MEHMET DEPREM
10 yıl önceki vaatleri, 2022 olayları ve 2023 falı
Veeee beklenen yıl geldi.
2023 Cumhuriyetin 100. yılı.
Bazıları için Lozan Antlaşması dahil tüm prangalardan kurtuluşun yılı..
Bazıları için karanlık tünelden önceki son çıkış..
Biliyorum ki ne kimsenin 100 yıllık hikayeyi okuyacak takati var, ne de bir köşe yazısında buna kalkışmanın gereği var.
Şöyle yapalım.
Makarayı sarıp yalnızca 10 yıl öncesine gidelim.
Sonra bu yıl olanlara bakalım.
Ve önümüzdeki yıl olacaklarla ilgili biraz tahminde bulunalım.
AKP 2011 genel seçimleri öncesinde vizyonunu ‘Türkiye hazır, hedef 2023’ olarak ilan etmişti. Hatırlayanınız var mı?
- 2011’de Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisiydi. Hedef 2023’te ilk 10’a girmekti. Şimdi 21. Sıradayız. Olsun tüm dünyada ekonomik gerileme var diyerek topu taca atsak mı?
- 2011’de “Enflasyon yüzde 10,43 idi. 2023’e yüzde 84,4 enflasyon ile giriyoruz. Nifakçı ENAG’a göre ise enflasyon yüzde 170,7.
- 2011’de yüzde 9,8 olan işsizlik oranı yüzde 5’in altına çekilecekti. Şimdilerde yüzde 10’un altında tutmak başarı.
- 2011’de kişi başına milli gelir 10.444 dolar iken bugün 9.000 dolar civarında olduğunu söylüyor TUİK. 2023 için hedef 25.000 doların üzerine çıkmaktı.
- 2011’de 135 milyar dolar olan ihracat 500 milyar dolar olacaktı. 250 milyar dolar mucize olarak anlatılıyor.
- “Ben aşılıyım” maskeleriyle kendimizi dünyaya rezil etmemize rağmen 50 milyon turist hedefine ulaşılamadı. 30 milyonuncu turiste muhtemelen fahri vatandaşlık verilir.
Konu Erdoğan’ın en sevdiği yere geldi. Duble yollar; 2023’te 36 bin 500 kilometrelik bölünmüş yol hedefleniyordu. 5 aslan parçası müteahhide rağmen o bile 27 bin kilometrede kaldı. Otobanların 2023’e kadar 7bin 500 km’ye çıkarılması hedefleniyordu. 3bin 500 kilometrede kaldı.
- Memleketteki demiryolu algısı sağ iktidarlar yüzünden hep komünist bir kavram olarak kaldı. 2023 hedefi 11 bin km demiryolunu 22 bin yapmaktı 10 yılda yalnızca 1800 km demiryolu yapıldı. Yüksek Hızlı Trende durum daha fena; 2011’de 444 km uzunluğunda hızlı tren rayı vardı. Hedef 10 bin kilometre idi. Varılan sonuç 1100 km. Memleketi demir ağlarla örme hayali bilinmez bir zaman kaldı.
- 2011’de Türkiye’de bulunan doktor sayısı 120 bin idi. Bu sayının 12 yılda 200 bine çıkarılması hedefleniyordu. Bugünkü sayı ise 144 bin. Daha geçen hafta Sağlık Bakanı 2 yılda 13.500 doktorun devletten istifa ettiğini söyledi. Yurtdışına giden doktor sayısı yılda 2500 seviyelerine çıktı. Artık Avrupa’da küçük kasabalarda bile Türk doktor bulma sıkıntısı yok. En azından Türkiye diasporası buna sevinebilir.
- Erdoğan cepten sigara çekip “Bırak şu mereti.” demesine rağmen memlekette satışı düşmeyen tek şey sigara. Yüzde 27 hiç değişmedi onca vergi ve fiyat artışına rağmen.
- 2023’e kadar üretilmesi planlanan yerli uydu, henüz üretilmedi.
- 2023’e kadar üretilmesi planlanan yerli uçak, henüz üretilmedi.
- Evet silahlı ve silahsız bolca İHA üretildi. İktidarın o konuda hakkını yemeyelim.
- Erdoğan’ın “2023 için en önemli, bir numaralı projemiz“ dediği yeni anayasa henüz yapılmadı. Varolan anayasa bile uygulanmıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını yerel mahkemeler dikkate almıyor. AHİM kararları duyulmuyor bile.
Öyle ya da böyle geldik, 2022 yılını bitirdik.
