CENGİZ ERDİNÇ
Organize suçun yeni nesli
Japon polisi 2021 yılında başlayan, 14 bölgeye yayılan 50’den fazla soygundan oluşan bir suç dalgasıyla karşılaştı. Soygunların, yakalanan şüphelilerin telefonlarını araştırdıklarında arkasında bir çete olduğunu fark ettiler. Çetenin beyninin bir takma isimden ibaretti “Luffy”.
Luffy, ya da tam adıyla Luffy D. Monkey, One Piece adlı popüler bir manga dizisinin esas karakteriydi. Luffy’nin soyulacak hedefleri gösteren mesajları Japon polisini Filipinler’e, 2019 yılında Makati’de bir otelde dolandırıcılıktan tutuklanan 36 Japon vatandaşına götürdü. Çoğu Japonya’ya iade edildi ama içlerinden dördü Filipinler’de tutuldu. İzler ”Luffy”nin Filipinler’de tutulanlardan Yuki Watanabe olduğunu gösterdi. Toplam 2 milyar yen (15 milyon dolar) tutarındaki soygunlar internet üzerinden şifreli talimatlarla gerçekleştirilmişti. Daha önemlisi Luffy adamlarını sosyal medya üzerinden ”karanlık yarı zamanlı işler” başlığını taşıyan gizemli ilanlarla buluyordu. Hedeflerini ”polis” gibi arıyor, hesaplarının suçluların eline geçtiğini söylüyorlar, korkudan yararlanarak soygunlarını gerçekleştiriyorlardı.
Cezaevinde cep telefonu kullanabiliyor
Dikkat çekici olan Watanabe’nin bütün bunları yaparken cezaevinde cep telefonu kullanabiliyor olmasıydı. Tochigi’de bir dere yatağında yakılmış olarak bulunan bir çiftin 20 yaşındaki faili ile azmettiriciler arasında hiçbir bağ bulamamıştı. Geçen yıl Japonya’ya iade edilen Watanabe ya da Luffy, Japon polisinin ”Tokuryü” adını verdiği yeni bir organize suç türüyle karşı karşıyla kalmasını sağladı. ”Tokumei” (anonim) ve ”ryüdo” (akışkan) kavramlarının bileşiminden oluşturulan Tokuryü, anonim, düzensiz, hafta sonu gangsterlerinden oluşan tuhaf bir yapıyı gösteriyor. Katı hiyerşiye dayanan Yakuza suç dünyasından çekilirken, yerine bu bulanık ağ yapısı alıyor. Geçen hafta, Luffy için evine girdiği 90 yaşındaki kadını öldürüp, yarım milyon yen değerinde mücevher çalan 21 yaşındaki öğrenci “Tokuryü”, 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Gangsterlerin bir kısmı Yakuza kalıntılarıydı, ama önemli bir bölümü de genç, teknoloji meraklısı, yüksek gelir vaadiyle bu işlere bulaşan, yarı zamanlı çalışanlar ve öğrencilerdi. Japon polisi, 2021 yılı sonundan bu yılın Şubat ayına kadar 10 binden fazla kişiyi ”Tokuryü” olarak sınıflandırdı. Dolandırıcılığa karışan 6170, uyuşturucu işine iren 2292 kişinin organize suç gruplarıyla hiçbir bağı yoktu. Soygun, hırsızlık, sahtecilik gibi işlerden yakalanan 1721 kişi işi ”online” kanallardan almıştı.
Japon Ulusal Polis Teşkilatı cömert bir ücret karşılığı yarı zamanlı karanlık iş anlamına gelen “yami baito” teklif eden sosyal medya mesajlarını bir dizi filtre kullanan yapay zeka ile ayıklamaya çalışıyor.
Organize suçun yeni nesli küresel suç dünyasında Güney Amerika’dan Rusya Federasyonu’na ve Europol’e kadar başka polis örgütlerinin giderek daha fazla mesai harcadığı bir alan.
Meddelin’de küçük bir siber güvenlik firması kuran 21 yaşındaki Christian Rodriguez, Sinaloa’nın büyük kokain tedarikçisi Cifuentes Villa ailesi için 2008 yılında Nokia’nın o şekilsiz akıllı telefonu E71’lerin bağlandığı özel bir sunucu üzerinde çalışan, şifreli mesaj alış verişi sağlayan, asla takip edilemeyecek bir iletişim ağı kurduğunda yeni nesil organize suçun temelini oluşturduğunu fark etmemişti. Rodriguez’in bir uçtan diğerine iki ayrı anahtarla kırılması imkânsız mesajları Sineloa’nın teknolojiye meraklı patronu Joaquin Guzman Loera ya da bilinen adıyla “El Chapo”nun dikkatini çekmiş ve gerisi gelmişti.
Black Berry’lerle başlayan kriptolu sistemler Encrochat, Anom, Sky ECC gibi farklı uygulamalarla yeni neslin organize suçun kokain, cinayet ya da hammaddelere erişimini bütün dünyaya yaydı.
