MÜHDAN SAĞLAM

MÜHDAN SAĞLAM

ÜCRET ZAMLARI İLK AYDA ERİDİ, TEMEL YAŞAM GİDERLERİ ARTIYOR

2022 yılının ilk enflasyon rakamları bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından duyuruldu. Geçtiğimiz aylarda olduğu gibi TÜİK ile ENAG arasındaki uçurum dikkat çekiyor. TÜİK’e göre Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) yılın ilk ayında yüzde 11,11 oranında arttı, TÜFE’de yıllık enflasyon yüzde 48,69’a çıktı. Üretici fiyatlarındaki artışsa bir önceki ayda olduğu  gibi sert biçimde yükseldi. Kuruma göre Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık bazda yüzde 10,45 arttı. 

Son artışla beraber ÜFE’deki artış yıllık bazda yüzde 93,53 oldu. Öte yandan tüketiciler tarafından daha gerçekçi bulunan ENAG verileri durumun daha vahimleştiğine işaret ediyor. ENAG’a göre TÜFE ocak ayında yüzde 15,52 oranında arttı ve 12 aylık enflasyon yüzde 114,87 oldu. 


ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ TIRMANMA: ENFLASYON ARTIŞI DEVAM EDECEK


Geçtiğimiz aylarda olduğu gibi senenin ilk ayında üretici fiyatlarındaki tırmanış dikkat çekici. Ocak ayında ÜFE yüzde 10’un üzerinde artarak 12 ayda yüzde 93,53’e çıktı. Bu, şu demek bir koltuğun, bir ev eşyasının üreticiye bedeli bir önceki yıla nazaran neredeyse iki katına çıktı. Ancak yıllık değişimler dikkate alındığında 2018’den bu yana üretici fiyatlarıyla tüketici fiyatları arasında küçük bir makas bulunuyor. 

Ekonomist Mustafa Murat Kubilay ve Oğuz Demir’e göre bu durumun iki açıklaması olabilir. Ya üreticiler tüketicilere zammı birebir yansıtmamak için kendi sermayelerini feda ediyor ya da tüketici fiyatları eksik ölçülüyor. M. Murat Kubilay Twitter’daki paylaşımında tüketicilerin enflasyonu daha fazla hissettiğine dikkat çekerek aslında olanın eksik ölçüm olduğunu ifade etti. Eksik yansıtma ya da maliyetin altındaki satış ÜFE ile TÜFE arasında bir uçurum var ve ÜFE’deki artış birebir tüketiciye yansıtılmayacak olsa bile açık olan bu sepetteki artışın kısa süre içinde tüketici fiyatlarını yukarı yönde etkileyeceği. Üretici fiyatlarında bunlar yaşanırken tüketicinin sepetinde yüzde 50’nin üstünde artışın görüldüğü üç kalem dikkat çekiyor. 

Şaşırtıcı olmayacak şekilde tüm toplumda sosyal medyada faturaların paylaşılmasına neden olan elektrik fiyatlarındaki artış ocak ayı enflasyonunda da lider. 1 Ocak itibariyle elektrik fiyatları meskenlerde 150 kWh kadar olarak kısım için yüzde 50 (birim fiyatı 137 kuruş), 150 kWh saat üstü içinde yüze 127 artırılmıştı. Toplumdan gelen itirazlar 150 kWh sınırının yetersizliğini gözler önüne sermiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta 150 kWh’lik alt sınırı 210 kWh çıkardıklarını söylemişti. Buna rağmen 210 kWh dört kişilik bir ailenin temel elektrik ihtiyacı (buzdolabı, kombi, televizyon, çamaşır makinası, aydınla) ihtiyacı düşünüldüğünde yeterli bulunmuyor. Elektrik Mühendisleri Odası’na (EMO) göre dört kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kWh. Alt sınırın ne olması gerektiği tartışması devam ederken TÜİK’e göre enflasyonun şampiyonu elektrik. Bu kalemdeki artış oranı yaklaşık yüzde 70. Grup bazında en yüksek artışsa 21,9 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 18,91 ile konut ve yüzde 12,82 ile ev eşyası oldu.


Öte yandan enflasyon sepetindeki ürünlerin ağırlıkları dikkate alındığında TÜİK’in ocak ayında bazı kalemlerin ağırlığını değiştirdiği görülüyor. Örneğin zamların ardı ardına geldiği konut harcamalarındaki (elektrik, su, ısınma, kira) düşüş dikkat çekici. 2021’de konutun sepet içindeki ağırlığı yüzde 15,36 iken bu 2022’de yanı Ocak ayında yüzde 14,12’ye düşürüldü. Aynı strateji alkollü içecekler ve tütün kaleminde de izlendi, bu ürünlerin ağırlığı 4,88’den 4,31; gıda ve alkolsüz içeceklerin ki de yüzde 25,94’ten yüzde 25,32’ye düşürüldü. Söz konusu üç ürün grubunun adeta zam yağmuruna tutulduğu dikkate alındığında bunların ağırlığında yapılan bu oynama enflasyonun genel görünümüne etki ettiği ve en azından yılın ilk ayında yüzde 50 enflasyonun görülmesine engel olmuşa benziyor. 