Peki, 2022’de neler yaşadık kısaca ona bakalım…
Amasra’da maden faciasında 41 kişi hayatını kaybetti. Madenciliğin fıtratından sayılan bu iş cinayetinden bile hükümet övünecek bir şey bulmuştu kendine. Cenazelerin hızla çıkartılmasıyla övünüldü. Evet bununla övünüldü.
İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 2’si ağır 81 kişi de yaralandı. Eylemciye yardım ve yataklık edenlerin hemen hepsi ÖSO ve IŞID bağlantılıydı. Eylemcinin ağabeyi ÖSO mensubuydu ama eylemi yapan kesin PYD-YPG-SDG şeytan üçgeniydi. Konu 1 hafta içinde kapandı gitti. Akıllarda caddeye savrulan o bebek arabası kaldı.
Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi “İlk Evim İlk İş Yerim” 5 milyonun üzerinde başvuru aldı. Bunun 5 tane yeni Mersin 1.5 İstanbul demek olduğunu hiç hesaplayan olmadı. Nasıl olacak da olacak hala bilen yok.
KPSS soruları çalındı diye iptal edildi. ÖSYM Başkanı görevden alındı. Atanamayan öğretmen intiharları vaka-i adliyeden sayılmaya devam edildi.
Rusya ile Ukrayna arasında savaş çıktı. Yeni sığınmacılarımız sınır tellerini birdirbir aşarak değil charter uçak seferleriyle gelmeye başladı. Mülteci sayısı konusunda gerçek bir rakam söyleyene TÜİK “Altın Abaküs Nişanı” takılacak.
İngiltere’nin en uzun süre tahtta kalan hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth 96 yaşında hayatını kaybetti. AK Troller Abdullah Gül’e imalı başsağlığı mesajları yolladılar. Sanki kendileri onu Cumhurbaşkanı yapmamış gibi.
94’üncü Oscar Ödülleri töreninde Will Smith törenin sunucusu Chris Rock’a tokat attı. Will Smith özellikle bizim memlekette büyük sempati topladı. Dünyada genel olarak kınandı.
Büyük resim müptelası analizcilerimiz İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardından başlayan protestoları “İran’ı karıştırmak istiyorlar.” diye okudu.
Selahattin Demirtaş-Figen Yüksekdağ ve onlarca Kürt siyasetçi cezaevindeki yıllarına bir yıl daha eklediler. Demirtaş 10 metrekarelik hücresinden yalnızca sosyal medya ile bile siyasetin nasıl yapılacağının dersini vermeye devam etti.
Nur topu iki yeni gibi nasyonalist-ırkçımız oldu; Ümit Özdağ ve Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan
Magazin lakırdıları
Sezen Aksu, 2017 yılında çıkardığı “Şahane Bir Şey Yaşamak” isimli şarkısından dolayı Adem ve Havva’yı rencide ettiği için minber altında tehdit edildi ama sonra “çok kıymetli sanatçı” diye çark edildi.
Taht-ı revanını taşıyacak gürbüzler bulunmadığı için Anıtkabir’e tekerlekli sandalyeyle getirilen Bülent Ersoy tartışmalara neden oldu. Görevli subay 24 saat kadar Twitter’da linçe uğradı.
Gülşen, eski bir konserinde imam hatip liselilere yönelik sözleri nedeniyle tutuklandı. Evet evet bu oldu, gerçekten oldu.
Müge Anlı, İstanbul Emniyeti Asayiş Şube Müdürü Şinasi Yüzbaşıoğlu ile evlendi. Kimle evlenecekti? Tapu Kadastro müdürü ile aşk ne kadar sürebilirdi?
Hadise ile iş insanı Mehmet Dinçerler evlendi. Sonra hemen ayrıldı. Sahnede yüzük falan attı. Reza Zarrab topa girdi. Ben bir yerde olaydan koptum. Kendimi konuya tam veremedim. Sahi ne oldu orada?
Sıkıcı ekonomi haberlerini bile heyecanla takip ettik.
Bunda şüphesiz Nurettin Nebati Bey’in tartışılmaz etkisi vardı. Gözlerindeki neoklasik ışıltılı ve Urfalı bakışıyla hepimizi epistemolojik kopuşlara gark ederken heterodoks yaklaşımı beynimizdeki son nöronları hop oturup hop kaldırdı.
Bir gece yarısı görevden alınmasını bekledik ama tahminlerden uzun kaldı koltuğunda.