Akıl almaz paraları haraç yoluyla tahsil edebiliyorlar
Yeni nesil çeteleri, klasik ulus aşan suç örgütlerinden ayıran üç önemli faktör var; ağ yapısı içinde hareket etme, ileri teknoloji kullanımı ve politikleşme. Türkiye’de 2020 yılından beri artan çatışma ve cinayetlerle adını duyuran kimi gruplar da yeni nesil organize suçun bu ortak özelliklerini taşıyor. Kurbanlarını GPS cihazı ile izliyor, suç ya da illegal ticaret için partnerleriyle birlikte hareket ediyorlar ve son derece politikler. Balkanlardaki partnerleri adına cinayet işliyor, Fransa ya da Yunanistan’a adam seferber edebiliyor, akıl almaz paraları haraç yoluyla tahsil edebiliyorlar.
“Politikleşme” bildiğimiz anlamda politikanın ötesinde, silah, uyuşturucu, motosiklet ya da cinayet çevriminde dönen faaliyetlerin rap şarkıları ya da Ahmet Kaya cümleleri, Kurtlar Vadisi replikleri eşliğinde, sisteme, onun beyaz yakalı suçlarına yönelen ölümcül bir itiraza dönüşmesi.
İşin bu yanı, yeni nesil organize suçu kavramak için bildik klişeleri bir yana bırakıp, bir istihdam olarak organize suça bakmayı, kent çeperlerinde yoksulluk ve adaletsizlikle sarmalanan genç nüfusun düşünce biçimini anlamayı gerektiriyor.
2020 yılından bu yana İstanbul, Adana, İzmir’de sadece ikili-üçlü husumetlere sahip birkaç çatışma zinciri içinde kırktan fazla cinayet işlendi. Uzun namlulu silah ya da bombaların da kullanıldığı saldırıları tam olarak hesaplamak mümkün değil ama en iyimser tahminle 200 civarı. Bu yılın ilk otuz sekiz haftasında çoğu yeni nesil grupların gerçekleştirdiği en az 13 mafya cinayeti işlendi, 30’dan fazla silahlı saldırı gerçekleşti. 2022 yılında zirveye çıkan çatışmaların bu yıl gerilemesinde eski ve yeni neslin önemli isimlerinin Mayıs ayından bu yana yapılan çeşitli operasyonlarda, bulundukları ülkelerde yakalanmasıydı. Siirtli Naci olarak bilinen Naci Yılmaz, Uğurcan Gündoğmuş, Ramazan Baykara, Recep Demir gibi isimler daha çok Balkanlarda birbiri ardına yakalandı. Can Dalton olarak tanınan Beratcan Gökdemir’in de Osetya’da yakalandığı ileri sürüldü.
Çakıcı’ya yakınlığıyla tanınan Kemal Çağlar Temel öldürüldü
Bu operasyonlarda, Milli İstihbarat Teşkilatı içinde dört yıl önce kurulan organize suçlara ilişkin birimin rolü olduğunu düşünmek mümkün. Nitekim, 29 Ağustos’ta Binali Camgöz’ün Kosova’dan Türkiye’ye iadesi Anadolu Ajansı tarafından üzerine basa basa “MİT getirdi” diye duyuruldu. Son olarak dün Sedat Şahin’e yakın isimlerden Emirhan K. Yunan polisi tarafından Sakız adasında yakalandı. Devletin “bildiği ve kontrol ettiği” eski nesil dışında, kontrolü doğası gereği pek de imkan dahilinde olmayan yeni nesil çetelere huzursuz bir dikkatle baktığını söylemek yanlış olmaz.
Bu noktada yeraltına işlenen son cinayet geçen hafta Alaattin Çakıcı’ya yakınlığıyla tanınan Kemal Çağlar Temel’in öldürülmesiydi. Cinayete karışan 17 şüphelinin profili ya da cinayetin işlenme biçimiyle yeni nesil organize suçun izlerini taşıyor fakat polisin azmettirici olduğunu söylediği Boran Deniz’le ilgili en ufak bir bilgi yok.
Eğer kendini gizleyen tanınmış bir azmettirici varsa bu bağ da patates hatlar, şifreli telegram mesajları, kripto para transferleri ya da benzeri bir dijital çöplükte sonsuza kadar keşfedilmeyi bekleyecek.
Altı çizilmesi gereken şu ki daha önce de klasik mafyanın en büyük gruplarına gözü kara saldırı girişimlerinde bulunan yeni nesil çeteler ilk defa klasik mafyaya yakın bir ismi öldürdü.
Bu cinayetin hayli haraketli ittifaklara sahne olan yeraltının klasik yapıları ve yeni nesil arasında nasıl bir hesaplaşmaya yol açacağını kestirmek çok güç.
Kaynaklar
Karin Kaneko
https://www.japantimes.co.jp/news/2024/05/06/japan/crime-legal/tokuryu-explainer/
Alan Feuer, “Elebaşı, El Chapo Guzman’ın Peşinde”, Nemesis Kitap İstanbul 2021
https://www.aa.com.tr/tr/gundem/mit-suc-orgutu-elebasi-binali-camgozu-turkiyeye-getirdi/3316604