FİLİZ YAVUZ
MOTORLU ARAÇ SÜRÜCÜLERİNE AÇIK MEKTUP
Yanlışınız var sayın motorlu araç sürücüleri.
Hadi genelleme yapmayalım motorlu araç sürücülerinin büyük kısmı.
O yollar sadece sizin değil. Karayolları Trafik Kanunu diyor, ben demiyorum. Yanından geçerken görmezden geldiğiniz, sadece şikayet etmek için farkına vardığınız; “Kaldırımda git, ne işin var yolda!” ya da “Yola çıkıyorlar, tehlike yaratıyor” dediğiniz bisikletlilerin o yollarda en az sizin kadar hakkı var ki bisikletliler için asıl tehlike sizlerin bu tavırları zaten. Ve inanır mısınız, kendiniz için talep ettiğinizi kendileri için istiyor bisikletliler sadece: Trafikte güvenli bir biçimle seyahat etmek. Bu kadar.
Klişedir hani, ki doğrudur da… İstediğin kadar kurallara uy, kurallara uymayan biri gelip çarpar, derler. Siz aracınızın içinde bisikletlilere göre güvenli bir biçimde yol alırken, bisikletliler bu kurallara (hadi genellikle diyelim) harfiyen uyarlar, uymak zorundadırlar. Zira bu onlar için hayat memat meselesidir. Gelin görün ki kurallara uymayan biri illa ki olur.
10 YILDA 809 BİSİKLETLİ KAZADA ÖLDÜ
Bisikletli Ulaşım Derneği’ne göre son iki yılda Türkiye’de “trafik kazalarında” ölen bisikletli sayısı 260.
2009-2019 arasında kazalarda ölen bisikletli sayısı ise 809. Bu ölümlerin hepsinin sorumluluğunun motorlu taşıt sürücülerinde olduğunu iddia etmiyorum elbette. Ama kabahatin çoğu sizde değil mi, canım kardeşlerim! Tam da bundan sebep bu ölümleri durdurmada sizin de, hatta özellikle sizin üzerinize düşen bazı görevler var. Öncelikle bisikletlileri fark etmeniz ve onların trafikteki varlığını kabul etmeniz gerek ki bu işte biraz zor olanı. “Bu yollar hep benim” hissiyatıyla gaza bastığınız için trafikteki (haksız) iktidarınız biraz sarsılacak. Eh kusura bakmayacaksınız artık.
KURALLAR BASİT AMA HAYATİ
Bisikletlileri sollarken yarıçapı 1,5 metre olan bir yay çizeceksiniz. Başka bir deyişle tam yanından geçerken bisikletli ile aranızdaki mesafe 1,5 metre olacak. Ve durduğunuzda kapınızı, kapıya yakın elinizle değil, doğalında dönerek yan arkayı görmenizi sağlayacak şekilde diğer elinizle açacaksınız. Böylelikle yanınızdan geçen bisikletlinin açtığınız kapıya çarpmasına sebebiyet vermemiş olacaksınız.
Bir de bisikletlilerin trafikte kendilerini ifade ettiği hepi topu dört işareti öğreneceksiniz:
(Görseller: https://bisikletliblog.com)
Bu kadar. Kazadan sonra dost meclisinde “Bir şeyler yaptı ama anlamadım” dememek için öğrenmeniz gereken işaretlerin hepsi bu. Tabi resmi ifadelerde kurabileceğiniz cümle bu değil. Resmi ifadelerde genellikle “Görmedim” ya da “Yolun ortasından gidiyordu” denir çünkü.
BİSİKLETLİLERİ ADALET DE FARK ETSİN!
14 Ekim 2020’de İzmir’de bisikletçi Zeynep Aslan’ın ölümüne neden olan kamyon sürücüsü Aycan Yörük de “Görmedim” dedi mesela. Sonra tutuklu yargılandığı davanın 1 Nisan 2021’deki ikinci duruşmasında el arttırdı, “Zeynep Aslan bana çarptı” diyerek. Ve serbest bırakıldı. Tıpkı sizin çoğunuz gibi sayın motorlu araç sürücüleri, adalet de bisikletlileri görmezden geliyor zira. Oysa bilirkişi Yörük’ü asli kusurlu buldu ve Zeynep Aslan’ın kural hatası yapmadığını yazdı raporuna. Dava sürüyor, üçüncü duruşma 16 Eylül’de.
#umutasesol
Bir dava daha var, ilk kez görülecek. Ankara'da Çağdaş Şenyüz’ün hızla giderken arkadan çarpıp kaçtığı Umut Gündüz’ün davası. Kanında 1,53 promil alkol çıkan Şenyüz, mahkemece tutuklandı. Ancak bilirkişi tarafından asli kusurlu bulunmasına rağmen 4 ay sonra tahliye edildi. Adalet de bisikletlileri görmüyor derken haksız mıyız şimdi?
Tam da bunun için Umut’un anne ve babası; Asuman-Menderes Gündüz 19 Mayıs’ta Adalet Bakanlığı’nın yakınındaki Güvenpark’ta adalet nöbetine başladı. “Kaza değil cinayet” diyen Gündüzler 24 Haziran 12.00’de 16'ncı Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya kadar her çarşamba adalet nöbeti tutacak. Talepleri Şenyüz’ün tutuklu yargılanması ve davanın emsal olması için “kasten öldürme”den en ağır cezayı alması.
Hal böyleyken siz en büyüğünden en küçüğüne motorlu araç sürücülerinin çoğu! Bisikletlileri fark etmeye Umut’un ilk duruşmasından başlamaya… Zeynep ve Umut’un ailesinin, #umutasesol’anların ve bisikletlilerin seslerini duymaya ne dersiniz?
Adil bir trafik, trafikte “adalet” mümkün. Belki Ezginin Günlüğü’nün dediği gibi bir ışık da siz yakmak istersiniz, kim bilir?