Asgari ücret 2022 başında önce 4 bin 253 TL yapıldı. Temmuz ayında 5 bin 500 TL oldu. Aralık ayında 8.506 TL yapıldı. Muhtemelen 2023 yılında herkes asgari ücret alacak ve gelir uçurumu meselesi kökten çözülecek. (Yaşasın Büyük Liderimiz Kim İl Sung)
“Dövizden Dönüşümlü Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı” Doğan görünümlü Şahin modeline rağmen dolar 13,30 TL’den 18.65 seviyesine çıktı. DDKK (Bu kısaltma da Kürt örgütü gibi oldu) bittiğinde dolar nasıl kanatlanacak bilen yok.
Enflasyon 2022 yılında TÜİK verilerine göre yüzde 85,51 ile rekor seviyelere tırmandı. TÜİK verilerine inanan insan sayısının Yozgat’taki TKP’li sayısı kadar olduğunu zannediyorum…
Memlekette ne yaşandıysa sanat, spor ve siyasette de onun yansımaları yaşandı.
Trabzonspor, 38 yıl sonra şampiyon oldu. Yaptıkları şahane tekno partiler İbiza gecelerine rahmet okuttu. 2022 sürüm ırkçımız Ümit Özdağ’ın fişteklemesiyle kutlamalarda konser verecek Apolos Lermi ve Matthaios Tsahouridis konserleri iptal edildi. Trabzon bir daha Pontus işgalinden kurtarıldı.
Onlarca Kürt müzisyenin konseri iptal edildi ama hepsine başka gerekçe bulundu.
İranlı ünlü sanatçı Mohsen Namjoo’nun Konya ve Bursa konserleri bile din-diyanet hassasiyetleriyle iptal edilerek son demlerini yaşayan mollalara bile selam verildi.
Katar’ın bin türlü numara ve kirli oyunla aldığı Dünya Kupası’nda Fas eski sömürgecilerini bir bir yendi ama asıl sömürgecisi Fransa’ya yenilmesi herkesi üzdü. Final maçı üzerindeki onca kire pasa rağmen çok heyecanlı ve ışıltılıydı. Finalde tek tatsız şey sahaya giren bizim antrikot müptelası Nusret’ti…
Gelelim 2023 kehanetlerine
Önce Nostradamus 2023 yılı için ne demiş ona bakalım. Biliyorsunuz bu Fransız arkadaşın söylediği şeylerin yüzde 70’inin tuttuğu söylenir. Bazıları çok eğip bükerek benzetme olsa da var bir öngörüsü Allah için. En azından önündeki 3-5 ayı bile tahmin edemeyen bizim Nurettin Nebati’den iyi.
- Biliyorsunuz Elon Musk, Twitter falan gibi sözelci işlerle uğraşmazdan evvel iyi bir sayısalcıydı. 2023’te Mars’la ilgili projeleri var ama bunun bir felaketle sonuçlanabileceğini söylüyor Nostradamus.
- Gıda fiyatlarının artmasına bağlı olarak protein olarak böcek yemek veya yapay et üretmek artık bir fantezi olmaktan çıktı ve çeşitli ülkelerde yasal izinler alındı. Nostradamus bunun insan eti yemeye kadar everilebileceğini söylüyor. 2023 bunun için biraz erken değil mi ya? Evlerden ırak olsun.
- 3. Dünya Savaşı olmasa bile 7 ay kadar sürecek büyük bir savaş ihtimali varmış 2023 yılında. Valla Merkel’den sonra dünya liderleri arasında pek makul lider kalmadı. Erol Evgin gibi sakin steril ülke Yeni Zelanda bile Çin’e heyheyleniyor. Bilemedim ki. Her an her şey olabilir.
- Nostradamus önümüzdeki yıl Papa değişecek diyor. Zaten Papa Francis de “Tazminatımı verseler de gitsem” havalarında. Geçen Papa olmanın en zor yanı sokakta gezememek falan dedi. Var onda bir şeyler. Abbas yolcu gibi. Nostradamus bir de Papa Francis son gerçek Papa olacak diyor. Onu da Katolikler düşünsün. Biz daha cemevi ibadethane mi kültür merkezi mi onu çözemedik.
Her şeye bir lafı olan Nostradamus küresel ısınmadan mı bahsetmeyecekti. “Kraliyet binasında göksel bir yangın" derken şüphesiz Allah'ın sopasından değil sobasından bahsediyor. “Rodos’tan Cenova’ya kadar orman yangınlarına” işaret ediyor. Sahi bizim bir yangın söndürme uçağı meselemiz vardı, O n’oldu? Bayraktar o işe de bir el atsa ya. Bir kere de insanlı yapsın uçağı, ne olacak sanki.
