MÜHDAN SAĞLAM

MÜHDAN SAĞLAM

Hindistan’ın zor seçimi: Rusya mı Batı mı?

Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında gelen yaptırımların dozu artarken, Rusya’dan gelen açıklamalardan biri, dünyanın ABD ile Avrupa’dan ibaret olmadığına dönük vurguydu. Moskova’dan gelen bu tek cümlelik meydan okumanın küresel politika ve ekonomi alanında karşılığı Asya’nın, daha genel ifadeyle Asya Pasifik'in yükselen ekonomik statüsü ve Rusya’nın bu bölgede en azından iki aktörle göreli olarak istikrarlı olan ilişkileri: Çin ve Hindistan.

Çin’in Ukrayna konusundaki politikası, adımları, söyledikleri ve söylemedikleri derinlikli biçimde analizlere konu oluyor. Ancak onun kadar önemli bir aktör daha var: Hindistan.

Hindistan, Ukrayna konusunda nötr bir pozisyona sahip. Ancak aynı Hindistan, geçtiğimiz hafta diplomasi trafiği içinde seçiciliğiyle dikkat çekti. ABD, İngiltere ve Rusya’dan heyetler Hindistanlı mevkidaşlarıyla görüşmek için Yeni Delhi yollarına düştü.

Burada dikkat çekici olan, diğer iki ülkenin temsilcileri yalnızca kendi mevkidaşlarıyla görüşürken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile de görüşmesiydi. Modi diğerleri için vakit ayırmamıştı ancak Moskova’dan gelen misafirine ayırdı. Rusya ile Hindistan arasında neler oluyor? Petrol tartışması nereden çıktı? Hindistan hangi tarafta yer alacak? Bu hafta bu sorulara yanıt arayacağız.

HİNDİSTAN RUSYA’DAN PETROL ALIMINI ARTIRIYOR

Rusya günlük 10-11 milyon varil petrol üretiyor ve bunun 5-6 milyon arasındaki miktarını ihraç ediyor. Rusya ekonomisinde petrol gelirleri hayati bir öneme sahip. Örneğin 2021’de Rusya’nın 485 milyar dolarlık ihracatının 180 milyar doları petrol ve petrol ürünlerinin satışına dayanıyor. Bu gelirler hem federal bütçe hem de rezerv fonu açısından kritik bir öneme sahip. Tam da bu nedenle, yaptırımlar Rusya’nın yumuşak karnı olarak görülebilecek enerjiyi hedef alıyor. Nitekim ABD, Kanada, İngiltere gibi ülkelerin Rusya’dan petrol almayacaklarını duyurmalarının ardından Rusya’nın ürettiği petrolü satabileceği alternatif adresler gündeme gelmeye başladı. İşte bu noktada gözlerin döndüğü adres Asya piyasası.

Dünyanın en fazla petrol tüketen üç ekonomisinden ikisi (Çin ve Hindistan) bu kıtada yer alıyor ve her ikisinin de Rusya ile hali hazırda kurulu ekonomi ilişkileri var. Ancak veriler incelendiğinde Hindistan konusunda Rusya’nın bir atılımda bulunması şart, ki öyle de oluyor.

Hindistan’ın resmi verilerine göre 2021’de günlük bazda 12 milyon varil petrol tüketildi. Bu tüketim içinde Rusya’nın payıysa yalnızca yüzde 2. Hindistan'ın petrol ithalatında Ortadoğu aslan payına sahip. Asya’nın en büyük ikinci ekonomisinin limanlarına yaklaşan petrol yüklü gemiler şu adreslerden yola çıkıyor: Irak (yüzde 23), Suudi Arabistan (yüzde 18), Birleşik Arap Emirlikler (yüzde 11), ABD (yüzde 8) ve sonlara doğru Rusya (yüzde 2).

2022’nin ilk ayında daha dikkat çekici olanı, Hindistan’ın Rusya’dan hiç petrol almamış olması. Ancak martta resim değişiyor. Ukrayna işgali ve Rus petrolüne dönük örtük ambargoyla beraber, Rusya piyasa fiyatlarının bir hayli altında fiyatlara petrol satmaya başladı. 2022 bütçesi hesaplamasında petrol varil ücretini 75 dolar olarak hesaplayan Hindistan için bu çerçevede Rusya’dan gelen teklif cazip bulundu.

Bu argüman verilerle de destekleniyor. Şöyle ki, Yeni Delhi ile Moskova arasında mart ve nisan için 6 milyon varillik petrol anlaşması yapıldı. Yani Hindistan mart ve nisanda geçen yıl Rusya’dan aldığının yarısı kadar petrol alacak. Rusya bu petrolün 2 milyon varilini nakletti bile; nisan ayında da taahhüt edilen sevkiyat tamamlanacak. Üstelik indirimli fiyatlardan alımların sürmesi bekleniyor, ki Hindistan’daki rafinerileri şimdiden mayıs için petrol görüşmelerine başladı. Örneğin Hindustan Petroleum Corp. mayıs için 2 milyon varillik petrol talebini Rusya’ya iletti. İkili görüşmeler uyarınca Rusya indirimli satışı devam ettiği takdirde, Hindistan’ın petrol alımını artırması devam edecek.

