Saray'ın HDP planı ne?

Anayasa Mahkemesi geçen hafta HDP hakkındaki kapatma davasında, sözlü savunma tarihini 11 Nisan'a erteledi.

Ayrıca, HDP'nin Hazine yardımı hesabına konulan bloke kararını da kaldırdı.

Seçime iki ay kala verilen bu kararlar haliyle dikkat çekici.

Sahi ne olmuştu da 5 Ocak'ta HDP'nin siyasi partilere yapılacak Hazine yardımından payına düşen paraya bloke koyan AYM, iki ay sonra bu kararını bozdu. Ve HDP’nin sözlü savunmasını bir ay erteledi.

Baştan bakalım. Tabii bakarken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın partinin kapatılması istemini oluşturan gerekçelerin altının ne kadar boş olduğunu da unutmayalım.

AYM tarafından daha önce HDP'nin sözlü savunması için 14 Mart tarihi belirlenmişti. Ancak 6 Şubat depreminin ardından HDP, AYM'ye başvurarak sözlü savunmanın 3 ay ertelenmesini istemişti.

HDP'nin talebi ülkeyi derinden sarsan depreme dayanıyordu. HDP avukatları da depremden etkilenmişti.

Talebi inceleyen AYM, üç ay değil de yaklaşık bir aylık bir erteleme kararı verdi.

Muhtemelen bunun dayanağı HSK'nın deprem nedeniyle aldığı "OHAL ilen edilen illerde acil işler dışındaki duruşma, müzakere ve keşiflerin 6 Nisan 2023'e kadar ertelenmesine" ilişkin kararıydı.

Yani bir bakıma hukuka uygun bir karar verildi.

Peki niye üç ay değil de bir ay erteledi AYM. Malum, seçimler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla 14 Mayıs’a alındı. Eğer AYM üç ay erteleme talebini kabul etseydi HDP seçimlere kapatma davasının stresi altında değil de daha rahat bir kampanya ile hazırlanabilirdi.

Hukukçulara göre AYM’nin kapatma davası için kararını seçim öncesine yani 14 Mayıs öncesine yetiştirmesi zor. Ama burası Türkiye. Ve yargı kararlarına siyasetin etkisi bilinen bir gerçek.

Yani HDP seçimlere üzerinde AYM gölgesiyle hazırlanmak durumunda kalacak, kapatma davası demoklasin kılıcı gibi tepesinde sallandırılacak.

Gelelim Hazine yardımına konulan bloke kararının kaldırılmasına. İşte asıl şaşırtıcı olan belki de AYM’nin aldığı bu yeni karar oldu.

Bu karar özellikle Cumhur İttifakı’nın ortağı Devlet Bahçeli’yi oldukça kızdırdı. Öyle ki AYM Başkanına “HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı olması“ çağrısında bile bulundu.

Baştaki sorumuza dönelim; sahi ne olmuştu da AYM’deki iki üye iki ay içinde kararını değiştirmiş ve HDP’nin Hazine yardımına konulan bloke kaldırılmıştı.

Oyları sürekil aşağı doğru giden Saray yeni bir Kürt açılımı hamlesine mi hazırlanıyordu gerçekten?

Kulislerde kimi senaryolar dolaşıma sokuldu.

Bunlardan bir tanesi de “Son günlerde Ankara’da kapalı kapılar ardında önemli toplantılar yapıldığına“ ilişkindi.

Hatta “Son dönemde ön planda olmayan Erdoğan’ın yakınıda olan bir ismin ekibiyle ‘çalışmalar‘ yaptığı, Kürt oylarının bir bölümünün Beştepe’ye nasıl döndürüleceğinin masaya yatırıldığı“ yazıldı.

Sanki Saray’da yeni bir Kürt açılımı hazırlığı varmış gibi, hatta bu hazırlığın da uluslararası boyutta olduğu ileri sürüldü.

Peki durum gerçekten öyle mi?

Saray’da HDP kapatma davasına ve Kürt sorununa farklı yaklaşan iki kesimin olduğu biliniyor. Bir ekip HDP’nin kapatılmasından yana, diğer ekip ise özellikle seçim öncesi parti kapatan bir iktidar görünümünden kaçınılması gerektiğini dillendiriyor.

Saray’da bir ekip iktidarın Kürt politikasına yönelik bir çalışma yürütüyor. Özellikle Efkan Ala’nın içinde yer aldığı ekip AKP’nin Kürt politikasını değiştirmesini, sert yaklaşımını durdurması gerektiğini savunuyor.

Ve evet, ABD’nin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek ve İran’a karşı daha sert politikalar uygulamak için bölgede bir takım girişimleri olduğu da alınan haberler arasında. Bu girişimlerin bir parçası da hem Türkiye’deki hem de Suriye’deki Kürt sorununa daha “barışçıl“ yaklaşım sağlamak ve daha stabil koşullarda İran’ın üzerine yürümek.

Olur mu olmaz mı henüz bilmiyoruz. Olsa da seçim öncesinde mi olur, orası da muğlak. Ve tabii daha önemlisi bu çalışmanın AKP ile ilgisinin olmaması.

AKP daha doğrusu Saray, bu saatten sonra ne yaparsa yapsın HDP seçmeninin, özellikle de HDP’ye gönül veren Kürtlerin oyunu alamayacağını çok iyi biliyor. Bunun sağlamasını da son yerel seçimlerde yaptı.

Ama varlık yokluk seçimine giden Saray’ın kendisinden bir oyun bile kaçmasına tahammülü yok. İşte Saray’ın yapmaya çalıştığı bu. Gerek batıda gerekse doğuda halen AKP’ye oy veren Kürt seçmenin kendisinden uzaklaşmasını engellemeyi hedefliyor.

Asıl derdi “Kürt oylarını Beştepe’ye döndürmek“ falan değil.

Seçime giderken “parti kapatan iktidar“ görünümü vermemek, ABD’nin Ortadoğu planını sanki kendisinin de içinde yer aldığı bir “çözüm planı“ gibi göstermeye çalışmak ve tabii bu arada kimi Kürtlerin kafasını karıştırmak.

Elbette Saray’ın iki aylık seçim sürecinde ne gibi yeni planları devreye sokacağını henüz bilmiyoruz.

Ama şunu söylemek gerekir ki; seçimi kaybetmemek için HÜDA-PAR ile “dost ittifakı“ kuran Saray’dan hala Kürt sorununa çözüm beklemek saflıktan bile öte bir durum olmaz mı?

Seçim yaklaştıkça kaybettiğini daha net görecek olan Saray iktidarı umarız daha “çılgın proje“lerden medet ummaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AYŞE YILDIRIM Arşivi
SON YAZILAR