Nostradamus, iki büyük gücün bir araya gelerek yeni bir ittifak kuracağından bahsediyor. İnsanın aklına Çin ve Rusya dışında bir ihtimal gelmiyor. O değil de Doğu Perinçek haklı çıkarsa çok pis olur.
Nostradamus bir de "Kraliyet binasında göksel bir ateş" düşecek diyor. İngiltere Buckhingam Sarayı ise mevzu; bence 'göksel ateş' Prens Harry’ın karısı Meghan. Sonunda bir çorap örecek gül gibi ailenin başına. Rahmetli Elizabeth olsa çözerdi mevzuyu da oğlu Charles’da o dirayet yok.
Bir de Baba Vanga'nın 2023 için yaptığı kehanetler var. Bunların içerisinden en çarpıcı olanı ise potansiyel bir nükleer santral patlaması yaşanması. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yaşandığı bu dönemde oldukça korku verici bir tahmin. Dünyada yaşanan enerji krizleriyle Almanya’da iktidar ortağı olan Yeşiller Partisi’nin bile onay vermesiyle eski nükleer santraller yeniden üretime geçiyor. Vaziyet sakat yani özetle.
Peki Türkiye kehanetleri neler olabilir?
Her şeyin tek şeye bağlı olması ne acayip değil mi? Tek vatan, tek bayrak, tek millet değil slogan yapılsa da yaşanan şeyin adı tek adam düzeni.
Tek adam ülkenin geleceğini belirleyecek. O değişirse her şey değişecek.
O değişmezse var olan vaziyet ağırlaşarak devam edecek.
Neler mi olur?
Yenilmişlik duygusu seküler göçü arttırır.
Muhtemelen asgari ücret düzenlemeleriyle bir süre sonra herkes aşağı yukarı aynı ücreti alır.
Orta sınıf nostalji yaparken cümlelere “Biz eskiden tatile giderdik, ne günlermiş be.” diye başlar.
Avrupalı AKP’li göçmenler “Memleketin kıymetini bilin” deyince artık sokakta tartaklanır.
Kalan 3-5 muhalif kanal kapatılır. Sokak röportajı gibi şeyler yasaklanır.
Sosyal medya ya tümden kapatılır ya da aç-kapa aç-kapa yaparak yalama edilip işlevsizleştirilir.
Tarikat üyesi olmamak garipsenir.
Bahçeli iyice yaşlanır ve iyice huysuzlaşır. Bebeler fazla gürültü yapıyor diye kreşler bile kapatılabilir.
Bekçilere İran’daki İrşad polisi gibi yetkiler verilir
HDP kapatılır ve yöneticilerine onlarca yıllık hapis cezası verilir.
AKP dışındaki tüm belediyelere HDP belediyeleri gibi kayyum atanır. Artık belediye başkanları da cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Fantastik ekonomik uygulamalarla fakir daha fakir, zengin daha zengin olur. Nebati ışıltıdan Katarak olur.
Tadı iyice kaçan sanat ve spor iyice yavanlaşır. Başakşehir ilk defa taraftar bulur. Mimar Sinan Üniversitesin de resim bölümü kapatılıp leğende ebru sanatı ana bilim dalı kürsüsü kurulur.
İçki fiyatları kanser ilacı fiyatına çıkartılır. Meyhaneler sokağı Nevizade’nin ismi Lut Kavimi sokağı olarak değiştirilir.
Karadeniz’de Pontus paranoyası biter çünkü Katar’lılar Karadenizdeki o paronayayı bile satınalır.
Kürtler ortak vatan duygusundan koptukça Kürt meselesi tahmin edilemez bir mecraya evrilir.
Boğazına kadar dine batıp iyice “din reflüsü” olan insanlar Suudiler gibi dışardan dindar içerden çılgın marjinalliklere yönelir.
Peki tek adam düzeni biter ve AKP kaybederse ne olur?
En azından yukarıdakiler olmaz.
YETMEZ Mİ?
Uzun oldu, Nazım’ın şu şiiriyle bitirelim:
gitti bir sabah
yok oldu çizmesi meydanlardan
gözleri ağaçlarımızın üstünden
çorbamızdan bıyığı
odalarımızdan gözleri
ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce ton taşın tuncun alçının ve kağıdın
…
Dilerim neşeli ve hafif bir yıl olur 2023
Zira hepimiz çok yorulduk
Kaynak