle çalışmaya başlamıştır.
Asgari ücret tespitinde dikkate alınması gerekenler
* Asgari ücret belirlenirken gerçek enflasyon oranları esas alınmalıdır.
* İşçinin asgari ücreti belirlenirken sadece kendisi değil, bakmakta olduğu ailesi de dikkate alınmalıdır. Bunun için ILO’nun 131 sayılı Sözleşmesi kabul edilmelidir.
* Asgari ücretin üzerindeki prim ve vergi yükü azaltılmalıdır.
* Genel olarak ve özellikle küçük işletmelerde çalışan asgari ücretlilerin sigorta primleri gerçek ücretleri üzerinden yatırılmalıdır.
* Enflasyonla asgari ücretin alım gücü düştüğü için ücret tespit komisyonu çalışmaları için daha kısa süreler (yılda 3 kez) belirlenmelidir.
* Asgari ücretli, millî gelirden pay almalıdır.
2026 yılında asgari ücretlilere ödenecek maaş, hayat pahalılığı karşısında hızla eriyecektir. Öte yandan çalışanlarının kendilerine getirdiği mali yükü bahane eden bazı işletme sahipleri de çalışanlarını işten çıkarmak gibi bir yola başvurabileceklerdir. Asgari ücret sorununun çözümü, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi kapsamının artırılması ile mümkün olabilecektir.
Yaya hakları ve otopark sorunu
20 Aralık 2025 Cumartesi 00:10Emekliler 6 Aralık'ta Ankara Tandoğan Meydanı'nda
05 Aralık 2025 Cuma 08:24KESK'in bölgesel mitingleri ne anlatıyor?
30 Kasım 2025 Pazar 15:07"24 Kasım Öğretmenler Günü"nün ardındaki gerçekler
25 Kasım 2025 Salı 00:30Gıda zehirlenmeleri neden bu kadar arttı?
22 Kasım 2025 Cumartesi 00:10İş cinayetleri daha kaç yüreğe kor düşürecek?
20 Kasım 2025 Perşembe 00:10Damacana ve pet şişelere hapsedilen su hakkı
09 Kasım 2025 Pazar 00:20Emeklilerin statü kaybı ve emeklilikle başlayan sorunlar
25 Ekim 2025 Cumartesi 00:12Zorunlu eğitimin kısaltılması neyi amaçlıyor?
20 Ekim 2025 Pazartesi 00:3010 Ekim: Öncesi ve sonrasıyla göz göre göre gelen bir katliamın anatomisi
10 Ekim 2025 Cuma 00:35