AYŞE YILDIRIM
Berzenci’den PKK’nin silahları yakmasına; Casane’nin önemi
Birinci dünya savaşının ardından İngilizler Irak'ı işgal etmişti.
'Kürdistan hükümdarı' olarak bilinen Şeyh Mahmut Berzenci İngilizlere karşı direndi ve bir ayaklanma başlattı.
Berzenci’nin ayaklanmanın merkez üssü olarak seçtiği yer ise Süleymaniye’nin kırsalında yer alan Casane (Casene/Jasana) Mağarasıydı.
Berzenci, gazetenin gücüne ve önemine inanıyordu. Düşüncelerini, Kürtlerin taleplerini duyurmak için ‘Kürdistan‘ isimli bir gazete çıkartmıştı.
İngiliz saldırısı sırasında matbaayı Casane Mağarası’na taşıtmıştı. Ve bu kez mağaradan taleplerini anlatan bir gazete çıkarmıştı: "Bangi Heq" (Hakka Çağrı)…
Casane Mağarası, 1970'li yıllarda ise KDP ve YNK'nin merkeziydi.
Yani Kürt tarihinde önemli bir yere sahip Casane Mağarası.
İşte o yer dün yine tarihi bir ana ev sahipliği yaptı.
Berzenci'nin İngiliz işgaline karşı Kürt ayaklanmasını yürüttüğü yerde yüz yıl sonra bu kez barış için silahlar yakıldı.
Sade, kısa ama anlamı büyük bir törenle PKK’li bir grup sembolik olarak silahlarını imha etti.
KCK Eş Başkanı Bese Hozat'ın önderliğinde 30 PKK'li mağaradan alana geldi. 15 kadın, 15 erkek.
Silahını yakılması için büyük kazana ilk koyan isim de Bese Hozat oldu.

Öncesinde Barış ve Demokratik Toplum Grubu imzalı açıklamayı okudu Hozat.
Açıklamadaki şu vurgu önemliydi; "demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde sizlerin huzurunda silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz".
Açıklamanın Kürtçe olarak da okunmasının ardından Bese Hozat, metnin dışına çıkarak benzer bir vurguyu yaptı:
"Kuşkusuz bu tarihi girişimin başarıya ulaşması için çok ciddi hukuksal reformlara ihtiyaç var. Yasal ve anayasal düzenlemelere ciddi bir ihtiyaç var, gerekliliktir bunlar. Bu sürecin başarıya ulaşması için bunlar gerekli."
Anımsarsanız 27 Şubat'ta Sırrı Süreyya Önder de, Öcalan'ın PKK'nin feshi ve silah bırakma çağrısını okuduktan sonra metnin dışına çıkmıştı ve Öcalan'ın şu notunu paylaşmıştı:
"Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyasetin ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir notunu da bizlere iletti."
Örgütün mesajı net; biz adım attık, sıra sizde. Yani sıra hukuki düzenlemelerde.
Şimdi gelelim Bahçeli'nin dün sıcağı sıcağına yaptığı açıklamaya.
"PKK'nın kurucu önderliği sözünü tutmuş, taahhüdünün ardında durmuş" diyordu Bahçeli.
Örgüt sözünü tuttu ve taahhüdünün ardında durduysa sırada hukuki adımlar var demektir diye okuyabiliriz Bahçeli’nin bu açıklamasını.
Peki nasıl hukuki adımlardan söz ediliyor? Muhtemelen onu da bugün Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yapması beklenen “önemli“ açıklamadan öğreneceğiz.
Dünkü tören “sembolik“ti.
Bundan sonra ne olacağı herkesin yanıtını beklediği soru.
Hem Türkiye devleti yetkililerinin hem örgütün süreci sadece Türkiye üzerinden değil Suriye ve Rojava özelinden takip ettiğini de unutmayalım.
Özellikle MHP’li yetkililerin sık sık yaptığı “provokasyon“ tehlikesini göz önünde bulundurursak aslında her şey şimdi başlıyor denilebilir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sürece destek verdiklerini ve barışın yanında yer aldıklarını vurgularken pek çok kişinin kafasında soru işareti uyandıran o noktaya parmak basıyordu:
"Türkiye'de tam bir barış ortamının tesisi ancak adalet ve demokrasiyle mümkündür. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyımların atandığı, Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan soruşturmaların sürdüğü, seçilmiş siyasetçilerin hukuk dışı yöntemlerle hapiste tutulduğu ve demokratik rekabetin sakatlandığı bir ortam toplumsal barışın baş düşmanıdır, iç cephemizi tahkim etmek gayretinin önündeki en büyük engeldir."
Riskli ve uzun bir dönemin başlangıcındayız yine.
Dün barış için sembolik olarak silahlar yakıldı ama onu sonuca ulaştıracak ve sağlam temellere oturtacak adımlar henüz meçhul.
Adalet ve demokrasi olmadan barış nasıl olacak sorusu yanıtını bekliyor.
PKK‘nin dün sembolik de olsa silahların imhası için Kürtler açısından tarihi öneme sahip bir yeri seçmesi süreç açısından anlamlıydı.
O nedenle her şeye rağmen Casane’de yakılan silahların ateşinin barışın müjdesi olmasını dileyelim.
Cinayet
21 Temmuz 2025 Pazartesi 00:10Bu ‘korku filmi‘ biter mi?
06 Temmuz 2025 Pazar 00:05Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'kayyım' çarpıtması
28 Haziran 2025 Cumartesi 00:10‘Bütün avukatları öldürelim‘
22 Haziran 2025 Pazar 00:20Adını koyalım: Kemal Kılıçdaroğlu sevgisi mi, Özgür Özel korkusu mu?
14 Haziran 2025 Cumartesi 00:09Kılıçdaroğlu'nun geldiği aşama: ‘Ya benimsin ya kara toprağın’
01 Haziran 2025 Pazar 00:20İnfaz düzenlemesi tamam, sıra Kobane davasında
25 Mayıs 2025 Pazar 00:04İmamoğlu için aranan örgüt bulundu mu?
18 Mayıs 2025 Pazar 00:07Kısa Dalga açıklıyor: Öcalan'ın cezaevi koşullarında radikal değişim: Daha geniş mekana alındı, sekretarya oluşturuldu
09 Mayıs 2025 Cuma 15:49Öcalan’ın Demirtaş’tan isteği
28 Nisan 2025 Pazartesi 18:00