Yeni bir dünya, yeni bir medya (mı)?

2020’yi geride bırakırken medya da teknolojik yeniliklerden siyasi iklime, COVID-19 salgınının etkilerinden ekonomik zorluklara, tüm gelişmelerden nasibini aldı. Haber alma ve medyayı kullanma biçimlerini radikal biçimde etkileyen bu gelişmelere, kimi zaman gazeteciler de yetişmekte, anlamakta zorlanıyor.

Artık fake news (yalan haber) tartışmaları bile başka bir boyuta taşındı. Düşünsenize, tarihte ilk kez bir siyasetçinin, ABD Başkanı Trump’ın tvitleri engellendi. Trump’ın hesabı, Twitter’ın kurallarını tekrar tekrar ihlal etmek, halkı şiddete teşvik etmekten kalıcı biçimde askıya alındı. Seçimi kaybetmeseydi, Twitter bu kararı alabilir miydi, sanmam.

Başka bir ülkede, mesela Türkiye’de benzer örnekleri görebilir miyiz dersiniz? ABD merkezli sosyal medya şirketlerinin, başka bir ülke liderini “yalan, iftira, şiddete ve nefrete teşvik” gibi nedenlerle kırmızı kart vermesi zor görünüyor. Öte yandan, tüm Dünya’da sosyal medyayı düzenleyecek yasalar, yönetmelikler konuşuluyor. Türkiye’de yeni sosyal medya yasası yürürlüğe girdi bile, temsilcilik açmayan şirketlere para cezası verildi. Reklam yasağı nasıl uygulanacak henüz belli değil, bir sonraki aşama şirketlerin bant genişliğini daraltmak.   

Peki 2021’de medya ortamı nasıl değişecek? Medya kuruluşları varlıklarını nasıl sürdürecek? “Yeni medya araçları” hakikaten basın özgürlüğü ve doğru habercilik için kurtuluş olabilir mi?

En önemlisi, Türkiye gibi Dünya basın özgürlüğü sıralamasında diplerde sürünen, gazetecilik faaliyetinin terörle iltisaklandırıldığı, doğru haberciliğin finansal ve siyasal baskılar altında zorlaştığı bir ülkede medya, ne yapacak? Baskı ve sansürü aşmaya çalışan gazeteciler, daha geniş kitlelere ulaşmak için yeni medya araçları bulabilecek mi?

Bu soruların hepsine yanıt bulmak zor. Meslek hayatının 22 yılını merkez/ geleneksel medyada geçiren, son beş yıldır online medyanın farklı türlerinde (web sitesi, online TV, son olarak podcast) denemeler yapan bir gazeteci olarak, eldeki araştırmalardan yola çıkarak kristal küreye baktım.

Türkiye’de değişen medya ortamı

AKP-MHP ittifakının basını kontrol etme eğilimi azalmadı, aksine artıyor ve çeşitleniyor. Pek çok gazeteci ve kurumun keyfi olarak cezalandırıldığına tanık oluyoruz. Ağır hapis cezalarından ilan kısıtlamalarına, para cezasından itibarsızlaştırmaya, içerik engellemeden hedef göstermeye, türlü yöntem uygulanıyor. Özellikle TV ve gazetelere yönelik yaptırımlardan kaçan, işten çıkarılanlar, yeni medya araçlarıyla halka ulaşmaya çalışıyor.

Geleneksel gazetecilik, yeniliklere uyum gösterebiliyor mu? Bu soruya cevabım, çeşitlilik artsa da kaliteli, özgün içerik arayışının sürdüğü, kısıtlı kaldığı... Online medyada kopyala yapıştır geleneği sürüyor, tecrübeli gazetecilerin çoğu yeni medyaya alışmaya çalışırken eski alışkanlıklarından kolay vazgeçemiyor.

Peki nasıl bir medya ortamı bu? Türkiye’de medya güvenirliği, medya takibi ne durumda?



- Oxford Üniversitesi- Reuters Enstitüsü’nün yıllık “Dijital Medya Raporu”na göre son beş yılda televizyondan haber alma hala bir numarada, fakat hafif bir düşüş eğilimi de var: 2019’da haber alma kaynağı yüzde 74 oranında TV iken, 2020’de %68’e düşmüş.
Buna karşılık sosyal medya dahil olmak üzere en çok internetten haber alma eğilimi yüzde ikilik bir düşüşe rağmen, bir numarada. En çok da cep telefonundan habere erişim sağlanıyor.

  • Habere güven, yüzde 55’lerde. Markaya güvende ilk beşte, nispeten muhalif/nötr sayılabilecek yayınlar geliyor: Fox TV, NTV, Sözcü, Habertürk ve Cumhuriyet. “Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları-2020” araştırmasıysa, parti taraftarlığına göre hangi medya kurumlarının takip edildiğini ortaya çıkardı. Buna göre AKP-MHP taraftarı A haber, Sabah, Hürriyet’i “tarafsız” olarak nitelerken haritanın diğer ucundaki CHP için Sözcü, Cumhuriyet, Fox öne çıkıyor. 

Online habercilik çabaları ne kadar ilgi görüyor, mesela TikTok veya haber podcast’lerini kim takip ediyor, bilinmiyor. 