RUBLE-RUPİ FORMÜLÜ VE SORU İŞARETLERİ

Hindistan ile Rusya arasında SSCB’den bu yana devam eden güçlü ilişkiler var. Bu ilişki ağının ticari karşılığının en yoğun yaşandığı alan savunma sanayi. Hindistan, dünyada en fazla silah ithal eden ülke, onu Suudi Arabistan, Mısır, Çin gibi ülkeler takip ediyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, Hindistan yüzde 11 küresel payıyla en fazla silah/savunma sistemi alan ülkeydi. Hindistan’ın silah alımında bulunduğu iki satıcıysa Rusya ile Fransa. Rusya’nın daha önce yüzde 80’lerde olan payı gerilese de, hâlâ yüzde 50 düzeyinde, Fransa’nın payı istikrarlı bir artış gösteriyor.

Savunma sanayi dışarda tutulduğunda İki ülke arasındaki ticaret hacmi mütevazı sayılabilir, yaklaşık 10 milyar dolar. Taraflar bu hacmi 2025’te 30 milyar dolara çıkarma niyetinde olsa da, şu an daha büyük bir sıkıntıları var: Ödeme yapılamaması. Rusya bankalarının büyük oranda SWIFT’in dışına çıkarılması Hindistan’ın Rusya’ya ihraç ettiği 500 milyon dolarlık ürünün ücretini almasına engel teşkil ediyor. Bu yaşanan zorluk, ticari işlemler sürdükçe de katlanacak.

İşte bu noktada iki ülke arasında Rusya bankalarının Hindistan’da şube açması, var olan şube sayısını artırmasıyla ve bu adımların benzerinin Rusya’da atılmasıyla ticareti, ruble ve rupi üzerinden sürdürme stratejisi devreye giriyor. Rupinin gündeme gelmesinin nedeniyse Hindistan’ın Rusya’ya 3,8 milyar dolarlık ihracatı.

Ruble-rupi birimleriyle ticarette bazı soru işaretleri var. Fiziksel kapasite sorunları bir yana, örneğin rublenin ani değer kaybı ya da rupide benzer bir durum yaşanması iki ülkenin ticaretinde soruna neden olabilir. Özellikle Rusya ekonomisinde yaptırımların yarattığı çalkantı ve ekonomik yansımaları rublenin oynaklık oranını artırıyor, bu da örneğin Aralık 2022’de ruble ile yapılacak bir teslimat konusunda fiyat vermeyi zorlaştırıyor.

Benzer öngörü sorunu rupi içinde geçerli. Bu noktada iki ülkenin ekonomilerinin öngörülebilir ve istikrarlı olması gerekiyor ki, ileri vadeli teslimat ve işlemlerde kayıplar yaşanmasın. Şimdilik bu konuda iki ülkenin de garanti vermesi güç. Buna dönük alternatif formül arayışları görüşmelerin odağında.

Sonuç olarak Hindistan, Ukrayna konusunda nötr bir tutum aldı, BM'de de Ukrayna işgali nedeniyle Rusya’yı kınamaya dönük oylamada çekimser oy kullandı. İki devletin tarihsel bağları, Hindistan’ın Rusya konusunda temkinli hareket etmesine neden oluyor. Ancak Hindistan, doğrudan Rusya’nın yanında yer alacak eylemlerden de kaçınıyor.

Hindistan’ın ekonomik ihtiyaçları, Rusya’nın yeni bir pazar olarak cazibesi, bir anlamda krizi fırsata çevirme gayretkeşliğine de kapı aralıyor. Ucuz Rus petrolü Yeni Delhi için bir fırsat, nitekim bu fırsattan fayda da sağlanıyor.

Ancak Hindistan, yerel para birimleriyle ticaret konusunda temkinli hareket ediyor, zira finansal bazı soru işaretleri temkinli olmayı salık veriyor. Bununla beraber, bu süreçte Hindistan’ın Rusya’dan uzaklaştığını söylemek güç, ancak Batı’dan ve Japonya, Avusturalya gibi ülkelerden gelen 'birlikte hareket edelim' önerilerinin maddi ve politik çıktıları Yeni Delhi’nin kararına etki edebilir. Hindistan şimdilik, Rusya ile bağlarını koruyor. Ancak savaş uzadıkça taraf seçmek zorunda kalabileceğinin de farkında.

Öte yandan Yeni Delhi, mümkünse savaşın bir an önce bitmesini, olmuyorsa da taraf seçmeden, Rusya’yı gücendirmeden yoluna devam etmek istiyor ancak bu ne kadar mümkün, kestirmek zor. Açık olan, taraf seçtiği anda Hindistan’ın maddi ve politik olarak kayıp yaşayacağı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
MÜHDAN SAĞLAM Arşivi
SON YAZILAR