ÜCRETLER ERİRKEN TEMEL YAŞAM GİDERLERİ ARTIYOR

TÜİK’in açıkladığı verilerde yıllık bazda artış kalemleri incelendiğinde  temel yaşam kalemlerindeki artış dikkat çekici. Buna göre bir önceki yıla göre ulaştırmada enflasyon (zam) oranı neredeyse yüzde 70. Ulaştırmada vergi politikasının yanı sıra bir yıl içine araç ve akaryakıt fiyatlarında yaşanan artış yılın şampiyonu olmasının nedenini de açıklıyor. Örneğin 3 Şubat 2021’de İstanbul’da benzin ve motorinin litre başı fiyatı sırasıyla 7,19 ve 6,62 lirayken bugün bu fiyatlar 14,48 ve 14,65 lira. Bunun yanı sıra özellikle İstanbul ve büyük şehirleri birbirine bağlayan köprü, yol ve otoban ücretlerine 1 Ocak’ta yüzde 24 ile 50 arasında zam yapılmıştı. İşte bu durum bir bütün olarak ulaşımda fiyatların neredeyse yüzde 70 oranında artmasının hızlandırıcıları. Türkiye’nin iç koşullarının yanı sıra küresel piyasalarda petrol fiyatlarının son 7 yılın zirvesini görmesi ve 90 dolar eşiğini aştığı bu eğilim süreceğine dönük öngörüler dikkate alındığında ulaşımdaki enflasyonun artışı sürecek.

Yıllık enflasyonda artışın yüzde 50’nin üzerinden olduğu bir diğer grup gıda ve alkolsüz içecekler. TÜİK’e göre bu gruptaki ürünlerin fiyatı geçen yıla göre yüzde 55,61 oranında arttı. Bir başka ifadeyle geçen yıl 1 liraya alınan 100 ml ayranın fiyatı bu yıl 1,56 lira oldu. Tabii bunun ortalama olduğu ve TÜİK’in zamları eksik yansıttığı iddiası da unutulmamalı. Yüzde 50’nin üzerinde artışın görüldüğü son kalem 54,53 oranında artışın görüldüğü ev eşyası. Yani geçen yıl evinize aldığınız herhangi bir eşyanın fiyatı yarısından fazla olacak şekilde zamlanmış. 

Değinilen üç kategoride yüzde 50’nin üzerinde olan artışlar temel yaşam giderleri ve özellikle alt ve orta kesimi doğrudan yoksullaştırıcı bir etkiye sahip. Nitekim enflasyonun genelinde görülen bu artış asgari ücret ve memur maaşlarındaki erimeyle kendini gösteriyor. Örneğin Aralık ayındaki görüşmeler uyarınca daha önce 2826 lira olan asgari ücret 4250 liraya çıkarılmış yani 1424 liralık bir zam yapılmıştı. Ancak enflasyon bir önceki yıla göre neredeyse yüzde 50 oranında arttı. Buysa aslında asgari ücret zammının neredeyse yılın ilk ayında erimesi anlamına geliyor. Benzer bir durum memurlar içinde geçerli. 2022’de memurlara yüze 30.5 zam yapılmıştı. Öte yandan resmi enflasyon bile yüzde 48. Yani memurların zammı şimdiden enflasyonun altında kaldı. Hükümet belirli aralıklarda memurlara enflasyon farkı ödüyor, ancak ücretli çalışanlar için böyle bir durum söz konusu değil. Türkiye son bir ayda ivmelenmiş şekilde kuryelerin, fabrika işçilerinin gazetecilerin grevlerine tanıklık ediyor. Grevleri bitiren ücret artışlarıysa genellikle yüzde 33-38 arasında. Öte yandan ücreti Ocak ayında yüzde 33 artan bir ücretli henüz zamlı maaşı eline geçmeden enflasyonla gelen zammın hiç olduğunu görüyor/görecek. 

Özetlemek gerekirse; 2022 son bir yıldan aldığı bakiyeyle henüz ilk ayında yüzde 50’lik bir enflasyonu beraberinde getirdi. Üretici fiyatlarındaki artışın ay ay yükseldiği ve hızını düşürmediği dikkate alındığında önümüzdeki aylarda yüzde 60’lık enflasyon şaşırtıcı olmayacak.

Bu durumun şaşırtıcı olmayışı daha çok yoksullaşmayı ve mahrumiyeti ortadan kaldırmıyor. Asgari ücret zammı ilk ayda erirken pek çok sektörde ücretler ocak enflasyonun altında kaldı. Üstelik zamda liderliği kimseye bırakmayan kalemler toplumun tamamını yatay kesiyor, ancak en çok alt ve orta sınıfı vuruyor. Yani 2022’de yoksulların daha çok canı yanacak, orta sınıf içinse yoksul sınıfa doğru kayma hızlanacak.



Önceki ve Sonraki Yazılar
MÜHDAN SAĞLAM Arşivi
SON YAZILAR