
Nedir bu boykot, nasıl başlamıştır?
Burak Soyer
Dün, 19 Mart darbesinin sac ayaklarından biri 'kutlandı' Türkiye’de. Neler neler görmüş bu topraklarda belki de ilk defa, “Bu kadar ileri gidilemez,” denilen tarihi bir dönemden geçerken, halk, haksızlığa, hukuksuzluğa dur demek, adaletin, demokrasinin artık (!) bizim ülkemizde de fiilen var olması ve işlemesi için 20 gündür sokakta. Sokak, meydanlar, yığınlar elbette önemli ancak çağımızın vazgeçilmez ifade aracı olan sosyal medya, kartopundan çığa evrilerek sokak direnişini başka bir boyuta taşıdı ve insanlar yandaş markaları boykot etme kararı aldı. Bununla da yetinmedi, dünü, yani 2 Nisan 2025’i tarihi bir gün kılarak alışveriş yapmama kararı aldı. Kısaca “topyekûn boykot” olarak da nitelendirebiliriz.
Peki nedir bu boykot? Ne anlama gelir? İlk ne zaman ortaya çıkmıştır? Sonuçları ne olmuştur? İlk iki sorudan başlayalım: TDK’ya göre boykot kelimesi, “Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma” anlamına geliyor. Başka bir tanımda ise boykotun sınırları biraz daha genişletilerek şu ifadelerle anlatılıyor: “Bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme.” Sanıyorum ikinci şık, şu ânda içinde bulunduğumuz duruma daha uygun düşüyor.
Peki ilk boykot ne zaman, nasıl başlamıştır. Bakalım…
'Boykot'un isim babası Charles Boycott olayı
1880'lerin İrlanda'sında kırsal kesimlerindeki feodal yapı “toprak ağaları” olarak adlandırabileceğimiz İngiliz lordların elindeydi. Bu “ağa”lardan biri olan Lord Erne, bir yıl kendi topraklarında çalışan halka hasadın düşük olması sebebiyle yüzde 10 gibi komik bir rakam teklif etti. O senenin sonbaharında toprakları kiralayıp çalışan köylüler bu rakamı az bularak yüzde 25 indirim yapması için Lord Erne’i protesto etmeye başladı. Erne köylülerin bu teklifini kabul etmeyince dönemin ve bölgenin “sivri” isimlerinden Charles Boycott olaya el attı. Boycott, Erne'nin kiracılarına aracılık eden kişiydi. Protestoların sürmesi üzerine Charless Boycott, 11 kiracının anlaşmasını iptal etti.
Bu sırada, köylülerin haklarını savunmak amacıyla “Irish Land League” isimli bir oluşum ortaya çıktı. Bu oluşumu başlatan ve ona liderlik eden kişi Charles Stewart Parnell, protestocu köylülere daha etkili olacağını düşündüğü bir direniş biçimi önerdi: Boykot!
“Irish Land League” oluşumuyla birlikte artık köylüler, “ağa”yı protesto etmek için sahibi olduğu toprakları kiralamayacaktı. Ayrıca bu kişilerle iletişimlerini de kesmeye, topraklarını kiralamamaya, en önemlisi de bu “ağaları” “sallamamaya” başladı. Elindeki topraklarla dımdızlak ortada kalan Charles Boycott, köylülerin bu kolektif ve hayli zekice hareketi sonucunda hem işçilerini hem de ticaret yollarını kaybetti. Böylece, “organize halde izole etme” protestolarına “boycott”, bizdeki tanımıyla “boykot” denilmeye başlandı.
Her alanda kullanıldı
Aradan geçen 145 yıl içinde dünya tarihi sadece ekonomi-politik alanlarda değil, spordan sanata kadar birçok kanatta, haksızlığa, ayrımcılığa, emek hırsızlığına karşı boykot yöntemini kullandı. Tarihin hiç şüphesiz en önemli boykotu olan “Montgomery Otobüs Boykotu”, Amerika’da siyahilerin eşit vatandaş muamelesi görmesine sebep oldu. Ayrıca “Amerikan Sivil Haklar Hareketi”nin de temellerini attı. Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyatların 1968 yılındaki Meksika ayağı, meşhur “Siyah Eldiven” olayıyla protesto edilse de aslında bu da boykotun başka bir tezahürüydü. Özellikle son yıllarda uluslararası film festivalleri, başta Türkiye olmak üzere, pek çok ülkede bazı kategorilerin kaldırılması ya da bağımsız olması gereken bu festivallerin “resmi görüşe” teslim olmasıyla sanatçılar tarafından boykot edildi.
Bugün neler yaşanacak hep beraber görüp öğreneceğiz. Ancak bugünkü “boykot”un, yılbaşında Taksim Meydanı’nda sünger Noel Baba yumruklamayla hiçbir alakasının olmadığını, umarız gerekli merciler anlayacaktır…