-(Ensar Vakfı, Ozan Güven, Turkcell, Anayasa Mahkemesi)-

12 Mart 2016: “Karaman'da bir öğretmenin tarikat evlerinde en az 45 erkek öğrenciye tecavüz ettiği iddia edildi. Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip ve İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'ne (KAİMDER) yakın kişilerin kiraladığı evlerde kaldıkları öne sürülen 9 ve 10 yaşlarında bulunan öğrencilere tecavüz eden öğretmen ise tutuklandı...”

15 Mart 2016: “Karaman’da sınıf öğretmenliği yapan M.B.’nin çocuklara tecavüz ettiği iddialarına ilişkin haberlere yayın yasağı getirildi…”

16 Mart 2016: “Karaman’da sekiz 10 yaşlarında 45 erkek öğrenciye dini vakıf yurdunda cinsel istismarda bulunduğu öne sürülen sınıf öğretmeni Muharrem B.’nin tutuklanmasının yerel bir site tarafından haberleştirildiği, ancak adliyeden gelen bir telefon üzerine haberin kaldırıldığı ortaya çıktı. Yani olay 10 gün boyunca saklandı…”

23 Mart 2016: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Karaman’da ilk vaka ortaya çıkar çıkmaz hemen hukuki açıdan bakanlığımız müdahil oldu. Bir kere olması karalamak için gerekçe olamaz. Bu olay hizmetleriyle gurur duyduğumuz vakıfla ilişkilendirilmek istendi. Bu, bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Ensar Vakfı’nın hizmetlerini takdir ediyoruz”

24 Mart 2016: “Karaman’daki cinsel istismar vakasının yaşandığı evlerin ait olduğu Ensar Vakfı’nın organizatörü olduğu Türkiye Değer Ödülleri’nin sponsoru Turkcell, eleştiriler üzerine, “Herhangi bir vakfı, derneği veya sivil toplum kuruluşunu değil, öğrencilerimizin eğitimini destekliyoruz ” dedi.”

24 Mart 2016: “TRABZON Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) Ensar Vakfı, Türk Kızılayı, KADEM gibi birçok kuruluşun katıldığı, ‘Kar Amacı Gütmeyen Toplulukların Tanıtımı’ adlı toplantıyı protesto etmek isteyen öğrenci gruplarına önce özel güvenlik, ardından da çevik kuvvet ekipleri müdahale etti. Bir öğrenci baygınlık geçirirken, salona girmelerine izin verilmeyen 22 öğrenci gözaltına alındı…”

7 Nisan 2016: “Turkcell'den, Twitter'da 'Ensar' tepkilerine sansür başvurusu… İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne dava açan Turkcell … söz konusu paylaşımları yapan hesaplara erişim engeli talebinde bulundu…”

18 Nisan 2016: “Ensar Vakfı: İstismar ‘Karaman şubemizin kontrolündeki misafirhanede’ yaşandı … Burası yurt değil. Öğrencilerin ve misafirlerin geçici ikametine ayrılmış bir yer…”

20 Nisan 2016: “Karaman Davası: Muharrem Büyüktürk'e 508 yıl üç ay hapis cezası…”

17 Mayıs 2016: Ozan GÜVEN: "Pedofili destekçisi ve sansürcü @... ile olan 16 yıllık sözleşmemi iptal ettirdim. #sansür... @...Boykot"

26 Ağustos 2016: “…gazeteci Mustafa Hoş, Karaman Ensar Vakfı ve Kaimder yurtlarında yaşanan tecavüz skandalını ‘Çığlık’ adlı kitabında yazdı. .. kitapta Ensar Vakfı’nın nasıl korunduğunu anlatıyor. Çocukları tecavüze uğrayan aileler ilk öğrendiklerinde neler yaşadı, sonra neler oldu ve kendilerine şikayetçi olmamaları için ne gibi teklifler sunuldu, kitapta gün yüzüne çıkarılıyor…”

24 Ekim 2016: Turkcell Ozan Güven’in Twitter paylaşımı nedeniyle İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 10.000,00 TL (yaklaşık 3.250,00 Dolar) manevi tazminat istemiyle dava açtı.

23 Mayıs 2017: Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nin 508 yıl hapis cezasını temyiz başvurusu sonrasında Yargıtay 14. Ceza Dairesi karar verdi. Karar: onama – düzelterek onama - bozma
29 Haziran 2017: Turkcell’in açtığı davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ozan GÜVEN’in Turkcell’e 500,00 TL (yaklaşık 142 Dolar) manevi tazminat ödemesine hükmetti.

23 Eylül 2019: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi asliye hukuk mahkemesinin kararını hukuka uygun buldu. Karar kesinleşti.

27 Eylül 2023: Anayasa Mahkemesi: Başvuru konusu paylaşımın yapıldığı dönemde Turkcell tarafından ilgili vakfa mali destek verildiği haberleri günceldir, Turkcell anılan haberlerin aksi yönünde bir iddiada bulunmamıştır.

27 Eylül 2023: Anayasa Mahkemesi: Bu anlamda paylaşıma konu ifadeler her ne kadar rahatsız edici nitelikte olsa da ifadelerin davacının ticari itibarından ziyade temelde vakıf ve davacı arasındaki mali destek ilişkisini hedef alarak davacı üzerinde bir baskı oluşturmayı amaçladığı açıktır.

27 Eylül 2023: Anayasa Mahkemesi: Tazminat kararı nedeniyle başvurucunun Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir.(Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ ve Muhterem İNCE bu görüşe katılmamıştır.)

Yorum katmadan yakın tarihimizin bir tüketmeme protestosunu paylaşmaya çalıştım.
Ülkemizin geleceği, haklı taleplerin savunucuları, en seçkin üniversitelerimizin öğrencileri anayasal haklarını kullandıkları için tutuklu. Haklarındaki tutukluluk kararı devam ettiği sürece alınacak tüm boykot kararlarına, tüm tüketmeme kararlarına uymak için elimden geleni yapacağım. Yani 2 Nisan 2025’te ben de tüketmeyeceğim.

Kronoloji ile anlatmayı çok sevdim. Bir başka kronoloji ile devam edelim. Sayın Cumhurbaşkanının deyimiyle, satın almama özgürlüğü kronolojisi

18 Eylül 2008: Başbakan Erdoğan: “…Erdoğan, “Partimin mensupları olarak yalan yanlış bu haberleri yapan medyaya karşı sizler de kampanyanızı başlatın, sürdürün. Bu gazeteleri evlerinize sokmayın, almayın” dedi.”

6 Ocak 2025: Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır…"

26 Mart 2025: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin boykot listesine tepki göstererek "Milletimiz bu ülkede üreten istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı 3-5 muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir." dedi.

Anayasal haklarını kullanan gençlerimiz pankartlarında çok çarpıcı bir Ak Parti gerçeğini Ak Parti’nin ağzından yazıya dökmüşlerdi: “Anayasa, bana yasal, sana yasak” (link https://l24.im/Tm6MN )

Bir Ak Parti düşünün ki her konuda çifte standartlı… Bir Cumhur İttifakı düşünün ki her konuda çifte standartlı… Hepimizin itirazı da buna değil mi?