Örtülü ödenek ve hukuk devleti

SEDAT BOZKURT


Siyasetçilerin ağzından düşürmedikleri kavramların başında hukuk devleti gelir. Bu kavram ilk olarak 1864 yılında bir makale ile ortaya atıldı. Prusya Kraliyet Parlamentosu Milletvekili Otto Baehr’in yazdığı makalede; devletin gücünün, vatandaşları keyfi uygulamalardan korumak için oluşturulan yasalar ve değerlerle sınırlandırılması ve bağımsız yargı tarafından denetlenebilmesi anlatılır. Zamanla hukuk devleti, toplumsal örgütlenme tarzının en çağdaş ve ileri düzeyi olarak ifade edilmeye başlanmıştır. Tam 160 yıl önce ortaya atılmış ve insanlık ilerledikçe yeni eklemelerle bugünkü halini almış bir kavram hukuk devleti. Bizim anayasamıza göre de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin niteliklerinden birisi hukuk devletidir.

Hukukun üstünlüğü endeksine göre Türkiye 178 ülke arasında 148. sırada. Yeri hayli sorunlu. Bu sıralamaya karşı Adalet Bakanı her konuşmasında Türkiye’de yargının bugün, hiç olmadığı kadar bağımsız ve tarafsız olduğunu, bu nitelikleriyle Avrupa’nın bile ilerisinde bulunduğunu söylüyor. Oysa 160 yıl önce yazılmış ve yıllar içinde de gelişmiş olan bu kavramın ilk kaleme alındığı o makale bile bunu doğrulamıyor.

Hukuk devletinin modern tanımındaki özellikleri çok net ve anlaşılırdır. Temel hakların teminat altına alınması, hukuki belirlilik, bağımsız mahkeme ve hâkim teminatı ile idarenin yargısal denetimi bunlardan bazılarıdır.

Örtülü ödenek sevgisi

Yasası “Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet ve hükümet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine konulan ödenektir” diye tanımlıyor örtülü ödeneği.

(Devleti ve hükümeti ayrı ayrı ifade etmesi örtülü ödeneğin tarihsel pratiği nedeniyle alınmış bir önlem olabilir, alanının genişletilmiş olması da ayrıca dikkate değer)

Ayrıca cumhurbaşkanı bir kararname ile yasada belirtilen görev ve hizmetler için devletin muhtelif kurumlarında da örtülü ödenek bütçesi oluşturabilir. İmkanlar hayli geniş yani.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık döneminden başlayarak örtülü ödenek harcama konusunda rekorlar kırmaya başladı. En son rekoru 2024 yılının Ocak-Şubat aylarında gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre yapılan harcama tam 5 kat artmış. Devletin hiçbir şeye para bulamazken örtülü ödenekte elinin bu kadar rahat olması da ayrı bir tartışma konusu.

Erdoğan 2005 yılında başbakan olarak 156 milyonluk örtülü ödenek harcaması yaptı, bu rakam 2013’de 1 milyar 248’e çıktı. 2021 yılında 2 milyar 714 bin olan harcamanın rakamı 2023’ün ilk 10 ayında 4 milyar 850 milyonu buldu. Bu yılın ilk 2 ayında ise rakam 2 milyar 182 milyona ulaştı. Erdoğan devletteki gücünü mutlaklaştırdıkça örtülü ödeneğini de katlamaya başladı.
Örtülü ödeneğin benzeri Osmanlı’da da uygulanmaya çalışıldı. Pek çok tartışma yaşandı bu konuyla ilgili. Cumhuriyet döneminde, tek parti yıllarında örtülü ödeneğe ilişkin yaşanmış ya da kayıt altına alınmış bir tartışma mevcut değil ama kendisi var. Örtülü ödenek tartışmalarının ağırı, Yassıada duruşmalarında suçlamaların en ilginci olarak gündeme geldi. İddiaya göre Demokrat Partili (DP) “yandaş” basına (o zaman da besleme denirmiş) örtülü ödenekten mahkeme kayıtlarındaki iddiaya göre 723 bin, bilirkişinin tespitine göre 585 bin lira para aktarılmıştı. Doğal olarak da bu, yasaya aykırıydı. O günün en tartışmalı ismi Necip Fazıl ile onun yayın organı Büyük Doğu dergisi bu payın en büyük kısmını almıştı. Menderes, görüntü altındaki ender savunmalarından birisinde bu iddiaya yanıt verdi ve doğruladı.