4


 

  • Pandemi, rejim yanlısı ve muhaliflerin farklı medya gerçekliklerini keskinleştirdi. Sosyal medyada herkes kabilelere ayrıldı; algoritmalar sağolsun kendinize en yakın gördüğünüz, en sık takip ettiğiniz hesapları ve benzerlerine daha çok maruz kalıyorsunuz. Öte yandan sadece iktidar ve destekçileri değil, muhalif kaynaklar da yalan/yanlış/eksik/çarpıtılmış bilgiler yayabiliyor. Facebook’un son hamlesi nedeniyle Whatsapp’ın bir “bilgi paylaşma kaynağı” olarak popülerliğini kaybetmesine neden olabilir. 

Dünyadan 2021 medya tahminleri

COVID-19 sağolsun, eski alışkanlıkların yerine yenilerine hızla uyum sağlıyoruz: Whatsapp ve zoom mesaisinin gündelik hayatımızın merkezine yerleşmesi, Netflix gibi dijital platformlar ve canınız istediğinizde dinleyip izleyebileceğiniz yayınların çeşitlenmesi, gibi. Reuters Enstitüsü, 2021’in dijital alanda hızlı ve derin bir değişim yılı olacağını öngörüyor. Anlayacağınız kısıtlamaların, sosyal mesafenin hayatımıza getirdiği yeniliklerin bir kısmı kalıcı olacak. (Raporun tamamı) 
Başlıca yenilikler şunlar:

  • Yayıncılar e-ticaret ve aboneliğe daha fazla ağırlık verecek. Belirsizlikler, habere olan ilgiyi artırırken basılı yayınlar ve dijital reklamcılık açısından işler pek parlak gözükmüyor. Türkiye’de ne olur derseniz, gazete tirajları trajik kayıplar yaşamaya devam ediyor. Büyük medya grupları bile kapanmalarla, daralmalarla karşı karşıya kalabilir. Muhalif, küçük yayınların ayakta kalabilmesi ve okur desteğini canlı tutmak için yıllık abonelik, dijitalde çeşitlilikten başka çaresi yok.
  • Dev dijital teknoloji platformları, ifade özgürlüğünün sınırlarını yeniden düşünmeye zorlanacak. Reuters’ın tahmini, güvenilir haber kaynaklarına verilen önemin ve finansal desteğin artacağı, iyi gazeteciliğin bilgi yığınlarından ayrılacağı yönünde. Ayrıca Dünyanın farklı köşelerinden gazeteci ve yayıncılar, gazetecilikte tarafsızlığın, daha doğrusu adil gazeteciliğin her zamankinden önemli olacağına işaret etmiş. Amin!

(Grafik: Yapay zeka yardımıyla haber yayımlayan kurumlar.) 

  • Çok acayip gelişmeler kapıda. Mesela Yapay Zeka’nın yayıncılıkta da kullanılmaya başlanması gibi. Yapay Zeka, bir gün gelirse Türkiye medyasında nasıl kullanılacağını hayal bile etmek istemiyorum!
  • Gazeteciler, online videoların, yanlış haberin yayılmasının başlıca sorumlusu olarak görüyor. Öte yandan sesli medya, haberciliğin yükselen yıldızı... Bu alanda hem içerik, hem iş modellerinde yenilikler bekleniyor; paralı podcast ve platformlarda çeşitlilik artacak. 5G’si olan yerlerde giyilebilir yeni araçlar (gözlük gibi) yaygınlaşırken yayıncılar da içeriklerini buralara aktarmanın yollarına bakacak.
  • Pandemi, gazetecilerin neredeyse tüm işlerini evden yürütmesine neden oldu. Televizyoncular nöbetli çalışıyor, stüdyoda bulunması gerekenler haricinde herkes evini stüdyoya çevirdi. Türkiye’de serbest çalışanlar evden çalışmaya alışıktı, şimdi online ve basılı yayınlarda çalışanlar da alıştı. Peki yazıişlerine dönüş olacak mı? Biraz zor gözüküyor. En büyük haberler bile online araçlarla kotarılılabiliyor. Öte yandan gazeteciliğin eve kapanması, doğasına aykırı. Çalışma saatleri uzadı, prodüksiyon karmaşıklaştı. Buna karşılık, pandemi önlemleri faslı biraz hafiflediğinde yüz yüze temasın, haberciliğin öne çıkacağı tahmin ediliyor.

“Biz de podcast işine girelim abi”

Son olarak podcast işine bakalım: Türkiye’de de özellikle genç nesillerin daha fazla ilgisini çeken, çeşitlenen podcast haberciliğin, 2021’de güçleneceği tahmin ediliyor. Haber podcast’ini geçen tek tür, komediler. Altı ülkede, 100 günlük haber podcasti var. Çoğu, günde 4 milyon dinleyiciye ulaşan New York Times’ın “The Daily”sinden esinlendi. Pandemiye özel yapılan düzenli podcast’ler de çok dinlenildi.

Amazon, podcast işine daha fazla ağırlık verirken Spotify, Apple’ı geçerek podcast platformu alanında bir numara oldu. büyük platformlar şimdiden podcast üretimi ve dağıtımını doğrudan kontrol etmeye çabalıyor. Spotify Gimlet Media, Anchor ve Parcast’ı satın aldı. Podcast “işi”, talebe bağlı video indirme savaşlarına benzer bir dinamiğe doğru gidiyor.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHVEŞ EVİN Arşivi
SON YAZILAR