KEMAL GÖKTAŞ
Yeni “İnsan Hakları” planı: Cezaevleri doldu, ev hapsine buyurun
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı, beklendiği gibi iktidarın bekası için atılmış önemli bir adımı ifade ediyor. Planın insan haklarının geliştirilmesi ile dolaylı da olsa herhangi bir ilgisi bulunmadığı gibi içerdiği düzenlemelerle iktidarın yeni dönemde ihtiyaç duyacağı yeni baskı araçlarının hazırlandığı bir plan olarak ortaya çıkıyor.
TIKLAYIN / İşte Erdoğan'ın açıkladığı "İnsan Hakları Eylem Planı'nın tam metni
Aslında insan hakları eylem planından, yani “sözde” reformlardan söz edilmeye başladığından bu yana iktidar sözcülerinin söylemleri ve yargı pratiği kimsenin umut beslemediği bir paket açıklanacağını göstermişti.
Açıklanan eylem planı da beklendiği gibi daha çok dış politikadaki sıkışıklığı aşmayı, bunun için AB ve ABD ile ilişkilerde “insan hakları” kartını masaya sürmeyi amaçladığını gösterdi.
Eylem planının ana gövdesini adli işleyiş içerisinde ortaya çıkan teknik aksaklıkların çözümü olarak nitelendirilebilecek hedefler oluşturuyor. Uzun yargılamadan kaynaklanan sorunların hafifletilmesi en önemli amaçlardan biri planda. Yanı sıra uzunca bir “eğitim” listesi var.
Sanki sorun eğitim
Yeni eylem planının önemli bir bölümü “eğitim” çalışmalarına ayrılmış. Eylem planında hem meslek içi eğitim hem de hukuk eğitimi konusunda geniş kapsamlı hedefler var.
Öyle ki sadece hakim ve savcılar, kolluk görevlilerin, bekçiler, infaz koruma memurları değil din adamlarının dahi “insan hakları” eğitiminden geçirilmesi, ilk ve orta okullara insan hakları dersleri konulması gibi
Artık neredeyse fiilen tamamen ortadan kaldırılan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edilmesi, çıplak arama, kolluk görevlilerinin ve bekçilerin rutin hale gelen kötü muamele uygulamaları, hakimlerin AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaması gibi temel insan hakları sorunları ile ilgili çözüm önerisi getirmeyen Eylem Planı, bu alanlarda topu “eğitim” çalışmalarına atarak daha önce defalarca denenmiş ve sonuç alınmamış bayat bir yöntemle göstermelik bir adım atıyor.
Sivil toplumla ilişkilerin geliştirilmesi ve cezaevi izleme kurullarının hayata geçirilmesi gibi daha önce onlarca kez piyasaya sürülmüş göstermelik adımlar planda epey yer kaplıyor. Avukatların bütün itirazlarına rağmen yasayla kurulan “ikinci barolar” ile ve iktidar yanlısı sivil toplum kuruluşları ile hareket edileceğini tahmin etmek güç değil.
Planın tuzakları
Eylem Planı’nı göstermelik olmaktan çıkaran ise içerdiği tuzaklar. Bunların başında bir süredir yaygınlaşan ev hapsi uygulamalarının yaygın olacağını gösteren yaklaşım geliyor. Eylem planına göre “Tutuklamada ölçülülük ve orantılılık ilkeleri doğrultusunda katalog suçların kapsamı daraltılacak. Katalog suçlar bakımından da “somut delile dayanma şartı” getirilecek.”
Tutuklama ile ilgili yasaların uygulanmadığı, keyfi tutuklama kararlarının verildiği bir ortamda bu düzenlemenin aslında pek bir anlamı yok.
Daha çok ev hapsi
Asıl önemlisi bundan sonrasında… Eylem planına göre “adli kontrol tedbiri belirli aralıklarla incelenecek. Tedbirlere üst süre sınırı getirilmesi ile imza yükümlülüğünün teknolojik imkânlar kullanılarak yerine getirilmesi gibi yenilikler hayata geçirilecek. “Konutu terk etmeme” adli kontrol tedbirinde geçen sürenin, sonuç cezanın infazından mahsubu sağlanacak. Ayrıca tutuklama, adli kontrol ile diğer bazı koruma tedbirlerinin yanlış veya haksız uygulanması halinde bu uygulamadan mağdur olan kişiye tazminat ödenmesi sağlanacak.”
Bunun Türkçesi şu: Ev hapsine ilişkin mevzuat cilalanacak ve cezaevlerinde yer kalmadığı için tutuklama yerine daha çok ev hapsi kararı verilecek. Yerli üretime geçilen elektronik kelepçeler için de pazar garantisi sağlanmış olacak.
Yolsuzluklara yeni perde
Yeni eylem planında kişisel verilerin korunması ve sosyal medyaya yönelik düzenlemelere de özel bir vurgu var. Burada da amaç açık: Yolsuzluk iddiaları ile ilgili her gün onlarca habere erişim engeli getirilen bir ülkede medya ve sosyal medya üzerindeki baskı ağırlaştırılacak.
“Az oy alsam da iktidar olayım”
Eylem planının ilk maddesinde yer alan siyasi partiler ve seçimlerle ilgili düzenleme hedefini açıklamaya gerek bile yok. Dar bölge seçim sisteminden tutun da HDP’ye Hazine yardımının kesilmesine kadar, seçimlerde iktidardan düşmemek için yepyeni Ali Cengiz oyunlarının peşinde olduğu anlaşılıyor iktidarın.
İktidarın ve sermayenin planı
Eylem planı neden şimdi piyasaya sürüldü sorusunun ilk yanıtı iktidarın yeni döneme hazırlığı ise ikinci yanıtı da yerli-yabancı sermayeye bir takım hukuksal güvenceler verilmesi. Böylece kendisine hukuksal güvenceler verildikten sonra, demokrasi azlığının sermaye için caydırıcı değil, aksine teşvik edici bir unsur olduğu tarihsel gerçeği bir kez daha ortaya konulmuş olacak.