Başbakanlık muhabirliği günlerimde “acar gazeteci” olma hevesinin de etkisi ile örtülü ödenek çok ilgimi çekerdi. Başbakanlıkta, örtülü ödenekle ilgilenen ofis ile ilişki kurdum. Sistem gerçekten şahane idi. Ödenekten sorumlu bakan ve Başbakanlık Müsteşarı ödenek sekreteri ile her ay bir araya geliyor. Ellerindeki belgeleri inceledikten sonra “tüm harcamalar yasaya uygundur” zaptını kayıt altına alıp tüm belgeleri imha ediyorlar. Ve bu belge tüm harcamaların yasaya uygun yapıldığının hem mutlak hem de tek belgesi.

Kürt liderlere takım elbise, Parsadan’a para

Turgut Özal Kuzey Irak’taki Kürt liderlerle çok ilgiliydi. Nedeni ayrı ve geniş bir tartışma gerektirebilir. Yurtdışına çıkabilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti pasaportu kullanıyorlardı. Yine bir yurt dışı gezisi öncesinde Ankara’daydılar. Aniden belirlenen bir toplantıya katılabilmeleri için, bir koruma eşliğinde Beymen mağazasına gidilerek 2 lidere takım elbise alındı. O fatura örtülü ödenek sekreteryasının önüne geldi.

Süleyman Demirel örtülü ödenek konusunda çok hassastı. Müsteşarı Necdet Seçkinöz ile Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun’un buradaki varlığı da bunun kanıtıydı.

Örtülü ödenekle ilgili en dramatik tartışmalara Tansu Çiller döneminde tanıklık yaptık. (Bu dönem ortalıkta dolaşarak yaptığı destek açıklamalarına bakmayın. Gerçekten destek açıkladıklarının yanına bile yaklaştırmaması gereken bir siyasidir Çiller)

Anayol döneminde örtülü ödenekten 500 milyar lira para çekildiği önce iddia edildi, ardından da belgesi bulundu. Bu belge meselenin peşine düşen Mesut Yılmaz aracılığıyla elde edildi. Para Özer Çiller’e verilmişti. Özer Çiller’in bunu 1 yıl boyunca borsada değerlendirdiği iddia edilmişti. Bu skandalı ortaya çıkaran, Çiller’in bir dönem sonra hükümet ortaklığı yapacağı Refah Partisi idi. Çiller bu iddiaya önce sert çıkarak, ‘‘Bu iddiayı ortaya atanlar şerefsiz ve milliyetsizdir'' dedi. Belge ortaya çıkınca da” bu paranın nereye verildiğini açıklarsam savaş çıkar” diyerek kendini savunmaya çalıştı. Çiller’in örtülü ödenekteki bir başka vukuatı da dolandırıcı Selçuk Parsadan’a para kaptırmasıydı. Parsadan, Genelkurmay Başkanı Necdet Öztorun’un adını kullanarak seçimlerde emekli subaylar olarak DYP adına çalışma yapmak istediklerini belirterek örtülü ödenekten 5,5 milyar lira para almıştı.

Refahyol döneminde de Libya’nın Çeçenlere gönderdiği para yardımı nedeniyle örtülü ödenek tartışma konusu olmuştu. Libya’dan gelen para yerine örtülü ödenekten 2 milyon dolar yardım yapıldığı iddialarını Mesut Yılmaz araştırttı ve Libya kısmı aydınlatılmasa da örtülü ödenek kısmına ilişkin iddialar doğrulandı.

Devletin kasasında metelik yok. O, 5 sente muhtaç günlerin aynısının içinden geçiyoruz. Hiçbir kuruma bütçesinde belirtilen ödeneğin tamamı verilemiyor. Maliye Bakanı iş adamlarını, yeni dönemde devletten bir kuruş alamayacaksınız diye açık açık uyarıyor. Böyle bir dönemde 2 ayda örtülü ödenekten harcanan para 2 milyarın üzerinde, bütçe açığı 2 ayda 300 milyarın üzerinde ve bunu denetleyen yok.

Hukuk devleti kavramının, anlamıyla birlikte nasıl önemli olduğunu 160 yıl önce kaleme alan Prusya Kraliyet Parlamenterini saygıyla analım…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SEDAT BOZKURT Arşivi
SON YAZILAR