CEM ERCİYES
İzmir Kitap Fuarı
Kitap fuarları içinde birincilik İstanbul’unsa ikincilik hiç şüphesiz İzmir’indir. Yayıncılar da yazarlar da çok severler İzmir fuarını. Hem genç hem de genç olmayan kitap okurlarının ilgi gösterdiği, her zaman çok kalabalık söyleşi ve imzaların coşkulu geçtiği bir fuardır. Kültür Park’taki fuar alanın girişinden parkın kapısına kadar uzanan kuyruk, çıkışta seyyar satıcıların etrafında toplaşanların oluşturduğu karmaşa ve tabii ki iki adımda kendini İzmir Körfezi’nin imbatına bırakabilme imkanı bu fuarı unutulmaz kılan hatıralardır. ‘Hatıralar’ diyorum çünkü artık İzmir Fuarı kentin merkezindeki fuar alanında, yani Kültür Park’ta yapılmıyor. Gaziemir’de kurulan yeni fuar merkezi artık kitabın da adresi oldu.
Aslında İzmir Belediyesi Fuarİzmir adlı bu merkezi açalı epey oldu. 2015 yılından bu yana İzmir’in ticari fuarları burada yapılıyor. Kültür Park’ın ise sadece kentin simgelerinden biri olan İzmir Fuarı’nı ağırlaması planlanmış. Ama yayıncılar ve başından beri bu fuarı düzenleyen TÜYAP, kentin gerçekten epey dışındaki yeni fuar alanına gitmek istemediler. Hem okurun bu uzak yere gelmeyeceğinden endişelendiler, hem de fuarın büyüsünün kaçmasından. Kentin kalbinde, Basmane’de düzenlenen fuar sevilen otellere, restoranlara, Konak, Alsancak, Kordon gibi İzmir kültürünün en iyi yaşandığı bölgelere yakın olduğu için İzmir Kitap Fuarı bu kentin kendine has büyüsünü de içine çeken bambaşka bir organizasyona dönüşüyordu. Kimse bundan vaz geçip bir de mesafe riskini almak istemedi. Fuarın kent dışına taşınması belediye ile yayıncılar ve TÜYAP arasında bir çekişme halini almıştı ki araya pandemi girdi, fuar yapılamadı. Sonra İzmir’de pek çok can kaybına da neden olan 30 Ekim 2022 depremi yaşandı. Konak’taki belediye binası da bu depremde hasar gördü ve belediye, Kültür Park’taki fuar alanının kendi çalışma alanına dönüştürdü. Artık Gaziemir’e gitmekten başka çare kalmamıştı…
Tabii tüm bu süreç boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin aslında fuarı kendisinin düzenlemek istediği de söyleniyordu. Nitekim, pandeminin etkisini kaybetmesiyle birlikte düzenlenen ilk fuarın organizasyonu TÜYAP’a verilmedi. Belediye şirketi İzfaş, bölgesel kültür etkinlikleriyle tecrübe edinmiş SNS Fuarcılık’la birlikte ‘İzkitap’ adıyla bu yılki fuarı gerçekleştirdiler. Ama TÜYAP da bu işten vaz geçmiş değil, seneye Mart ayında yani eskiden alışık olduğumuz gibi bir tarihte kendi İzmir Kitap Fuarı’nı düzenleyecek. Belediyenin fuarı da yine Kasım ayında olacak; yani seneye iki İzmir Fuarı birden gerçekleşecek.
