KALKSANA ÇOCUĞUM! BAK BÜYÜKLERİN AYAKTA”

Çocukken annemle bindiğim belediye otobüsünde oturacak yer yoksa rahat bir nefes alır, otobüste en az iki kişilik yer varsa kurdeşen dökecek kadar gerilirdim ben. Çocuk aklı işte, demeyin. Zira o otobüs illa ki dolar ve bir teyze tepemize dikilirdi. Teyzenin tepemizde bitmesiyle sadece o teyzenin değil, diğer koltuklarda oturan teyzelerin ve amcaların da sırf oturduğu için bir çocuğu ve çocuğunu oturttuğu için bir anneyi kınamalara doyamayan tacizci bakışlarını üzerimize çevirmeleri bir olurdu. Sonunda cık cıklara dayanamayan annemin, “Kalk kızım, teyze otursun” demesini bakışlarımı ön koltuğun herhangi bir noktasında sabitleyerek bekler, sonra da teyzeye ters ters bakarak kalkıp annemin kucağına otururdum.

ÇOCUĞU KUCAĞA ALALIM Bİ ZAHMET!

Minibüste ise kaldırma işini şoför üstlendiğinden kınama süreci by-pass edilmiş olurdu. Ama şoförün o cümlesinden asla kaçamazdık: “Bayan! Çocuğu kucağa alalım bi’ zahmet!” Biraz büyümüş bir çocuk için anne kucağında yolculuk etmek büyük utançtı. Annem utancımı hissettiğinden her halde, bazen benim için de para öderdi ve o zamanlarda şoföre “Alamam efendim! Çocuğun parasını da verdim ben” diye çıkışırdı. Şoför durur mu! “Sıkışın o zaman, abi de otursun.” buyururdu. İlla alacak çocuğun koltuğunun yarısını!


KOLTUK TRAVMASI

İş’bu koltuk travması genlerle aktarılan bir şey zannımca ya da toplum, çocuklarda travma yaratma konusunda oldukça mahir. Bizim Deniz (7) ne zaman toplu taşımaya binecek olsa bakışlar yüzünden zaten çekine çekine otururdu, lakin geçenlerde tramvayın yan koltuklarından birine ilişmişken, orta yaşlı bir kadının hiç bir şey demeden poposuyla bizimkini itip sıkıştırmak suretiyle Deniz’in oturduğu koltuğun yarısına oturmasından sonra (ki ben ayaktaydım ve tabi ki çok sinirlendim) bir daha tramvayda hep ayakta durmak ister oldu.

Bir kere hastalara, hamilelere, kucağında bebeği olanlara, ayakta durmakta zorlanan teyzelere ve amcalara… daha onlar otobüse, tramvaya ya da metroya biner binmez gönüllü olarak yer veriliyor, iyi de ediliyor. Zaten bazı toplu taşıma araçlarında onlar için ayrılmış yerler de mevcut. İşte bu nedenlerde genellikle çocukların tepesinde dikilenler, öyle otobüste ayakta duramayacak kadar yaşlı ve hasta değiller. Onlarınki daha ziyade yaş hiyerarşisi kurarak saygı dayatması, saygı bahanesiyle “kalk bakayım ordan, oraya ben oturucam” pervasızlığı maalesef. Zira toplu taşıma araçlarında oturan çocukları işgalci gibi görme yanılgısı içindeler. Tam da bu yüzden meselemiz “yer verilen hasta, yaşlı, çocuklu ve hamileler” değil, toplu taşıma araçlarında çocukların oturma hakkı ve bu hakkı ihlal eden sağlıklı yetişkinler ki bu da toplumda çocukların birey olarak görülmemesinin bir yansıması. 

ÇOCUKLAR TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINDA OTURMALI

Lakin çocuklar da birer birey işte ve oturarak seyahat etmek, tıpkı yetişkinlerin olduğu kadar oturarak seyahat edebilecek yaştaki her çocuğun hakkı. Üstelik bu da yeterli değil: Çocuklar toplu taşıma araçlarında yetişkinlere göre öncelikli olmalı. Çünkü:

Hareket eden, ani fren yapan, trafikte ha bire durup kalkan toplu taşıma araçlarında ayakta denge kurmakta çocuklar zorlanıyor. Tutunma aparatları yetişkinlere göre yerleştirildiğinden destek bulamıyor ya da herhangi bir yere tutunuyorlar ki ani bir frende kafalarını tutundukları demire, koltukların kenarlarına çarpmaları işten bile olmuyor. Toplu taşıma araçlarının kalabalık olduğu saatlerde yetişkinler arasındaki itiş kakışta sıkışıyor, eziliyor ve nefes alamıyor çocuklar. Ayrıca oturdukları yerden kaldırılmaları, yani çeşitli dayatmalarla haklarının ellerinden alınması onların özgüvenlerini zedeliyor. Belli yaştaki çocukları annelerinin kucağında oturmaya zorlamak onları utandırıyor, en iyi kendi çocukluğumdan ve Deniz’den biliyorum. 

Kuşkusuz toplu taşımada çocuklara gönüllü olarak öncelik verenlerin sayısı hiç de az değil, lakin bunun toplumsal bir norm haline gelebilmesi için insanların hem daha sık bu davranışa şahit olması hem de sosyaliyle normaliyle medyada ve kamusal alanda çocukların oturarak seyahat etme hakkının daha çok savunulması elzem. Çocuklar daha fazla “Aaa ne kadar ayıp! Kalk, bak büyüklerin ayakta!” sözleriyle örselenmesin diye.

Önceki ve Sonraki Yazılar
FİLİZ YAVUZ Arşivi
SON YAZILAR