SEDAT BOZKURT
Fazilet Partisi’ni hatırlıyor musunuz?
Türk siyasetinin en ilginç ve sonuçları itibariyle önemli harekelerinden birisi kuşkusuz Millî Görüş’tür.
Millî Görüş bir Necmettin Erbakan hareketidir. Millî Görüş hareketinin en önemli özelliği değişme yeteneğidir. Ülkenin koşullarına uygun siyaseti kavrayıp hemen uygulama pratiğine sahip bir harekettir. Bu anlamda Millî Görüş hareketi Türk sağının tipik örneğidir.
12 Eylül öncesinin Milli Selamet’i ile Refah Partisi’nin hemen hemen aynı kadrolarla çok faklı bir politik hat takip etmesi bunun en somut örneğidir.
Millî Görüş hareketinin değişme özelliğinin en somut görüldüğü partisi 3 yıllık bir ömre sahip olan Fazilet Partisi’dir. Bütün görevlerin “emanet” kabul edildiği Millî Görüş’te Fazilet Partisi’nde de siyasi yasak nedeniyle genel başkanlık emanet olarak Recai Kutan’daydı. Kutan, Erbakan’ın en çok güvendiği isimdir. Bugün yapılan “Millî Görüş’ün asıl adresi” tartışmalarını da bitiren bir durumdur Recai Kutan’ın bulunduğu yapı. Kutan neredeyse Millî Görüş orasıdır. Hayatını kaybetmeden önceki adresi de SP idi.
Millî Görüş hareketi liderini Başbakanlık koltuğuna Refah Partisi’nin stratejik politik bir çabasıyla oturttu. 1996 seçimlerinde yüzde 21’lik oy oranına ulaştı Erbakan. AKP’nin yüzde 34’lük oyu da buradan geldi, yoktan var edilmedi yani. Hayli değişen Fazilet Partisi'nde de değişim talebiyle “yenilikçiler” hareketi ortaya çıktı.
Abdullah Gül, emanetçi Kutan’ın karşısında aday oldu ama 110 oy farkla kaybetti. Ama Kutan’ın Fazilet Partisi’ndeki değişim ihtiyacını ve gerekliliğini anlatmak için kurduğu “eşiniz dışında her şeyi değiştirin” cümlesini de aşan bir değişim gerçekleşti.
AKP ilk yıllarında merkeze yaslanmak için kurduğu “Millî Görüş gömleğini çıkarma” söyleminden daha sonra vazgeçti. İhtiyaç halinde giyilen bir gömlek o şimdi. Erdoğan’ın ve AKP’nin muhtelif politik pratikleri Millî Görüş alışkanlıklarını net ortaya koyuyor. Arada muazzam farklar da var.
Millî Görüş’ün en önemli özeliklerinden birisi tarikat ve cemaatlerle çok içli dışlı olmama halidir. Erbakan cemaat ve tarikatları politik olarak kendisine hiç destek vermedikleri için sevmezdi. Erdoğan ise kendisine destek verdikleri için cemaatlere hep sıcak baktı. Desteğini çeken cemaati de tam karşısına koydu. AKP’nin tarikat ve cemaatlerin bir çatı örgütü görüntüsü verme halinin de tek nedeni, buralardan aldıkları politik destektir.
Millî Görüş’ün en kısa ömürlü partisini, Erbakan RP’nin kapatılması ihtimaline karşı 17 Aralık 1997’de İsmail Alptekin’e kurdurdu. Alptekin, camia içinde de çok bilinen isim değildi. Bu nedenle partinin neden kuruduğu da uzun süre anlaşılmadı. Anayasa Mahkemesi RP’yi kapattıktan sonra 150’ye yakın milletvekili FP’ye geçti, kurucular kurulu 14 Mayıs 1998’de Kutan’ı genel başkan olarak seçti. 1999 yılında yapılan seçimlerde yerelde gücünü korurken milletvekili seçimlerinde oy kaybetti. Ve bu kayıp da yenilikçiler olarak adlandırılan parti içi muhalefetin aday çıkaracağı zeminini oluşturdu.
Şimdi AKP çatısı altında kendisi ve çocukları devletin en üst kademesinde görev alan Merve Kavakçı’nın türbanlı olarak TBMM’de yemin etme girişimi ve bunun yarattığı kriz FP döneminin ürünüdür. Kavakçı’nın bu kriz önünü açarken onun yanında olan kim varsa AKP iktidarında başına gelmeyen kalmadı.
Bu krizi yargı alanına taşıyan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, hemen kapatma davasını açtı. Vural Savaş, FP’nin kapatılması sürecinde çok politize olmuştu. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Vural Savaş başsavcı seçimlerinden birinci çıkmasına karşın, 49 oy daha az alan aday Sabih Kanadoğlu’nu Yargıtay Başsavcısı olarak atadı. Kapatma davası açıldığında Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Sezer, Süleyman Demirel’in görev süresinin bitiminden sonra aralarında FP’nin de bulunduğu TBMM’deki partilerin ortay adayı olarak cumhurbaşkanlığına aday oldu. Bu ortak karara karşın seçilebilmek için yeterli oyu ancak 3. turda alabildi.
FP kapatıldıktan sonra geleneksel Millî Görüş, SP’de toplandı. FP döneminin yenilikçileri ise AKP’yi kurdular. SP içinden çıkan ve iktidar olan yapı nedeniyle muhalefette hep dar alanda siyaset yapmak zorunda kaldı. İçinden iki parti çıktı. Eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un kurduğu HAS Parti, AKP’ye katıldı. Yeniden Refah Partisi ise seçimde AKP ile ittifak yapmasına karşın bugün onun karşısında bir politik hat izliyor.
SP, Millet İttifakı sürecine en iyi uyum gösteren parti oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı SP Genel Merkezi’nde açıklandı ve bina boyunda posteri asıldı. Sokaklarda, meydanlarda o Millî Görüş’e özgü sistematik çalışmada, Kılıçdaroğlu’na da çok güçlü destek verildi. Parti programlarındaki yer alan ekonomik yaklaşıma göre en kamucu parti SP. Temel Karamollaoğlu dönemi de söylemleriyle olmasa bile hareketin kurucusu Erbakan’ı aşan bir politik pratiğe sahne oldu.
Geçtiğimiz hafta SP büyük kongresini topladı ve genel başkan değişimi yaşadı. Karamollaoğlu’nun genel başkanlığı döneminin iki yardımcısı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul Milletvekili Birol Aydın kurultayda yarıştılar. Ama her ikisi de parti meclisi listelerinin ilk sıralarında birbirlerinin ismine yer verdiler. Bu siyasi tarihte ilk örnek olabilir.
Milli Nizam, Milli Selamet, Fazilet ve Saadet. Millî Görüş’ün 4 partisi. Fazilet Partisi kısa ömrü nedeniyle hep unutulan partisi. Hatırlatmak istedim…