MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Zorunlu istikamet borsa, ama nereye kadar?

Borsa İstanbul (BİST) 100 endeksi 25 Ekim itibariyle 4 binin üzerini görerek 2022 yılının rekorunu kırdı. Bu hedef yıl sonu için konmuştu, ama 3. çeyrek bilanço dönemi, bankalarda yüksek kar beklentisi gibi etkenlerle hedefe erken ulaşıldı. Sadece bilanço dönemi etkisi değil, uzun süredir hisse senedi dışında "enflasyondan korunacak" alan kalmamış olması "yükselen riske" rağmen Borsa İstanbul'u öne çıkarıyor.

Enflasyon yüzde 100'ü aştığı halde Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun "politika faizini" yüzde 10.50'ye kadar düşürmesi ve bir sonraki toplantıda yüzde 10'un altına indireceği sinyalini vermesi, elinde para bulunanları "örtülü" biçimde borsaya kanalize ediyor.

Düşük mevduat faizlerinin yanı sıra; Kur Korumalı Mevduat hesaplarının cazibesini yitirmeye başlaması, emtialardaki zayıf seyir, gayrimenkuldeki şişkinlik gibi faktörler de vatandaşın borsaya yönelmesinde etkili. " Seçeneksizlik" borsada yükselen riski "görünmez" kılıyor. Yeni yatırımcılar borsaya akın ettikçe, endeks alımların etkisiyle ister-istemez yükseliyor.

Borsa performansı hükümet açısından önemli. Seçim sürecinde endeks yükseldikçe topluma "işler iyi gidiyor" mesajı veriliyor. Ancak endeks 4 bine ulaşınca "nereye kadar" sorusunu yöneltmenin zamanı geldi.

Borsadaki yatırımcı sayısının artması oluşabilecek bir çöküşte mağdur olacakların sayısını da artıracaktır.

31 Aralık 2019'da 1 milyon 216 bin olan borsadaki yatırımcı sayısı, 15 Ocak 2021'de 786 bin artışla 2 milyon 2 bin kişiye ulaştı.

Aradan geçen sürede yüz binlerce kişi daha borsaya girdi ve 18 Ekim 2022 itibariyle yatırımcı sayısı 2 milyon 752 bin oldu. Yaklaşık 1 yıl 9 aylık sürede 750 bin yeni yatırımcının hisse senedi aldığı görülüyor. Borsadaki "yenilerin" genel özelliği "küçük yatırımcı" olması. Hem küçük, hem yeni olmak, borsa kurtlarının önüne atılmak anlamı taşıyor. Tahta sahipleri bu kesimleri kolaylıkla yönlendirebiliyor, paniğe sevk edip zararına satış yapmalarına neden olabiliyor.

BORSA NEREYE GİDER, NEREYE DÜŞER?

Bu ayın sonunda şirket bilançolarının büyük bölümü açıklanmış olacak. Bilanço sezonu bitince endekste soluklanma, geri çekilme ihtiyacı doğabilir. Çünkü borsada değişmez kuraldır: Beklenti alınır, gerçekleşme satılır...

Nitekim 25 Ekim'de seans içinde 4 bini aşarak rekor kırsa da kapanış endeksi 3 bin 975 puan oldu

Bundan sonra olabileceklere ilişkin tahmin yürüten analistler, BİST 100 endeksi için yukarıda 4 bin 150 seviyesinin bulunduğuna dikkat çekiyor. Yani kısa vadede gidebilecek 175 puanlık yol bulunuyor. Aşağıda ise 3 bin 850, 3 bin 720'lerden "park edilmesi" söz konusu. İçeride ya da dışarıda panik oluşturabilecek kadar olağanüstü gelişmeler olması durumunda ise 3 bin 200'lere kadar inilebileceğine dikkat çekiliyor. Ancak seçim ortamında düşük tutulan faizlerin, bankacılık sektörüne olan ilgiyi bir süre daha canlı tutabilme ihtimalini göz ardı etmemek lazım.

Peki yılbaşı rallisi olur mu?

Goldman Sachs ve Bank Of America (BOFA) resesyon etkisi nedeniyle Avrupa'da bu yıl noel rallisi yaşanmayacağı tahmininde bulundu.

Avrupa borsalarındaki olumsuz hava Türkiye'de de yılbaşı rallisini önleyebilir mi? Bu sorunun üzerinde düşünmek gerekiyor FED faiz politikasını yumuşatırsa ABD'de başlayıp Avrupa'ya yayılacak pozitif hava Türkiye'yi de olumlu etkileyebilir.

Ekim ayındaki olumlu hava MSCI Türkiye endeksine de yansıdı. Endeks diğer gelişmekte olan piyasalardan yüzde 25.6 oranında daha yüksek performans sergiledi.

Olumsuz tarafa bakıldığında; resesyon beklentisi ve yükselen enflasyonun global piyasalar üzerinde yarattığı etkiyi göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu durum, Avrupa'da son 5 yılın en düşük fiyat kazanç çarpanlarına gerileyen hisse senetlerini daha aşağı çekebilir.

Böyle bir ortamda Türk hisselerinin hem Avrupa hem ABD borsalarından pozitif ayrışması ne kadar sürdürülebilir?

"Döviz cinsinden ucuz kaldık" söylemleri yılın başından beri tekrarlanıyor. Ancak geçen yılı 1857 puandan kapatan Borsa İstanbul 100 endeksinde yüzde 100'ün üzerinde bir getiri söz konusu. Ulaşılan noktada "ucuzluk" da tartışmalı hale geliyor.

Son 3 yılda borsaya giren 1 milyon 536 bin yeni yatırımcının davranışları da "panik" eğiliminin yüksek olduğunu gösteriyor. Borsada bir hisse senedi ya da genel olarak endeks gün içerisinde yüzde 5'in üzerinde düştüğü zaman "devre kesici" uygulanıyor. Bazen 15-20 dakika, bazen daha uzun süre işlem yapılmıyor. Amaç paniği önlemek. Oysa bazı hisse senetlerinde "devre kesici" uygulandığı zaman, düşüşün kısa sürede endeksin tamamına yayıldığı gözleniyor. "Panik satışlarında" hangi fiyatı bulursa oradan hisseleri satan küçük yatırımcılar büyük kayıplara uğrarken "silkeleme" yapan tahta sahipleri ve müttefikleri yüksek kazanç sağlıyor. Küçük yatırımcının hemen satışa yönelmesi, borsadaki durumun milyonlarca kişi açısından ne kadar kırılgan olduğunu açıkça gösteriyor.

Borsa İstanbul şu anda saadet zinciri gibi, yatırımcısına genellikle kazandırıyor. Ama bu zincirin kırılacağı bir yer olacak. Bu gerilime dayanabilenler genellikle elindeki paranın tamamını hisse senedine yatırmayanlar. Paranın yarısı ya da üçte birini borsaya yatıranlar, endeks düştüğü zaman kademeli olarak yeni alım yapıp maliyetlerini düşürüyor.

Paranın tamamını borsaya yatıranlar ise bundan sonrası için dikkatli olmak durumuda. Çünkü endeksle birlikte riskler de yükseliyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHMET ÇETİNGÜLEÇ Arşivi
SON YAZILAR