İzkitap İzmir Kitap Fuarı Cuma günü Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve fuarın Onur Konuğu Nedim Gürsel’in konuşmalarıyla açıldı. Fuarİzmir adlı fuar merkezi, çevresinde pek bir yapının olmadığı kentin dışında devasa bir yapı. Geniş alanlar geçip yürüyen merdivenlerle görkemli girişe ulaşıp çok yüksek tavanıyla büyük bir boşluk hissi uyandıran fuayesine varıyorsunuz. Yine yürüyen merdivenlerle orta kattaki, Kitap Fuarı’nın gerçekleştiği B Salonu’na varılıyor. Açılış günü Kitap Fuarı’yla aynı zamanda giriş katında yat fuarı, üst katta da ‘sondaj konferansı’ diyebileceğim bir etkinlik vardı. Tabii ki Kültür Park’taki eski püskü yapıyla karşılaştırıldığında çok daha bakımlı ve günün ihtiyaçlarına uygun bir yer Fuarİzmir. Gelmesi kolay değil; ya kent merkezinden kalkan fuar servisi gibi çalışan otobüslere binmeniz gerekiyor ya da arabayla gelmeniz. Bu durumda kitap okurlarının fuar alanına hiç ilgi göstermeyeceğini sanıyor insan. Ama hiç de öyle olmadı. Belli ki günümüz insanını alışkanlıkları farklı. Fuar alanının karşısındaki açık otopark ve altındaki kapalı alan ilk hafta sonu sayısız araçla doldu. Ve tabii ki fuarın koridorları da binlerce okurla doldu… Gerçekten de resmi tatil olan Cuma günü öğleden sonra ve 29 Ekim’e denk gelen Cumartesi günü fuar alanı epey kalabalıktı. Artan fiyatlar nedeniyle azalan kitap satışlarına bakarak yayıncılar bu fuardaki okur ilgisinin de iyi olduğunu söylüyor. Panel ve söyleşilerin yapıldığı etkinlik salonları ve imzalar da hiç boş değildi. Hatta Şermin Yaşar’ı kendisine ayrılan devasa salonda sanıyorum belki de beş yüzden fazla çocuk ve yetişkin karşıladı. Ahmet Ümit’in imza kuyruğu ise dolana dolana bütün bir imza salonunu dolduruyordu.
Yıllar önce İstanbul Kitap Fuarı Beylikdüzü’ndeki fuar merkezine taşındığında kentin bu uzak köşesine kimsenin gitmek istemeyeceğini düşünmüştük. Beyoğlu’nda, kentin kültür hayatının dibindeki kitap fuarı elbette başka bir ‘büyüye’ sahipti. Ama bu çok uzak bir geçmişte kaldı. Kentin ve değişen yaşam biçiminin içinde hemen kendine yer bulan İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP’ın Beylikdüzü’ndeki merkezinde yüzbinlerce kişiyi ağırlıyor yıllardır. Belli ki İzmir de öyle olacak. Yine de ekonomik krizden etkilenen yayın dünyası bu ilk yıl temkinli davrandı; katılım eski İzmir fuarları gibi değil. Devasa alana rağmen görece küçük bir etkinlik olarak başladı. Fuar şirketinin verdiği bilgilere göre 250 yayınevi katılıyor ve 6 Kasım’daki kapanışa kadar 800 imza günü ve söyleşi düzenlenmesi planlanıyor.
Önümüzdeki yıl fuar sayısının ikiye çıkması işleri biraz karıştırıyor tabii. Yayıncılar yılda iki İzmir kitap fuarına birden katılmakta mutlaka tereddüt edecektir. Çünkü yazar, yayıncı ve hatta okur katılımının bölünmesi kuvvetle muhtemel. Kitap fuarcılığının Türkiye’deki kurucu ismi TÜYAP’ın tecrübesiyle İzmir’de devam etmesini herkes gibi ben de istiyorum. Ama İzfaş ve SNS’nin de kötü bir organizasyon yaptığını düşünmüyorum. Rekabete inananlar ne der belli… ama bir de ‘işbirliği’ diye bir şey var ki, ona başvurmak kitap gibi zorlu bir alanda çok daha güzel sonuçlar doğurur.
Sonuçta İzmir, hele ki 29 Ekim coşkusu içindeyken her zamanki gibi çok güzeldi. Ben fuara katıldığım, orada kitapların arasında yazarlarla zaman geçirdiğim için çok mutlu oldum. Biliyorum ki tanıdığım diğer yazar ve yayıncıların da duygusu böyle. O güzel havaya rağmen fuar alanını dolduran İzmirliler de halinden memnun görünüyordu. Tüm bu nedenle ne olursa olsun, İzmir bir daha kitap fuarsız kalmasın diyelim…