Küresel otomotiv endüstrisi, 2025 yılı itibarıyla tarihi bir dönemeçten geçiyor. Araştırma firması Rho Motion'un öngörülerine göre, tam elektrikli ve plug-in hibrit araç satışları bu yıl en az %17 artışla 20 milyon adedi aşacak. Bu büyük sıçrama, özellikle Çin, Avrupa ve ABD pazarlarındaki politika değişiklikleri ve teşvik programlarıyla doğrudan bağlantılı.
Çin'in liderliği güçleniyor
Çin, uzun zamandır elektrikli araç devriminin en büyük oyuncularından biri olarak öne çıkıyor. 2024 yılında Çin'de hibrid ve elektrikli araç satışları %40 artarak 11 milyon adede ulaştı, bu da pazarın ne denli hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Çin pazarı, hükümetin araç takas sübvansiyonlarını uzatmasıyla 2025'te de güçlü bir şekilde büyümeye devam edecek gibi görünüyor. Ayrıca, Çinli üreticiler Latin Amerika ve Asya-Pasifik gibi gelişmekte olan pazarlara da agresif bir şekilde giriş yaparak global elektrikli araç pazarındaki etkilerini artırıyorlar. Uygun fiyatlı modelleri ve ileri düzey batarya teknolojileriyle, Batılı rakiplerine kıyasla büyük bir avantaj sağlıyorlar.
Avrupa'da emisyon hedefleri ve yeni modellerin etkisi
Avrupa, yeşil dönüşümdeki öncülüğünü sürdürmeye kararlı. 2025 yılında elektrikli araç satışlarında %15'lik bir artış beklenirken, yeni CO2 emisyon hedefleri otomobil üreticilerini daha sürdürülebilir teknolojilere yönelmeye zorluyor. Ancak, üreticilerin bu hedeflere ulaşamamaları durumunda yaklaşık 10 milyar euroya varan ceza ödemeleri gerekebilir. Öte yandan, Volkswagen, Renault ve Stellantis gibi büyük oyuncular, rekabetçi fiyatlarla sunulacak yeni elektrikli modellerini piyasaya sürerek, tüketicileri içten yanmalı motorlardan vazgeçirmeyi hedefliyor.
Zor günlerden geçen Volkswagen, popüler ID serisini genişletmeye devam ederken, yeni nesil uygun fiyatlı elektrikli araçlarıyla pazarın daha geniş bir kesimine hitap etmeyi planlıyor. VW grubu özellikle 2026'da piyasaya çıkarmayı planladığı küçük elektrikli araç modellerine odaklanmış durumda. Renault, 2025 Car of the Year ödüllü ikonik Renault 5 modelini elektrikli olarak yeniden piyasaya sürerek nostaljik tasarımı modern teknolojiyle birleştiriyor. Bu model, özellikle Avrupa pazarında elektrikli araç dönüşümüne hız kazandıracak önemli bir adım olarak görülüyor. İlk yorumlar aracın her türlü şehir içi ihtiyacı için yeterli büyüklükte ve performansta olduğu ve özellikle ikinci araç olarak çok popüler olabileceği yönünde. Renault grubu Dacia Spring ile de rekabetçi küçük elektrikli araçlar konusunda iddialı. Stellantis ise Citroën ë-C3 ve Fiat 500e gibi popüler elektrikli modelleriyle rekabet avantajını koruyarak, geniş kitlelere hitap eden modeller sunmaya devam ediyor.
ABD'de belirsizlikler ve büyüme potansiyeli
ABD, elektrikli araç pazarında büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen, politik belirsizliklerin gölgesinde ilerliyor. Trump yönetiminin dönüşü ve EV teşvikleri konusundaki belirsizlikler, tüketicilerin ve üreticilerin uzun vadeli planlarını etkileyebilir. Ancak tüm bu belirsizliklere rağmen, ABD'de elektrikli araç satışlarının 2025'te %16 oranında artması bekleniyor.
Sonuç: Dönüşüm kaçınılmaz
Elektrikli araç pazarındaki büyüme, ülkelerin politikalarına, altyapı yatırımlarına ve tüketici alışkanlıklarına bağlı olarak farklı hızlarda ilerliyor. Ancak, her şeye rağmen sektörün geleceği net: Elektrikli mobilite artık geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaştı. Çin'in agresif stratejileri, Avrupa'nın yeşil mutabakatı ve ABD'nin potansiyeliyle birlikte, 2025 ve sonrası, elektrikli araçların içten yanmalı motorları nihai olarak tahtından indirdiği dönem olabilir. Gelecek, elektrikli ve sürdürülebilir ulaşımda şekilleniyor. Şimdi soru şu: Endüstri bu değişime ne kadar hızlı adapte olabilecek?
